Good for you перевод на турецкий
20,404 параллельный перевод
- Good for you.
- Evet ama Champ çok...
Good for you!
Aman ne güzel.
But that's good for you because your bank accounts are frozen.
Ama senin için iyi çünkü banka hesapların donduruldu.
Good for you, Rick.
Aferin Rick.
While not my first choice, crack in small amounts is actually good for you.
Benim favorim değil ama ufak miktarda kokain sağlığına yararlı olabilir.
Good for you.
Aferin sana.
Yeah, well, good for you.
Senin adına sevindim.
You know, this mutiny isn't going to look good for you.
Bu isyan olayı, imajını zedeleyecek.
Good for you.
- Aferin sana.
Good for you.
Senin adına sevindim.
Good for you, Uncle Kyle!
Yürü be, Kyle Amca!
You better'member, if you know what's good for yous.
Kendi iyiliğiniz için hatırlamanız lazım.
It's not good for you.
Sana yararı olmaz.
It will not be good for you.
Senin için hiç iyi olmaz.
( chuckles ) Good for you.
Aferin sana.
Well, good for you.
Peki, bu iyi.
Well, good for you.
Aferin sana.
- Good for you.
- Senin için iyi olmuş.
- No, good for you.
- Hayır, senin için iyi oldu.
They only met up with you for one final cash infusion before disappearing for good.
Sonsuza dek kaybolmadan önce son bir para aktarımı için seninle buluştular.
You just take that nutty energy of yours and put it to good use at the office, and we'll be waiting for you when you get home.
Sen bu çılgın enerjini alıp ofiste değerlendir. Biz de döndüğünde seni evde bekliyor olacağız.
With proper backing, you could make a very good career for yourself.
Uygun destekle kendin için çok iyi bir kariyer yapabilirsin.
OK? Then I'll take you for ice cream, if you're good.
Eğer iyi olacaksan seni dondurma yemeğe götüreceğim.
I know you think you're good enough for my daughter.
Kendini kızıma layık gördüğünü biliyorum.
You're making people contribute for the greater good.
Çoğunluğun iyiliği için insanların katkı yapmasını sağlıyorsunuz.
Good thing for you he's not in charge anymore.
- Hadi gene iyisin artık yönetimde o yok.
And for you, I left all my thermals and my good hat.
Sana da içliklerimi ve güzel bonemi bıraktım.
Why, so you can take this place over for good?
Neden, böylece burayı temelli alabilesin diye mi?
You are looking good for two homicides.
İki cinayet üzerinde güzel görünüyor.
Is this like a protective big brother talk where you want to make sure I'm good enough for Killian?
Killian için yeterince iyi olup olmadığımı anlamaya çalışacağın korumacı bir ağabey konuşması mı olacak?
To be honest, you're too good for Hook.
Dürüst olmak gerekirse, sen Kanca için fazla iyisin.
This world was never good enough for you.
Bu dünya hiçbir zaman sana layık değildi zaten.
I never thought you were good enough for him.
Ona layık olduğunu düşünmemiştim hiç.
Why are you clapping? I am not a good person for the White House.
Ben Beyaz Saray için uygun biri değilim.
Are you good down here for a minute, while I try and unfuck the situation?
Bu sorunu düzeltmeye çalışacağım, burada durabilir misin?
Big Head, I would hope that a handshake deal would be good enough for you.
Koca Kafa, tokalaşmanın senin için yeterli olduğunu umut etmiştim.
Or at least, you're good for me.
Ya da en azından sen bana iyi geliyorsun.
Some people pay good money for this sort of thing, you know?
Bazı insanlar, bu tarz şeyler için iyi para ödüyor, biliyor musun?
You ready to destroy your delusions for good?
Yanılsamalarını sonsuza dek yok etmeye hazır mısın?
- I know you don't want to hear this, but you're too good to be writing Instagram captions for celebrities.
- Dinlemek istemiyorsun ama ünlülere Instagram başlığı yazmak için fazla iyisin. - Ben...
Well, that's good... for you... at my expense, I guess.
Senin için güzel. Benim için de sanırım.
And the only way you're going to get that many users is if you go to one of those click farms in Bangladesh and pay for them. Good fuckin'luck, man.
O kadar kullanıcıya da ancak Bangladeş'deki tıklama çiftliklerinden birine para yedirirsen ulaşırsın.
I bought all that paint you asked for, it's all in the car, ok? - Good.
İstediğin boyaları aldım, arabada hepsi.
Walk in the wrong direction a few steps and you're lost for good.
Yanlış yöne bir kaç adım atarsınız ve temelli kaybolursunuz.
I've never been good enough for you.
Hiçbir zaman sana layık biri olamadım.
How do you say? This is not good for business. If oborin cancels without credible proof,
Eğer Oborin kanıt olmadan iptal ederse rakipleri karşısında zayıf gözükür.
And I know that my magic blood tastes really good, but you're both gonna have to show just a little bit of self-control for a little bit longer, okay?
Ve büyülü kanımın tadının çok güzel olduğunu biliyorum ama ikiniz de biraz kendinize hakim olmalısınız sadece biraz daha tamam mı?
Just throwing good money after bad for lessons if you don't practice.
Alıştırma yapmazsan dersler için parayı sokağa atmış olursun.
This ol'boy knows what's good for him, he'll wait for you.
Bu çocuk kendi için neyin iyi olduğunu biliyorsa seni bekler.
Do you think Supergirl has lost the public's trust for good?
Sizce Supergirl halkın güvenini temelli mi kaybetti?
Thank you very much for your help, and good luck finding your brother.
Size şans kardeşini bulmak çok yardımınız için çok ve iyi teşekkür ederim.
good fortune 20
good for him 206
good for her 174
good for them 84
good for me 58
good for us 36
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your birthday 37
good for him 206
good for her 174
good for them 84
good for me 58
good for us 36
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your birthday 37