Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ F ] / Feels good

Feels good перевод на турецкий

3,227 параллельный перевод
After dad's death she became very lonely... so gets relaxed taking one or two pegs... feels good...
Babam öldükten sonra annem yalnız kaldı... Içerek rahatlıyor...
It feels good.
Bayağı da iyi hissettirdi.
It feels good.
Güzel hissettiriyor.
It feels good, you know?
İyi hissettiriyor yani.
Oh, wow. How's that feel? It feels good.
- Nasıl hissettiriyor?
Well, you should do what... Feels good.
İyi hissetmen gerek.
Feels good to be back, although Tarrlok isn't too happy about my leave of absence.
Tarrlok yokluğumdan memnun olmasa da dönmek güzel gerçekten.
This feels good.
İyi geldi.
It feels good to know.
Bunu bilmek güzel.
'It feels good to know.'
Bunu bilmek güzel.
It feels good?
İyi geliyor mu?
- Oh! - Fuck, that feels good.
Siktir be, çok iyi.
Oh, Bobby, get accustomed to it, because then it feels good when they finally say yes.
Buna alışsan iyi olur Bobby çünkü en sonunda "evet" cevabı alınca çok iyi hissedeceksin.
Yeah, it just feels good to let go of the past and move on, you know?
Teşekkür ederim. Geçmişi bırakıp, yoluna bakmak iyi hissettiriyor.
You know, sometimes it feels good to do things that scare you.
Bilirsin, bazen seni korkutan şeyleri yapmak iyi hissettirir.
And anything that doesn't hurt feels good.
Acıtmayan her şey iyidir.
Feels good, huh?
İyi hissettiriyor, değil mi?
Feels good to be out in the field for a change, not at the station, trapped under a mountain of paperwork.
Arada dışarı çıkmak iyi geliyor, karakolda bir yığın evrak işinin altında eziliyorum resmen.
It feels good to know that, thanks to me and my colleagues, a lot fewer people will be injecting cocaine into their penises tonight.
Ben ve meslektaşlarım sayesinde çok daha az kişinin penisine kokain enjekte edileceğini bilmek mutluluk verici.
I don't know, it feels good.
Bilmem, iyi hissettiriyor.
It feels good to cut yourself?
Kendini kesmek iyi mi hissettiriyor?
It feels good so far.
Şimdiye dek iyi gidiyor.
I think this feels good.
Harika hissettirdiğini düşünüyorum.
- Feels good, doesn't it?
- İyi bir his, değil mi?
Feels good.
İyi geldi.
Even though it's a little cold, it feels good.
Olsada, biraz soğuktu ama iyi hissettiriyordu.
Feels good going in, not so good coming out.
Yemesi gayet güzel, ama dışarı çıkması değil.
Man, that feels good every time.
Bana içki ısmarlıyorsun diye vereceğimi sanma. Her defasında kendini iyi hissediyor insan.
Feels good?
Çok güzel değil mi?
Feels good does it?
- İyi hissettiriyor, değil mi?
- Self-hatred? I... I think it feels good to heal.
Sanırım, iyileşmek için iyi hissettiriyor.
It sure feels good.
Çok güzel bir duygu olmalı.
It feels good.
Böyle daha iyi oldu.
And that feels good.
Ve iyi hissettiriyor.
Gee, it sure feels good to not louse things up for once.
Gee, Bir kere için bu aşağılık şeyleri yapmak iyi hissettirdi.
Because personally, I eat very little. If one of us feels burdened, it wouldn't be good.
Çok fazla yemediğim için ortak ödeme yapmak adil olmaz.
It feels really good having someone who really believes in me.
Bana gerçekten inanan birinin olması iyi hissettiriyor.
I'm sorry, it just feels so good to be able to laugh.
Özür dilerim. Ama gülebilmek çok iyi geldi
♪ yeah ♪ whoa oh oh oh ♪ boy, you know it feels real good ♪
* Evet * * kendimi bana çok iyi hissettiriyorsun *
Feels nice to be able to deliver good news every once in a while.
Arada bir iyi haber götürmek çok iyi geliyor.
♪ feels twice as good as where you are ♪
# Olduğun yerden iki kez daha güzel hissettirirler #
Oh, you have no idea how good it feels to be out of there!
Ordan kurtulmak nasıl bir his bilemezsin!
Feels so good.
Çok iyi geldi.
This feels so good.
İyi geldi.
♪ Reunited and it feels so good ♪ Sweet.
İyiymiş.
It feels so good to tell the truth.
Sonunda birilerine gerçeği söylemek iyi geldi.
It feels so good to finally have my hands on a problem I can fix.
Ellerimi sonunda çözebileceğim bir soruna bulaştırmak harika bir duygu.
It feels pretty good, doesn't it?
Oldukça iyi hissettiriyor, değil mi?
Well, you tell Mose that he's a good man and I hope he feels better.
Mose'a söyle ki o iyi kalpli biri. Umarım sıkıntısı geçer.
Something that feels so good can't be bad, right?
Bu kadar güzel bir şey kötü olamaz yani, değil mi?
Something that feels this good cannot be bad.
Bu kadar güzel bir şey kötü olamaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]