Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ F ] / For most people

For most people перевод на турецкий

684 параллельный перевод
Well, that's more than he's done for most people.
O bunu birçok insan için de yapıyor.
It's a question of transport for most people.
Ulaşım insanlar için sorun olmaya başladı.
Things come so late I guess, for most people.
Mutluluk çok geç geliyor. Sanirim çogu insan için.
1956 is a happy, go-lucky year for most people.
1956, birçok insan için güzel ve şanslı bir yıldı.
Well, for most people it takes years and years of hard work.
Birçok insan için bu sıkı çalışma yıllar yıllar alır.
For most people, it's a status symbol.
Birçok insan için böyle birşey statü göstergesidir.
Times are bad for most people.
Bugünlerde kimsenin durumu iyi değil.
Sex is OK for most people with heart problems.
Kalp sorunu olan birçok kişinin seks yapmasında bir mahsur yok.
I mean, that's a lot for most people.
Yani bu çoğu insan için biraz fazladır.
For my people... For the people outside of this villa, and for most of them inside of it, too, for that matter,
Halkım için bu sarayın dışındaki halk için aslına bakarsan içindekilerin çoğu için de sen yeryüzündeki en tehlikeli adamsın.
Six hours later, most of the people in the queue realized that there was not enough meat for them.
Altı saat sonunda, sıradaki insanların bir çoğu herkese yetecek kadar et olmadığını öğrenmişti.
I'm afraid I'm not quite as anxious as I might be for the things most people work towards.
Korkarım birçok kişinin elde etmek için uğraştığı şeyler beni pek ilgilendirmiyor.
An idea most people laughed at him for.
Herkes bu fikirle alay ediyordu oysa.
Most people go to Reno, but for my money, it's Palm Beach.
- Bazıları Reno ve Nevada'ya gider ama paran varsa gideceğin yer Palm Beach'dir.
Most freeborn people submit to anything for a salary.
Pek çok hür doğmuş insan para karşılığı neye olsa razı olur.
Now, here are two young people who would never have met but for a mistake higher up, penalised for the most natural and simple thing in the world.
Üst mercilerin yaptığı hata olmasaydı asla tanışamayacak olan bu iki genç, dünyadaki en basit ve doğal şey için cezalandırıyor.
Most people work today for the Black Market.
Devir "kara para" devri.
Of the two people in the world I cared for most, my wife is dead and my daughter had nothing to look forward to but misery.
En çok değer verdiğim iki kişiden, karım öldü ve kızımın ıstıraptan başka beklentisi kalmadı.
As for our famous, honored Hana-ogi, there are many Japanese - most of them, in fact - who look upon marriage to an Occidental with as much distaste as your people do to one of us.
Uzak doğulu pek çok insan aynı bizim saygıdeğer Hana-ogi gibi buradaki fakir hayattan kurtulup daha iyi yaşamak ve daha iyi bir gelecek için batılı bir erkek ya da kadınla evlenmek ister.
I picked her from the thousands of people who work for me... because she needed the 10 thousand more than most.
Onu bana çalışan binlerce insan arasından seçtim çünkü 10 bin dolara, çoğundan fazla ihtiyacı vardı.
The story has to do with a young bank clerk who, for some unexplained and most uncanny reason, finds himself able to read other people's minds, and then finds that the power can get him into a peck of trouble and a bushel of travail.
Sonraları bu gücün, başına bir sürü dert açıp, sıkıntıya neden olabileceğini anlayacaktır. Programımızın adı "Düşüncen Ne?". Gelecek hafta, Alacakaranlık Kuşağında sizi bekliyor olacak.
For most people.
Çoğu insan için böyle.
For those who haven't had access to orange juice, fresh vegetables, vitamin C in general, and that'll be most people, haemorrhages around the gums will set in at about the 4 month stage and then you're into the initial stages of scurvy,
Portakal suyu, taze sebze... ya da kısaca "C" vitamini alamayan birçok kişide... 4 ay sonra dişeti kanamaları görülecek.
There are a few legitimate guys, and most of'em are phonies. And the people are all suckers. They're taken for a ride.
Ve saf insanları kandırıyorlar.
Most people, you know, think cricket is solely for the Australians and the English but let me tell you this Shahbandar the West Indians are playing better than we are at the moment.
Çoğu insan kriketin sadece İngilizlere ve Avustralyalılara özgü olduğunu sanıyor ama size şunu söyleyeyim, Bay Shahbandar Batı Hintliler bugünlerde kriketi bizden daha iyi oynuyorlar.
"For 5,000 years the Korean people have endured foreign aggression and rule, most recently the exploitation and carnage of 36 years of Japanese imperialism."
"5 bin yıldır Koreliler yabancı taarruzuna ve egemenliğine maruz kalıyorlar. Son olarak da 36 yıldır Japon istismarı ve katliamına."
When people are most oppressed, they long for the brightest of lights.
