Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ P ] / People screaming

People screaming перевод на турецкий

295 параллельный перевод
( People screaming in all directions )
- Yardım edin! İmdat!
Help! ( ALARM SOUNDING ) ( PEOPLE SCREAMING )
O şeyi sallamaya devam edersen, birini vurabilirsin.
And then I heard all those people screaming!
Ardından tüm bu insanların çığlıklarını duydum.
People screaming, with their arms up in the air.
İnsanlar kollarını havaya kaldırıp bağırıyor.
And there were people screaming.
Ve bağıranlar vardı.
- [People Screaming]
Eğilin!
.lt's dead people screaming.
- Ölü insanlar bağırıyor.
.lt sounds like people screaming.
- Sanki birileri bağırıyor gibi..
And she got close to this, and she told me then that she heard first the noises, people screaming, and she saw a Iot of people under the water.
Annem de o taraftaymış, bana söylediği, önce bazı sesler duymuş, yaklaştıkça insan çığlık, olduğunu fark etmiş ve orada, suyun içinde insanlar olduğunu görmüş.
AII those people screaming in this lake.
Tüm o insanlar bu gölün içinde çığlık çığlığa öldüler.
[Siren Blaring ] - [ People Screaming] - Herman, please.
Herman Iütfen.
Smoke mortar fire, people screaming.
Duman havan ateşi, çığlıklar atan insanlar.
( PEOPLE SCREAMING )
Bir şey yapamıyor musun?
These neighbors, they're never disturbed by the sounds of murdering. Just stereo. Chain saws, people screaming, fine.
Bu komşular cinayet seslerinden rahatsız olmazlar.
- [Rapid Drums ] - [ People Screaming, Laughing]
- [Hızlı Davullar ] - [ İnsan çığlıkları, kahkahalar]
That's the best. It's the bloodiest... blood everywhere, things shooting out, people screaming, stuff getting torn and sewed together.
Her yer kan, havada uçan aletler, yırtılması ve sonra dikilmesi.
people screaming... dying.
Bir sürü kişi çığlık atıyordu... ölüyorlardı.
- the shells, the bombing, people screaming, women crying. "
Mermiler, bombalar, insanların çığlıkları, kadınların ağlayışı.
Shooting and screaming and people dying... and burning the wagons and shooting and screaming and burning.
İnsanlar ölüyor. Arabalar yanıyor... Ateş edip çığlık atıyorlar...
They was burning the wagons, and people was screaming -
Arabaları yakıyorlardı. İnsanlar çığlık atıyordu...
You're always screaming at people.
İnsanlara hep bağırıyorsunuz.
You get weird phone calls from screaming people you won't explain.
Bağıran bir adamdan, açıkIamadığın bir teIefon geIdi.
BEFORE TOO MANY SCREAMING PEOPLE. MR. BOLIE JACKSON, WHO M IGHT DO WELL TO LOOK FOR SOME GENTLE MAGIC
Bay Bolie Jackson, karşısında duran aynada birazcık büyü arasa iyi eder.
There's people all overthe streets already, running around, screaming.
Zaten sokaklar koşuşan, çığlık atan insanlarla dolu.
People were being clubbed- - and I mean in Technicolor 3-D- - and they were crying and screaming.
İnsanlar sopayla dayak yiyordu. Technicolor diyorum hem de. Ağlıyorlardı, çığlık atıyorlardı.
It's because right now nobody want to hear a scream... and because the people... on top want to keep the others from hearing it, for fear that they'd all... start screaming together!
Çünkü şu anda kimse bir çığlık duymak istemiyor ve tepedeki insanlar diğerlerinin duymasını engellemek istiyorlar. Çünkü onlar da hep birlikte haykırmaya başlamaktan korkuyorlar!
I dreamt this enormous... starched, white-tile building suddenly erupted like a volcano... and all the patients, doctors, nurses, attendants, orderlies... the whole line-staff, food-service people, the aged, the lame... and you, right in the middle... were stampeding in one hideous, screaming, suicidal mass into the sea.
