Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ C ] / Can i see you

Can i see you перевод на турецкий

15,733 параллельный перевод
Can I see you Tuesday?
Salı günü seni görebilir miyim?
Can I see you or call you to talk about it?
Bu konuda konuşmak için seni arayabilir miyim, ya da görüşebilir miyiz?
Can I see you for a second?
Biraz görüşebilir miyiz?
Can I see you again?
Seni yeniden görebilecek miyim?
And I know you can see it.
Siz de görebiliyorsunuz, biliyorum.
You are gonna get hurt here in ways you can't see, and I'm trying to stop it from happening, for all of our sakes, but you gotta give me the real.
Anlayamayacağın şekillerde bu işten zarar göreceksin ve hepimizin iyiliği için bunun olmasını engellemeye çalışıyorum, ama bana doğruyu söylemelisin.
I just can't wait to see you tonight.
Bu geceyi bekleyemedim.
I wanna see if I can come down, inside your mind a little bit, and see if you understand what the real reality is.
İnebilir miyim, görmek isterim Zihnin içinde biraz, Ve gerçek gerçeğin ne olduğunu anlar mısınız bakın.
Can't you see what I could be?
Ne olabileceğimi görmüyor musun?
You know, let me see what I can do...
Ben, ne yapabileceğime bir bakayım...
You might've fooled them, but I can see that fire you trying to snuff out.
Kandırabilirdin onları ama ben görebiliyordum ateşi söndürmeye çalışıyordun.
You know why I built my office entirely out of glass even though birds can't see glass?
Kuşlar camı göremese de ofisimi neden tamamen camdan yaptırdım, biliyor musun?
So, based on what I can see, i think it's best that you and Emily stop seeing each other for a while.
Yani görebildiklerime göre, bence en iyisi Emily ile bir süre görüşmemelisiniz.
And from what I can see, you're not capable.
Ve görebildiğim kadarıyla, bunu yapamazsın.
I can't see you, nickle.
Seni göremiyorum, Nick!
I'm bummed that I can't come see you compete.
Seni izlemeye gelemeyeceğim için çok sinirliyim.
I can see you breathing on the monitor.
Ekrandan nefes alışını görebiliyorum.
Can you check to see if I'm bleeding through my pants?
Pantolonumdan kan akıyor mu kontrol edebilir misin?
I'm trying to understand if there was this, this dual function, so see if you can help me.
Anlamaya çalışıyorum, eğer böyle ikili işlevleri varsa, bana yardımcı olun.
If you watch the race, you can see, as soon as the gun goes, I'm like so focused.
Yarışı izliyorsanız start verilir verilmez çok odaklandığımı görebilirsiniz.
I can see why he keeps you around.
Neden seni yakınında bulundurduğunu anladım.
I can see why you like him.
Ondan neden hoşlandığını anlıyorum.
If he don't see the vision that you have, oh, man, I want you to look him straight in the eye and you tell him, "You can kiss my twat."
Eğer ki o, sahip olduğun vizyonu görmezse onun gözlerine bakmanı ve'amcığımı öp'demeni istiyorum.
So... So as you can see, I am completely innocent in all of this.
Sizin de gördüğünüz gibi, ben tamamen masumum.
Let me see if I can't slip them some sleepy-time pie and get you a key.
Onlara uyku getirici bir kek yapıp anahtarı alabilecek miyim bakayım.
So. If you can manage to forget about me, I'll see to it that I forget about you.
Pekala beni gördüğünüzü unutursanız ben de sizi unuturum.
You see, I can't even fucking get this stupid
Görüyosun, şu lanet üstümü
I can see why you married him.
- Neden adamla evlendiğini anlıyorum.
Look, I know it's been a lot, but, fuck, man, if you just trust me, I can take us there even if you can't see it right now yourself, okay?
Bak, biliyorum çok oldu ama siktir et lan. Eğer bana güvenebilirsen şu an anlamasan bile bizi çok iyi yerlere getirebilirim, tamam mı?
Ooh. So when can I see you again?
Seni ne zaman tekrar görebilirim?
I need you to go to these locations to see if you can follow him upstream into the cell.
Bu bölgelere gidip onu hücreye bağlayacak bir şey bulabilir misiniz diye araştırın.
I can see you.
Seni görebiliyorum.
You know, I can see why you made the choice that you did.
Neden orayı seçtiğini anlayabiliyorum.
Isodyne was the only one that was willing to put one of... my kind in a lab. So you can see why I didn't immediately jump at torpedoing my relationship with them.
Isodyne ırkımı işe alan tek şirketti bu yüzden onlarla olan ilişkimi direkt mahvetmeme sebebimi anlamışsındır.
You don't think I can see? !
Sence kör müyüm ben?
I can't tell you how relieved I am to see this.
Bunu gördüğüme ne kadar sevindim anlatamam.
And I can see how much you need this.
Ve buna ne kadar ihtiyacın olduğunu görebiliyorum.
Yo, I just got you past the VIP list so you can see Kaylee tonight, all right?
Bak, VIP listesine göz attım ve bu gece Kaylee'yi görebilmenin tek yolu bu partiye katılmak.
I can't wait for you to see what I'm wearing tonight.
Bu gece giydiğim kıyafetlerle beni görmen için sabırsızlanıyorum.
I know, but... you can't see life as the enemy.
Biliyorum ama yaşamı düşmanın olarak göremezsin.
Okay, I can see that you're stonewalling me here.
Beni engellediğini görebiliyorum.
Can't you see I'm trying to help you?
Anlamıyorsun! Size yardım etmeye çalışıyorum!
I can see you are.
Korktuğunu görüyorum.
Mr. Lockhart... I can see you're extremely upset.
Bay Lockhart... belli ki canınız çook sıkkın
I want you to go in the back and tell me what you can see.
Arkaya gidip ne gördüğünüzü söyleyin.
Though, as you can see, I can make the dagger do its work without it.
Gerçi gördüğün üzere hançeri onsuz da kullanabilirim ben.
But I can see now how that must have seemed to you. Like I was the slaver.
O an sana nasıl göründüğünü anlayabiliyorum.
I guess a lot of people is gonna think like that, but if you can really view the film, you know, any football expert, you would see that, you know, I was open the entire game.
Çoğu kişinin böyle düşüneceğine eminim ama görüntüleri tam anlamıyla izleyince her futbol uzmanı görecektir ki maç boyunca boştaydım.
We praise their effort, like, "I can see how hard you worked on that."
çabalarını övüyoruz, mesela diyoruz ki, "Bu konuda ne kadar çalıştığın belli oluyor."
Wow, Jett, I can see how hard you worked on that.
Jett, bu konuda ne kadar çalıştığın belli oluyor.
I can see you're really upset, Zogu.
Altüst olmuşsun Zogu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]