İnsanlar en ezildiklerini hissettikleri anda en parlak ışık gözlerinde tüter.
It's been quiet over most of the country as people went back to work after the warmest July weekend for nearly a year.
Yaklaşık bir yılın en sıcak temmuz hafta sonundan sonra insanlar işe giderken ülkenin büyük kısmı sakindi.
You have committed your life, you have made it your life's work to suck in the poorest people in this town and sell them the shoddiest trash I've ever seen for the most blown-up, exorbitant prices
Bütün işin bu şehrin en fakirlerini sömürmek ve onlara albenisi olan çerçöpleri kakalamak.
The people at the school said you were there... and waited a long time for me I know it must be important lt is most likely you would come here
Okuldaki çocuklar bana senin okulda uzun süre... beni beklediğini söylediler Sanırım önemli olmalı! O nedenle buraya geldin, değil mi?
The people who have influenced me, uh, for the most part, I don't know about influenced, but made me laugh the hardest, and I guess the influence would be part of that, uh, was, as a child starting out with Danny Kaye, Abbott and Costello, Spike Jones, the Marx Brothers.
Beni en çok etkileyen insanlar, aslında etkilediler mi bilmiyorum ama en çok güldüren insanlar, sanırım etki de bunun bir parçası ilk başladığım zamanlar Danny Kaye, Abbott ve Costello Spike Jones, Marx kardeşler oldu.
In every contest I ever won... or ever lost, I always got the most applause... and the people were most for me.
Kazandığım her yarışmada ya da kaybettiklerimde, hep en çok alkışı alırım ve insanlar beni destekler hep.
So most people stay passively in the background and wait for things to ripen in their favor, while a small band of innovators...
Pek çok insan arka planda sessiz kalmakta ve her şeyin kendi kendine düzelmesini beklemektedir.
Young people are, for the most part, politically immature... and that is where you are a perfect example.
Genç insanlar, büyük bir çoğunluğu, politik olarak yetiştik değil ki siz buna mükemmel bir örneksiniz.
Most of these people belong in a mental home, for chrissakes.
Bu adamlar tımarhanelik!
Most people have to wait three months for this consultation.
Bir çok insan bu muayene için üç aya beklemek zorunda kalıyor. - Teşekkürler.
What I'd like most in daily life is for people to show more respect for each other
İnsanların günlük yaşamda birbirlerine daha fazla saygı göstermesini istiyorum.
For me, the most important thing is courage I suppose I want the same as everyone else I'd most like people to conduct their lives normally unaffected by fear I'd like them not to be afraid of others
Benim için en önemli şey cesarettir. Ben herkesin aynı şeyi istediğini düşünüyorum. En çok insanların korkusuzca normal hayatlarını yaşamalarını istiyorum.
But for the most part, they live in complete isolation unaware there are other people in the world.
Ama genellikle, tam bir izolasyonda yaşarlar dünyada başka insanların olduğunu bilmeden.
'This planet has-or had - a problem, which was this -'most of the people living on it were unhappy for pretty much of the time.
Bu gezegenin şöyle bir sorunu var ya da vardı : Burada yaşayan insanların çoğu genellikle mutsuzdular.
Beth, for what it's worth, I think you're one of he most courageous people I have ever met.
Şimdiye kadar karşılaştığım en cesur insanlarsınız. Bu her şeye değer.
Most people would do it for the dry cleaning.
Çoğu insan kuru temizleme için bile satardı.
I suppose free food and drink is an occasion for pleasure to most people.
Sanırım bedava yemek ve içki çoğu insanı mutlu etmeye yetiyor.
Most people mistake me for Robert Redford.
İnsanlar beni çoğunlukla Robert Redford'la karıştırır.
Some people are in for a most unpleasant surprise, Brown.
Birileri tatsız bir sürprizle karşılaşacaklar.
And over there, that night, it was the most horrible night for all the people, because the memory of all those things, what people went through with each other, all the joys and the happiness,
O gece tüm insanlar için en korkunç geceydi. Çünkü insanların birlikte yaşadığı her şeyin hatırası neşe, kutlamalar, doğumlar ve düğünler bir anda, bir saniye içinde ortada hiçbir sebep yokken yok oldu.
MOST PEOPLE TAKE THEIR PASTS FOR GRANTED
Çoğu insan geçmişini kanıksar.
You know, most people would kill to be treated like a god, just for a few moments.
Bazıları, bir kaç dakikasına Allah gibi sevilmek için öldürebilirler.
Most people leave village for city, look for work.
Bir sürü insan köyü terk edip iş bulmak için şehre gitmiş.
[Sid] I don't know about that. Most of the people there were screaming for John, throwing drugs and shit at me.
- Bilemiyorum Milletin çoğu Johnn'u istiyordu Bana uyuşturucu falan atıp durdular.
Most people come to southern California for the sunshine.
Pek çok kişi Güney California güneş ışığı için gelir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]