Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I am so glad

I am so glad перевод на турецкий

764 параллельный перевод
- I am so glad.
- Çok memnunum.
I am so glad.
Çok memnunum.
I am so glad you did not come before.
Daha önce gelmediğiniz için memnunum.
I am so glad to see you.
Seni gördüğüme çok sevindim.
I am so glad you have been waiting for me.
Beni beklediğin için çok mutluyum, Eben.
Ruthie, I am so glad you called.
Ruthie, aradığına çok sevindim.
I am so glad to hear you say it.
Bunu söylediğinizi duyduğuma çok sevindim.
I am so glad to be out of something.
- Kurtulduğum için çok memnunum.
I am so glad to see you, Ivan Wassielevich.
- Sizi gördüğüme çok sevindim.
Darling, I am so glad you called.
Aradığına çok sevindim, sevgilim.
I am so glad to meet Milly's father.
Milly'nin babasıyla tanıştığıma sevindim.
I am so glad. to have been able to give you that pleasure.
İstediğin şeyi sana verebildiğim için, o kadar mutluyum ki.
- Oh, Miss Marple, I am so glad...
- Bayan Marple, iyi ki...
I am so glad to be here.
Buraya gelmekle ne iyi ettim!
I am so glad to see you, brother.
Sizi gördüğüme çok sevindim ağabeyciğim.
I am so glad they came.
Geldiklerine çok sevindim.
I am so glad they sent you here.
Hayal bile edemezsiniz.
I am so glad.
Memnun oldum.
Oh Collins. I am so glad you called.
Collins, aradığına çok sevindim.
You know, I am so glad that you two finally got a chance to meet.
İkinizin sonunda tanışmış olmasına çok seviniyorum.
Stan, I am so glad we had this chat.
Stan, iyi ki fikrini aldım.
I am so glad you were not hurt.
Daha sonra benimle kalemi gezmek istermiydiniz?
Jackie, I am so glad to see you.
Jackie, seni görmek ne güzel.
I am so glad you're working here.
Burada çalışacak olmana çok sevindim.
Dr. Jones, I am so glad you're back.
Mektuplarınız masanızda.
I am so glad we had this chance to dialog.
Sohbet etme şansı bulduğumuz için mutluyum.
I am so glad I'm over with that cold.
Soğuk algınlığını atlattığıma çok memnunum.
But I am so glad I got a chance to meet you.
Ama sizinle tanışma fırsatı bulduğum için çok memnunun.
I am so glad to see you.
Seni gördüğüme çok memnun oldum.
I am so glad to have been instrumental in tarnishing absolutely everybody's relationships!
Herkesin ilişkisinin kararmasına yardımcı olduğum için çok memnun oldum.
Hoo hoo hoo hoo! I am so glad we invited the Chippewas to join us for this holiday meal.
Chippewalıları da yemeğe davet etmiş olmaktan çok mutluyum.
I am so glad to see you guys.
- Teşekkür ederim. Sizi gördüğüme sevindim.
I am so glad I'm not one of those women who needs a lot of makeup.
Çok makyaj yapmak zorunda kalan kadınlardan olmadığım için mutluyum.
I am so glad you're here, Dana.
İyi ki buradasın, Dana.
I am so glad you cho-cho-chose to come.
Benimle ge-ge-geldiğin için çok sevindim.
- Well, Sister Ada I am glad to see you looking so fine.
- Rahibe Ada seni iyi gördüğüme sevindim.
Ma'am, I'm so glad you've come.
Geldiğinize çok sevindim.
And so I am glad to have met you for the first time, as I did, sir, on a simple and heart-warming occasion, rather than at some military ceremonial.
Ayrıca sizinle ilk kez, askeri bir seremoni yerine basit ve iç açıcı bir ortamda tanıştığım için çok memnunum efendim.
I am glad that you did so.
Ben böyle yaptığınız için memnunum.
Miss Channing, I can't tell you how glad I am that you arrived so late.
Bayan Channing, geciktiğiniz için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.
I am glad you are not, like so many young people nowadays, above a little housework.
Senin de ev işinden hiç anlamayan çoğu zamane genci gibi olmadığına sevindim.
I am glad that you Majesty recovered so quickly.
Çabuk iyileştiğinize sevindim, Majeste.
- I am so very glad to meet you at last. - Oh, hi.
- Nihayet seninle tanıştığıma memnun oldum.
I am glad, for your sake, that I was not there so that you may believe.
İman edesiniz diye, orada bulunmadığıma sizin adınıza seviniyorum.
If there is some information that you need, I will be glad to help you, but as you can see, I am in the middle of dressing, so, uh, if you excuse me, I'll finish.
Eğer ihtiyacınız olan bir bilgi varsa, yardımcı olmaktan memnun olurum ama gördüğünüz gibi, üzerimi değiştiriyordum. Eğer izin verirseniz bitirmek istiyorum.
I am very glad to tell you this, so that you may not misinterpret things... and imagine that I said that it was I who have ten thousand crowns.
Bunu söylediğim için çok rahatladım, hiçbir şeyi yanlış anlamanızı ve 10.000 eküm varmış gibi konuştuğumu sanmanızı istemem.
I am so glad this whole mess is finally over.
Tüm bu karışıklık sonunda bittiği için çok mutluyum.
I'm so glad we're talking, I just am.
Konuştuğumuza gerçekten çok sevindim.
I am glad to see you looking so rested this morning.
- Bu çok zor. Bu sabah, bu kadar dinlenmiş görünmene çok sevindim.
I am glad to see you looking so rested this morning.
Bu sabah, bu kadar dinlenmiş görünmene çok sevindim.
Well, I am glad that all things sort so well.
Her şey yoluna girdiği için memnunum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]