Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I believe i will

I believe i will перевод на турецкий

2,298 параллельный перевод
I believe I will.
Sanırım vuracağım.
I believe I will run into him.
Onu tutuklayacağıma inanıyorum.
You do not believe now, but I will show you that mine are not simply the words of a starving madman.
Şimdi bana inanmıyorsunuz fakat size bunların açlıktan ölen bir adamın basit sözleri olmadığını göstereceğim.
I believe that will always be so. "
Sanırım hep öyleydim. "
You say the word, and I will provide you a list of the students... I believe should be rounded up and shipped off immediately.
Sen "evet" de, ben de New York'a postalanacak öğrencilerin bir listesini sana hemen takdim edeyim.
I do not believe Spartacus will fall this day.
Spartacus'ün bugün öleceğini hiç sanmıyorum.
I still can't believe the bastard changed his will.
Hala alçağın vasiyetini değiştirdiğine inanamıyorum.
I don't think they will believe us.
Bize inanacaklarını sanmıyorum.
I believe in the will of God.
- Tanrı'nın takdirine inanırım.
I believe that the judge will be reminding them, that they have to abide by the law.
İnanıyorum ki, yargıç, onların... kanunlara uygun hareket etmeleri konusunda uyaracaktır.
I believe that the Government will confer with the prosecutor, and launch an appeal.
Ben hükümetin savcıyla görüşeceğine, ve itirazda bulunacağına inanıyorum.
I believe that you wl be in grave danger, And believe that there will be An attempt made on your life.
Büyük bir tehlike içinde olduğunuza ve bir suikasta kurban gidebileceğinize inanıyorum.
Jimmy cheeks will get his, believe me, so I put aside for you.
Çirkin Jimmy payını alacak inan bana, bunu senin için ayırdım.
I do not believe we will have a choice in the matter.
Bu konuda bir seçeneğimiz olacağına inanmıyorum.
And what makes you think that I would actually believe that the prince will turn rat?
Peki, prensin bir anda muhbir olduğuna inanacağımı sana düşündüren nedir?
I have to believe that Allah will show me how to live.
Ben, Allah'ın bana nasıl yaşayacağımı göstereceğine inanmak zorundayım.
I just keep trying to remind myself, try to stay positive, believe that it will be okay.
Kendimi sürekli olumlu düşünmeye zorluyorum, herşeyin yolunda gideceğine inanmaya çalışıyorum.
And believe me, I will hold those things forever.
İnanın bana bunları sonsuza dek saklayacağım.
That's what I believe anyway, and I will till the day I die.
Ben öyle düşünüyorum en azından. Öldüğüm güne dek de değişmeye devam edeceğim.
Though I cannot state categorically that my life will be diminished by not having you in it, I am comfortable if you choose to believe that.
Sizden ayrılınca hayatımda bir şeyler eksileceğini hepiniz için söyleyemem, ama siz buna inanırsanız ben memnun olurum.
Do you believe me when I say she will ask us to have breakfast together?
Bizimle kahvaltı yapma teklifi edeceğini söylesem bana inanır mısın?
I will reveal everything to her and make her believe me.
yok olup giderse ona ne biliyorsam anlatıp bana ikna olmasını sağlarım.
The worst thing is I know who killed Valérie and nobody will believe me
En kötüsü şu ki... Valérie'yi kimin öldürdüğünü biliyorum ve kimse bana inanmayacaktır!
You know, Edward, I don't believe I will.
Baksana Edward, yapacağımı pek sanmıyorum.
No. I don't believe I will ever put on a uniform again.
Üzerime bir daha üniforma giyeceğimi hiç sanmıyorum!
But I believe you will.
Ama içeceğine inanıyorum.
But I'm telling you... no one will believe it.
Ama bil ki buna kimse inanmayacaktır.
We agree with you... but I don't believe that all this will be accomplished so quickly.
Sizinle aynı fikirlere sahibiz ama bu işlerin bu kadar çabuk yapılabileceğine ihtimal vermiyorum.
Call me a romantic, but I believe by the end of the night, I will have between one and four new girlfriends.
Bana isterseniz romantik deyin, ama inanıyorum ki gecenin sonunda bir ila dört yeni kız arkadaşım olacak.
When I do, believe me, the jury will see that she was the very definition of a loving wife.
Bunu yaptığımda inan bana jüri aşık bir kadın figürü görecek.
You take care of her, and I'll clean the rest of this up to make sure that no one will believe Lois'trip down the rabbit hole.
Sen onunla ilgilen. Ben de burayı temizleyip Lois'in gördüklerine kimsenin inanmamasını sağlayayım.
I believe there'll be information there that may determine where the unsub will strike next.
Oralarda şüphelinin sıradaki hedefini gösterecek bilgiler olduğuna inanıyorum.
I believe that when the robots rise up, ATMs will lead the charge.
Bence robotların devri geldiğinde bankamatikler lider olacak.
If you don't believe me, I will go.
Bana inanmıyorsan, ben gidiyorum öyleyse.
When the time comes, I believe fate will provide him with the answer.
Vakti geldiğinde talihinin Richard'a yardım edeceğine inanıyorum.
I just can't believe Will's dead.
Will'in ölümüne inanamıyorum.
I will explain it all away, and he will believe every word.
Hepsini açıklarım her sözüme inanır.
"lts condition is so bad " that when I write about it, nobody will believe I'm telling the truth. "
"Durumu o kadar kötü ki, ben bunları yazdığımda kimse gerçekleri yazdığıma inanmayacak."
- I can't believe you got Kermit. - I will have you know
Kermifi getirdiğine inanamıyorum.
Dad will think I'm a fool to leave a good place and Mum will say I'm getting above myself, - but I don't believe that.
Babam, burayı terk ettiğim için aptal olduğumu düşünecek ve annem kendimi beğendiğimi söyleyecek ama buna inanmıyorum.
I thought... That will teach you to believe what the English say about foreigners.
Bu sana, İngilizlerin yabancılar hakkında söylediklerine inanmayı öğretecek.
Any last words, Dr. Simcoe? Uh, come the 29th, I believe that we will end up where we're supposed to be.
Ayın 29'u geldiğinde hepimizin olmamız gereken yerde olacağımıza inanıyorum.
But, believe me when I say we will do everything we can to find out who did this.
Ancak inan bana bunu yapanı bulmak için elimizden geleni yapacağız.
No one will make an official report, but I believe somebody around here has been killing for a long time.
Kimse resmi bir rapor hazırlamasa da birinin buralarda uzun süredir öldürdüğünü düşünüyorum.
I'm sorry, but I will believe That Jack Palance is dead when I see the body.
Kusura bakmayın ama ben cansız bedenini görene kadar Jack Palance'in öldüğüne inanmayacağım.
Believe me, I will never do anything like this again.
Bir daha asla böyle bir şey yapmayacağım. İnan bana.
Because I believe it will.
Çünkü döneceğine inanıyorum.
If they know the real Clark Kent, then I am sure the rest of the world will believe in you as much as I do.
Eğer gerçek Clark Kent'i tanısalar eminim dünyanın geri kalanı sana benim gibi inanır.
I have to believe that when push comes to shove, America will do the right thing.
İşler su yüzüne çıktığında Amerika doğru şeyi yapacaktır.
Sir? I found something I believe you will find intriguing.
Çok ilginç bulabileceğiniz bir şey öğrendim efendim.
But I will say this - I find it hard to believe you can get any good chicken at a joint with "Crab" In its name.
Ama şunu diyeceğim- - adında "yengeç" olan bir yerde iyi tavuk bulabileceğine inanması zor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]