Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ B ] / But who knows

But who knows перевод на турецкий

1,191 параллельный перевод
- Agreed, but who knows where she went?
- Kabul. Ama kimbilir nereye gitti?
But who knows the women you would have met?
Ama hangi kadınla tanışabileceğini kim bilebilir.
But who knows?
Ama kim bilir?
Things will be different once we transfer to a fighting vessel, I don't doubt, but who knows when that may be.
Bir savaş gemisine transfer edildiğimizde her şey değişecek, buna eminim, ama ne zaman olacağını kim bilebilir.
We long to be married, but Who knows when have time.
Yine de, anneciğim, evlilik konusunda çok istekliyiz, fakat tanrı bilir ne zaman vakit bulacağız.
I stripped him of all the powers he copied from me, but who knows what other powers he still has.
Benden kopyaladığı bütün güçleri geri aldım, fakat kim bilir başka hangi güçleri vardır.
But who knows if that's the end of it?
Onun son olacağını kim bilebilir ki?
But who knows?
Kim bilir?
... but who knows if that'll catch them.
Ama büyük ihtimalle bir işe yaramayacak.
But who knows.
Gene de belli olmaz.
But who knows what they'll say once the police question them.
Polis onları sorgularken ne söyleyecekler kim bilir.
They say they're gonna ship me out to India, but who knows.
- Beni Hindistan'a götürecekler.
But who knows?
Belli olmaz.
She has delusions of grandeur, but who knows if she'll need all that.
Kendini çok büyük görüyor. Ama hepsine ihtiyacı olacak mı kim bilebilir?
And everybody who knows about the diamond... is supposed to be dead or on this boat, but she knows.
Elması bilen herkesin... bu gemide öldüğü sanılıyor, ama bu kadın elması biliyor.
You put on a good front but anyone who really knows you can tell that you're lonely.
Hislerini iyi gizliyorsun, ama seni tanıyanlar yalnızlığının farkında.
But now, everybody knows you're just a washed up rocker, who can't tell a six-string from a shot glass.
Ama şimdi, herkes, bir gitarla tekila bardağını ayırt edemeyen, işi bitmiş bir rockçı olduğunu biliyor.
And the irony is... the terrible truth that no one knows, but that I will tell you... is that the blood of many who died in that war is on my hands.
Ve bu işin ilginç yanı... Sana söyleyeceğim ama kimsenin bilmediği korkunç gerçek... O savaşta ölen pek çoğunun kanlarının benim ellerime bulaştığıydı.
Who knows? But if you are, then I guess I'm paranoid, too.
Ama eğer öyleysen, ben de paranoyağım.
No one even knows who built the first gates... but what does any of that have to do with the artifact?
İlk geçitleri kimin yaptığını kimse bilmiyor ama bunun bulduğumuz nesneyle ne ilgisi var?
"Rejoice then, you heavens, and those of you who dwell in them,... but woe to the earth and the sea,... for the devil has come down to you with great wrath,... because he knows that his time is short."
Öyleyse ey gökler ve orada yaşayan sizler, mutlu olun! Ama yeryüzünün de denizlerin de vay başına! Çünkü iblis vaktinin kısıtlı olduğunu bilerek azgın öfkesiyle size geldi.
He's called the Messiah, but no one knows who he is.
Herkes kurtarıcı kurtarıcı diye yırtınır, ama kimse nerede olduğunu bilmez.
Listen I say what you see you believe... and I see Signor Andre living in Ca del Mosto sitting on his ass... together with a lady who acts as his governess, but is his lover, as everybody knows and a young lass,... who he treats like a daughter,
Dinle, sen söylenenlere inanıyorsun Sinyor Andre bütün gün evinde oturuyor ve hiçbir şey yapmıyor. Arada bir sevgilileri geliyor ve onlarla ne yaptığını kimse bilmiyor kıza gelince onun adamla hiçbir ilgisi yok çünkü annesinin soyadını taşıyor hayatım.
But there must be the one who knows your true value.
Ama gerçek değerini bilen biri olmalı.
But anybody who has ever been truly, truly in love knows that my client had no choice.
Ama gerçekten, gerçekten âşık olmuş biri, müvekkilimin hiçbir seçeneği olmadığını bilir.
Now, who knows what they took with them and how much of it is in the hands of people who don't understand it couldn't build it, but are willing to use it.
