Fl перевод на турецкий
3,732 параллельный перевод
I'm sorry but we're looking for someone with higher qualifications.
Üzgünüm ama daha yüksek vasıflı birini arıyoruz.
I have recently learned that the super soldier serum coursing through your veins can cure me of my one and only weakness.
Son zamanlarda damarlarında akan süper asker serumunun benim tek zayıflığımı iyileştirebileceğini öğrendim.
I show few my moments of weakness.
Biraz zayıflık ânı gösterdim.
You look at our compassion, our patience, our belief in personal dignity, and see weakness.
Bizim merhametimize, tahammülümüze insan haysiyetine olan inancımıza bakıyorsun ve zayıflık görüyorsun.
Tony thought the Adaptoid was scanning us for weaknesses.
Tony Adaptoid'in zayıflıklarımızı bulmak için bizi taradığını zannetti.
Hammer's machine wasn't scanning us for weakness.
Hammer'ın makinesi zayıflıklarımızı bulmak için bizi taramıyordu. - O öğreniyordu.
Abandoned by a father who was a career criminal, a mother who died of... weakness and shame.
Suçlu bir baba tarafından terk edildin zayıflıktan ve utançtan ölen bir annen var.
250 ) \ blur10 \ shad0 } nani wo mamoru no darou 250 ) \ blur10 \ shad0 } mou risei nado nai naraba
Gücümüzle zayıflıklarımızla Mantık ve sebep birbirine zıt düşmüşse
I knew Jellybeans had a weakness for bouncing tennis balls, so I tossed one in front of Gene's car.
Jellybeans'in zıplayan tenis toplarına karşı bir zayıflığı olduğunu da biliyordum. Gene'in arabasının önüne attım gitti.
In the Bear, there is no place for weakness.
Bear'da zayıflığa yer yok.
Talking about your feelings - first sign of weakness.
Gidip hislerinden bahsediyorsun. Zayıflığın ilk işareti bu.
Addiction..... is a weakness.
Bağımlılık, zayıflıktır.
And weakness must be stamped upon.
Ve bizde zayıflığa yer yoktur.
Oh, with our strength--and our weakness- - what are we going to protect if there's no sense to anything anymore?
Neyi koruyacağız Gücümüzle zayıflıklarımızla Mantık ve sebep birbirine zıt düşmüşse
That one of my parents had weakened carotid arteries.
Ebeveynlerimden birinde şah damar zayıflığı varmış.
♪ and that is all I need to know ♪
Ve sadece bunu bilmen yeter. Güçlülüğüm ve zayıflıklarım
A structural weakness in the whole universe.
Bütün evrende yapısal bir zayıflık.
Come now, you know it was widely thought a strange weakness on your father's part to indulge a steward's boy the way he did.
Hadi canım, kâhyanın çocuğunu şımartmanın babanızın açısından adamakıllı bir düşünce olmasının tuhaf bir zayıflık olduğunu biliyorsunuz.
But lessening the quality of your product is a show of weakness.
Ama ürünün kalitesini azaltmak da zayıflık göstergesidir.
Yo, I heard he killed his own family just so he wouldn't have any weaknesses, and he liked it.
Adam hiç zayıflığı kalmasın diye kendi ailesini öldürmüş diye duydum. Hoşuna da gitmiş.
It showed weakness to cut the drugs.
Uyuşturucuda kesinti zayıflık gösterir.
So instead of weakness, we will show strength.
Zayıflık yerine güç göstereceğiz.
Powers, tactics, weaknesses.
Güçlerimiz, taktiklerimiz ve zayıflıklarımız.
Now is not the time to show weakness.
Şimdi zayıflık gösteremeyiz.
Our connection to our ancestors weakens over time.
Atalarımızla olan bağlantımız zamanla zayıflıyor.
We had to confirm whether they had any weaknesses besides the nape of the neck.
Ense dışında başka bir zayıflıkları olup olmadığını öğrenmek zorunda kaldık.
Talking is not a weakness, Ben ; hiding is.
Konuşmak zayıflık değildir Ben, asıl zayıflık saklanmaktır.
You're going to think me shallow, but the world I live in, if they sense this vulnerability, they will use it as a weapon.
Sığ biri olduğumu düşüneceksin ama benim yaşadığım dünyada bu zayıflığı hissederlerse bir silah olarak kullanırlar.
- My weakness.
- Zayıflığımı hatırlatmak için.
Remember that their weakness is purely psychological.
Zayıflıklarının bütünüyle psikolojik olduğunu unutmayın.
The revolution is betrayed everyday, by the weakness and arrogance of those governing this sad country
Bu zavallı ülkeyi yönetenlerin zayıflığı, ve kibri bu devrime her gün ihanet ediyor.
Apologies if you misinterpreted my attempt to seduce you as a sign of weakness, but I am editor-in-chief.
Eğer benim bu girişimim size zayıflık işaret olarak yanlış görünürse özür dilerim ama genel yayın yönetmeni benim.
While some believe confession can release a tortured soul, others view it as a sign of weakness.
Bazıları itirafın işkence gören ruhu kurtardığına inanır, diğerleri ise bunu zayıflık işaret olarak görür.
No. I know about weakness.
Hayır, zayıflığın ne olduğunu bilirim.
Rainbow cherry candy canes are my greatest weakness.
Çilekli baston şekerlemeler en büyük zayıflığım.
I have no weakness.
Benim zayıflığım yok.
Got any weakness we can exploit?
Faydalanabileceğimiz herhangi bir zayıflığın var mı?
This will destroy the gamma virus and Avengers will go back to being puny.
Gama virüsünü yok edecek ve İntikamcılar zayıflıklarına geri dönecekler.
One day, humanity will disappoint you with their weakness.
Bir gün insanoğlu zayıflığıyla seni hayal kırıklığına uğratacak.
( echoing ) weakness...
Zayıflık... zayıflık...
weakness isn't something I appreciate.
Zayıflık kabul edeceğim türden bir özellik değildir.
The sly bastard is claiming physical and mental weakness.
Sinsi piç, fiziksel ve ruhsal zayıflığı ileri sürmüş.
You know where Metatron's weakness lies.
Metatron'un zayıflığını biliyorsun.
Finding cypher's weakness, yes, That was the head.
Cypher'ın zayıflığını bulma konusu tamam bu mantıktı.
Your only genetic weakness amidst so many new strengths.
Tek genetik zayıflığınız pek çok yeni kuvveti içeriyor.
This week, we saw what it was like to face our weaknesses and turn them into strengths...
Bu hafta zayıflıklarımızla savaşıp onları güçlü tarafımız haline getirdik. İkiye ayrıldık.
Dracula would be able to walk by day And have no weaknesses.
Dracula ise artık gündüzleri yürüyebilir ve hiçbir zayıflığı da kalmaz
You think I was not warned of your weak abilities By my shadow minions?
Gölge kölelerim tarafından zayıflıklarınız hakkında uyarılmadığımı mı sanıyorsunuz?
We use police work. Anything else would be just weakness of character.
Başka herhangi bir şey karakter zayıflığıdır.
One day humanity will disappoint you with their weakness.
Bir gün insanoğlu zayıflığıyla seni hayal kırıklığına uğratacak.
As I get stronger, you get weaker.
Ben güçlendikçe sen de zayıflıyorsun.