Good advice перевод на турецкий
793 параллельный перевод
May I prove my friendship by giving you good advice?
Arkadaşlığımı, iyi bir tavsiye vererek kanıtlayabilir miyim?
That's very good advice.
Bu çok güzel bir nasihat.
- Friends with good advice.
- Dostlar.
I came here to give you some good advice... which I knew in advance would not be taken.
Sana birkaç iyi öğüt vermeye gelmiştim. Tutmayacağını baştan bile bile.
My pet, he gave me some very good advice about my dogs.
Cicim, bana köpekler hakkında çok önemli tavsiyelerde bulundu.
I give you good advice.
Sana tavsiyede bulunuyorum.
However, I've given you some very good advice.
Ama sana çok iyi tavsiyede bulundum.
I know you take your job very seriously, and I'll give you some good advice.
İşini ciddiye aldığını biliyorum ve sana bir tavsiye vereyim.
I'll give you a little bit of impertinent but good advice, mademoiselle.
Haddimi aşarak size iyi bir tavsiyede bulunacağım, matmazel.
- Uh-uh. - Just a piece of pretty good advice.
- İyi bir öneride bulunuyorum.
Then you know if I give you a little advice, it'll be good advice.
Öyleyse bilirsin ; ben bir tavsiyede bulunuyorsam, bu senin iyiliğin içindir.
The last time I saw you, I gave you good advice.
Son karşılaşmamızda sana bir nasihatte bulunmuştum.
That's good advice.
Bu iyi bir tavsiye!
By rights, you should be the one giving me good advice, not the other way around.
Aslında benim sana değil senin bana öğüt vermen gerekir.
I gave you some good advice down there. If you're smart, you'll take it.
alırsın.
We should have else desired your good advice, in this day's council, but we'll take to-morrow.
Bugünkü toplantımızda, düşüncelerinizi öğrenmek isterdik. Artık yarın öğreniriz...
- Just giving myself some good advice.
- Kendime biraz öğüt veriyordum.
Well, when one's lost, I... I suppose it's good advice to stay where you are until someone finds you.
Şey, birisi- - birisi kaybolduğunda birileri onu bulana kadar olduğu yerde kalması öğütlenir.
Good advice. [sniffs]
İyi bir öğüt.
I give myself very good advice. ♪ But I very seldom follow it
Kendime iyi öğütler veririm ama pek nadir tutarım.
♪ "Be patient" is very good advice
Sabırlı olmak İyi bir öğüttür.
Give him good advice, Chuck.
Ona iyi bir öğüt ver Chuck.
Now you're giving me some good advice.
Evet, bana iyi bir tavsiye verdin.
He will give you good advice. Follow it.
Sana önemli tavsiyelerde bulunacak.
I give you a good advice :
Sana iyi bir öğüt vereyim :
I'll give you some good advice.
Sana iyi bir tavsiyede bulunayım.
That's my good advice
Budur sana tavsiyem
Then I gave him a lot of good advice.
Sonra ona iyi tavsiyeler verdim.
That's good advice.
Bence iyi bir tavsiye.
He gave me some good advice.
İyi bir tavsiyede bulundu.
Don't tell me you're running out of good advice.
Bana iyi önerin kalmadığını söyleme.
Taking your good advice, getting out while there's time.
Tavsiyeni dinleyip vakit varken gidiyorum.
Sounds like good advice to me.
İyi bir fikir gibi duruyor.
He might give you good advice.
Belki o sana iyi tavsiyelerde bulunur.
That was good advice.
Bu çok iyi bir tavsiyeydi.
Hmm. That's good advice for all of us.
Bunlar hepimiz için güzel tavsiyeler.
They geeftje good advice, though.
Bize söyleyeceklerin önemli.
- Now, that's good advice.
Bu güzel bir nasihat.
You want some good advice, mister?
- Öğüt ister misiniz?
The professor gives us good advice.
Profesör bize güzel tavsiyeler veriyor.
Your good advice.
İyi öğütlerinden.
I can give you some good practical advice on that, too.
Ve sana bu konuda bir tavsiyede bulunabilirim.
My advice is to charge the beef off to Indian good-will and let it go.
Benim tavsiyem onlara etlerin parasını iyi niyetle ödeyip gitmelerine izin vermektir.
Let me give you a good piece of advice.
Size bir tavsiyede bulunayım.
You were tired of handouts and advice, and you resented the people... that had good jobs and money when you came out of the army with nothing.
Sadaka ve tavsiye almaktan bıkmıştın ve ordudan ayrıldıktan sonra işi ve parası olan insanlara kin besledin.
God loves us all, but its always good to get the advice of a confessor.
Tanrı hepimizi seviyor ama pederin tavsiyesini almak her zaman iyidir.
A thief's advice is no good.
Hırsızın tavsiyesinden hayır gelmez.
♪ I give myself very good advice
Bir gün. Kendime iyi öğütler veririm ama pek nadir tutarım.
Now I'll give you a piece of advice, there's only one family between here and Twin Buttes, and you're too late to do them any good.
Şimdi, size biraz tavsiyede bulunacağım... Burayla Twin Buttes arasında sadece bir aile var... ve sizin gecikmeniz onları etkiliyor.
From now on, would you be good enough to keepyour advice to yourself?
bundan sonra lütfen önerilerini kendine sakla.
He's a no-good, gun-packing, murdering thief, but the only advice you give me is to carry a gun.
O işe yaramaz, silahlı, katil bir hırsız ama bana verebileceğiniz tek öneri tabanca taşımam.
advice 63
good night 12775
good morning 12476
good luck 6133
good evening 5411
good morning to you 106
good job 2434
good boy 1464
good luck tomorrow 38
good afternoon 2327
good night 12775
good morning 12476
good luck 6133
good evening 5411
good morning to you 106
good job 2434
good boy 1464
good luck tomorrow 38
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705