Yanlarına neler aldıklarını bunlarının ne kadarının anlamayan, üretemeyen ama kullanmak isteyen kişilerin elinde olduğunu kim bilebilir?
But that would mean it's someone who knows us and knows that we're witches.
Fakat bu biri bizi biliyor demektir Ve cadı olduğumuzu biliyor.
Not only that, but he knows she knows who killed her grandmother.
Sadece bu kadar değil, büyükannesini kimin öldürdüğünü bildiğini de biliyor.
But who really knows what normal is?
Ama kimse normalin... ne demek olduğunu bilmiyor.
Well... Who knows why a moment like that touches us so? But...
Böyle anlar bizi neden bu kadar etkiler bilinmez ama Sör Trevor, bence bu sizin özel yeteneğinizden kaynaklanıyor
Who knows what science will come up with in the future but what if I die an unsuccessful, regular-size man?
Kim bilir gelecekte bilim neler getirir ama ya başarısız ve normal boyda bir adam olarak ölürsem?
Ross said he nailed her behind her hubby's back. But then again, Ross was sometimes a lying sack of shit. So who knows if it's true?
Kocasının ardından onu düzdüğünü söylemişti, ama tekrar söylüyorum, Ross bazen yalancı bir pislik olabiliyor, doğruluğunu kim bilebilir.
Who knows whether it was her vodka or her vibe... but Charlotte suddenly did feel a little warm.
Votkadan mı heyecandan mı olduğu belli olmasa da Charlotte sıcakladığını hissediyordu.
Alright, look, I love Melissa and everything's great right now, but, I mean, who knows, you know, things change, and what if things don't work out, then what?
- Sence de çok açık değil mi? - Pekâlâ, bakın! Melissa'yı seviyorum.
But who really knows why two people are drawn together?
Ama iki insanın biraraya neden çekildiğini kim bilir ki?
But I'd better hurry, who knows when they pick up the garbage.
Acele etsen iyi olur, çöpü ne zaman topladıklarını kim bilir?
But I can't help wondering how someone who's supposedly just a pickpocket knows so much about smuggling and alien life forms.
Ama senin gibi sıradan bir hırsızın yan kesicilik ve uzaylılar hakkında bu kadar çok şey bilmesine şaşırıyorum.
Who knows the names of cities but has never been to one?
Şehirlerin adlarını bilen, ama hiçbirini görmemiş biri.
A husband who knows where his slippers are but never notices his wife.
Terliklerinin yerini bilen, fakat karısını hiç fark etmeyen bir koca.
But who knows?
Belki değerli bir şeyler bulup..
You know, we thought that leaving little Raymond back didn't hurt him any, but who the crap knows?
Biz küçük Raymond'ın bir yıl kaybetmeye bozulmayacağını düşünmüştük ama kim bilir? Hayata bir yıl önce atılabilirdin.
Yes, but it doesn't matter who knows what.
Evet ama kimin ne bildiği önemli değil.
But... I'm the one who knows...
Ama... bu işi bilen kişi...
Yeah, but... who knows what they do, huh?
Evet ama kim bilir ne işler çeviriyorlar?
I'm not sure, but I don't think dyslexia's a virus. Who knows?
Bilmiyorum ama disleksinin virüsle geçeceğini sanmıyorum.
I know a guy who knows a guy, but he's not exactly a member of the Better Business Bureau, you know?
Birini tanıyorum ama, kendisi pek federal işlerle uğraşan biri değildir aslında
But surely a prefect, a senator somebody who knows the city, who understands her politics
Ama herhalde bir vali, bir senatör... şehri tanıyan, siyaset hayatını anlayan birisi.
You're nothing but a malcontent who knows how to spell.
Sen sadece yazı yazmasını bilen huysuz adamın birisin.
I can clean it up, but you need to see someone who knows what he's doing.
Enfeksiyonu temizleyeceğim ama bir doktora görünsen iyi olur.
Maybe I'll kill myself by midterms next year... but, then again, maybe I won't. Who knows?
Gelecek sene ortasında belki kendimi öldürürüm,... belki de öldürmem.
I'm sorry to be like this... but... you are... the first, you are the only person... I've met who knows what they're talking about.
Böyle davrandığım için üzgünüm ama sen karşıma çıkan ve neden söz ettiğini bilen ilk, hatta tek kişisin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]