Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Do nothing

Do nothing перевод на турецкий

29,282 параллельный перевод
Does he really expect us to sit back and do nothing while Lou and his family run for their lives?
Lou ile ailesi canlarını kurtarmak için kaçarken gerçekten ellerimiz bağlı oturmamızı mı bekliyorlar?
- So you're saying do nothing?
- Yani hiçbir şey yapmayalım mı diyorsun?
How long will you do nothing whilst Insomnia burns?
Insomnia yanarken daha ne kadar bir şey yapmayacaksınız?
Are you saying I should do nothing?
Sizce hiçbir şey yapmamalı mıyım?
Should I just sit here and do nothing.
Burada oturup hiçbir şey yapmamak.
So I'm just supposed to do nothing?
Ne yani hiçbir şey yapmayacak mıyım?
I told you, I had nothing to do with the suit going missing.
Söyledim ya, üniformanın kaybolmasıyla bir ilgim yok benim.
Had nothing to do with seeing me.
Beni görmeye falan gelmedin.
Well, I can assure you my client had nothing to do with the theft of the prototype suit or that Beretta.
Sizi temin ederim ki, müvekkilim malum prototip üniformayı veya Beretta'yı çalmış olamaz.
There's nothing we can do about it now.
Elimizden bir şey gelmez artık.
Now, look, I admit that I misrepresented myself to Addison, but I had nothing to do with her disappearance.
Bakın, Addison'a kendimi farklı tanıttığımı itiraf ediyorum ama kaybolmasıyla bir ilgim yok.
This has nothing to do with Tessa. He's nothing like her.
Bunun Tessa'yla hiçbir ilgisi yok.
It has nothing to do with you or us or the other day. I just...
Bunun ne seninle ne bizimle ne de geçen günle bir ilgisi var.
♪ ♪ My... Transgress in Peru had nothing to do with the love I have for your mother.
Peru'da işlediğim günahın annene olan aşkımla hiçbir ilgisi yoktu.
It has nothing to do with me.
Bunun benimle bir ilgisi yok.
- Nothing. I didn't do anything.
- Hiçbir şey, bir şey yapmadım ben.
Yeah,'cause I got nothing better to do.
Bana uyar çünkü yapacak daha iyi bir işim yok.
Kate Beckett is going to be dead by the end of the night, and there is nothing you can do about it.
Kate Beckett bu gece bitmeden ölmüş olacak, Ve bununla ilgili yapabileceğin hiçbirşey yok.
So bored they got nothing better to do.
Canları sıkılıyor, yapacak başka şeyleri yok.
I had nothing to do with this.
Ben hiçbir şey yapmadım.
All you had to do was nothing.
Hiçbir şey yapman gerekmiyor.
- There's nothing I can do about it.
- Bu konuda yapabileceğim birşey yok.
There will be nothing to vote on if they can't do the demonstration.
Eğer gösteriyi gerçekleştiremezlerse, oylayacak bir şeyleri de olmaz.
- There's nothing I can do!
- Yapabileceğim hiçbir şey yok!
There's nothing we can do.
Yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
There's nothing you can do?
Yapabileceğiniz bir şey yok mu?
Robbins, there's nothing you can do.
Robbins, yapabileceğin bir şey yok.
And what did your mother do? Nothing.
- Peki annen ne yaptı?
No, nothing to do with faith.
İnançla alakası yok.
I chose to do nothing when my mother was cast out.
Aslına bakarsan annem gönderildiğinde bir şey yapmamayı seçen bendim.
My success has nothing to do with you.
Başarımın seninle hiçbir ilgisi yok.
Then I also have nothing to do with your failure.
Başarısızlıklarınla da ilgim yok o zaman.
My point is, I love my daughter, and there is nothing I wouldn't do for her.
Mesele şu ki, kızımı seviyorum ve onun için yapmayacağım hiçbir şey yok.
And for this reason, creation is nothing to do with the big bang.
Bu nedenle yaratılışın Büyük Patlama ile bir ilgisi yok.
No, that has nothing to do with it.
Hayır, onunla alakası yok bunun.
Vincent, listen, I know we didn't end on the best of terms, and, you know, I really do wish you nothing but happiness.
Vincent, çok iyi ayrılmadığımızı biliyorum, ama her zaman senin mutluluğunu isterim.
There's nothing you can do.
- Yapabileceğin bir şey yok.
There's nothing anyone can do.
Kimsenin yapabileceği bir şey yok.
Uh, they let me go after they knew I had nothing to do with you stealing their scrips.
Senetleri senin çalmanla bir alakam olmadığını görünce beni serbest bıraktılar.
We do it my way, I'm giving you everything that you want in exchange for nothing you care about.
Benim dediğim şekilde yapacağız. Önemsemediğin bir şey karşılığında sana önemsediğin bir şeyi vereceğim.
What Andre knows about me has nothing to do with me taking fucking pills.
Andre'nin benim hakkımda bildiği şeyin haplarla falan ilgisi yok.
Those assholes got nothing better to do on a Saturday?
O pisliklerin Cumartesi yapacak daha iyi işleri yok muymuş?
There's nothing I can do.
Ben hiçbir şey yapamam.
It had nothing to do with us.
Bizimle hiçbir ilgili yoktu.
- The guy frying, and he's gonna tell me that he had nothing to do with any drive by.
İçerdeki aşcı bize ateş etmeyle hiç ilgisinin olmadığını söylecektir.
I had nothing to do with this.
Bununla yaptığım bir şey yoktu.
Nothing for you to do.
Yapmak istediğin hiçbir şey yok.
I had nothing to do with this.
- Bununla bir ilgim yok.
This has nothing to do with me being yelled at.
Bunun bana birinin bağırmasıyla ilgisi yok.
Seeing all of your bright faces reminds me that there is nothing you cannot do if you put your mind to it.
Bugün buradaki bütün simalar bana hatırlatıyor ki eğer kararlıysanız başaramayacağınız hiçbir şey yoktur!
There's nothing I can do to change that.
Değiştirmem imkânsız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]