Beyaz fayanslarla kaplı bu dev yapının bir yanardağ gibi patladığını gördüm. Ve bütün hastalar, doktorlar, hemşireler, hasta bakıcılar hizmetliler, yemekhanedekiler, sakatlar, yaşlılar ve sen en önlerindeydin. İntihar naraları arasında kendinizi dev dalgalara bırakıyordunuz.
She's wonderful, she's talking to all the people but then... suddenly the captain's voice comes crackling through that loudspeaker... and it's Eichmann, and he's screaming :
Olağanüstü güzel, hepimizle konuşuyor ama... birden hoparlörlerden pilotun sesi yükseliyor. Pilot da Eichmann. Bağırıyor...
Sounded like a real bloodbath... people hollering and screaming all over the place.
Her yer kan gölüne dönmüş, her yerde insanlar bağrışıyormuş.
People marched on parliament in thousands, screaming, "Give us back our days."
Binlerce insan parlamentoya yürüdü, "Günlerimizi bize geri verin" diye bağırarak.
People are always screaming.
İnsanlar hep şikayet eder.
People don't see the screaming directives we get, warning us against the abuse of the passport system.
İnsanlar bizim aldığımız emirleri bilmiyorlar, pasaport sisteminin nasıl işlediğini de.
People will be screaming and cheering.
İnsanlar çığlık çığlığa tempo tutacaklar.
What was going on in the wagon between the people, and the pushing and the screaming...
Vagonda meydana gelen şeyler itişmeler ve bağrışmalar...
Maybe they also heard people screaming and imploring.
Belki de gaz odasında bağrışan ve yalvaran insanları da duyuyorlardı.
[Sid] I don't know about that. Most of the people there were screaming for John, throwing drugs and shit at me.
- Bilemiyorum Milletin çoğu Johnn'u istiyordu Bana uyuşturucu falan atıp durdular.
Asshole waiters screaming at me like that and taking orders, people throwing food in their faces.
Aptal garsonlar bana bağırdı, yüzüme yiyecek attılar.
These people are a bunch of screaming squirrels.
Bu insanlar sincaplar gibi bağırarak dolanıp duruyorlar.
- People, please! - [Buzzing ] - [ All Screaming ] [ Smithers] Boy.
Bu sadece bir aile hayatımı eskiden ilginç hale getiren.
Screaming almost damaged my ears The people running in fear
Çığlıklardan sağır oldum Korkuyla koşuşan insanlar
Usually, people take one look and run screaming for the hills.
Çoğunlukla, insanlar bir bakıp çığlık atarak tepeden aşağı kaçıyorlar.
Why are people calling me up, screaming on the phone?
Neden insanlar beni arayıp, telefonda bana bağırıyorlar?
There was a lot of wind and people were yelling and screaming.
- Büyük bir patlama. Ve çığlıklar.
I thought of the people who had died... and I could hear all their voices screaming in my head.
Ölen insanları düşündüm ve beynimde çığlıklarını duyabiliyordum.
( PEOPLE SCREAMING )
Ne yapacaksak, çabuk yapalım.
( PEOPLE SHOUTING ) ( SCREAMING )
Ruckus, Vertigo, Hairbag, yürüyün!
I do not know who you people think you are, screaming and carrying on!
İnsanları niye düşünmüyorsunuz? Devamlı bağırıp çağırıyorsunuz!
People are screaming to be let back in.
İnsanlar şehre dönmek için çıldırmış durumda.
We found some people locked in their rooms just... screaming.
Bazı insanları kendilerini odalarına kilitlemiş çığlık atarken bulduk.
People have already bought tickets to this thing, and we are not gonna be here in the fall if, you know, they all run screaming to the box office... and want their money back, okay?
İnsanlar bu konser için biletlerini aldılar bile. Eğer paralarını geri istemek için çığlık çığlığa koşarak satış noktalarına giderlerse önümüzdeki sonbahar burada olamayabiliriz.
"And without screaming or weeping... "... these people undressed, stood around in family groups...
Bu insanlar bağırmadan ya da ağlamadan soyundular.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]