I truly do перевод на турецкий
273 параллельный перевод
While I truly do prefer emeralds, we could've made it on green glass.
Zümrütü tercih etsem de, bize yeşil cam da yeterdi.
Oh, I do, Kermit, I truly do!
Gerçekten bir köpekle dans etmeyi sevmiyorsun, değil mi?
I kiss you, Lise, I truly do.
Lise, seni öpüyorum.
I appreciate you helping my Eddie, I truly do, but I'll have nobody question how I raise him, not even his daddy.
Oğluma yardım ettiğin için çok sağ ol ama onu nasıI terbiye edeceğime kimse karışamaz. Babası bile!
No, I do. I truly do.
Gerçekten de öyle düşünüyorum.
I truly do suspect some sort of colossal con.
Aslında daha büyük bir dalavereden şüpheleniyorum.
I truly do. Daddy, look at me.
Babacığım, bana bak.
I truly don't know what to do
Gerçekten hiç anlamıyorum.
Well, OK. I truly do not know,... where he lives and what he does.
Nerede yaşar, ne yapar,.... gerçekten bilmiyorum.
I truly do.
Gerçekten.
I truly do want to stay home with the - [Sighs] wife.
Gerçekten evde oturmak istiyorum... karımla.
I truly do.
Gerçekten istiyorum.
I sympathise with you, I truly do.
Seni anlıyorum Buffy, gerçekten.
Truly I do, darling.
Gerçekten seviyorum, tatlım.
You are truly a man of great skill but I do not change my mind so easily.
Gerçekten çok hünerlisin ama fikrimi kolay kolay değiştirmem.
Do you truly believe I'd order my legions to enter Rome?
Lejyonlarıma Roma'ya girmelerini emredeceğime gerçekten inanıyor musun?
I'll do everything I have said if you will tell me truly the nature of your interest in my people and Major Lawrence.
Söylediğim her şeyi yapacağım. Eğer halkımla ve Lawrence'la ilgilenmenizin gerçek sebebini söylerseniz.
A truly saintly man, I know would never do all this in one day.
Kendine "aziz" diyen tanıdığım azizlerin... hiçbiri, bunun hepsini bir günde yapmaz.
# # Honest, truly, I do
# # Honest, truly, I do
- # # I'm - # # Truly, I do
- # # I'm - # # Truly, I do
- Truly I do.
- Gerçekten severim.
Truly, I do not think that it can.
Gerçekten, hiç sanmıyorum.
Do you truly love Jahil?
Gerçekten Cahil'i seviyor musun?
I do not know what began their anger or if they truly know themselves.
Aralarındaki düşmanlığı neyin başlattığını bilmiyorum gerçekte kendilerinin de bildiğini sanmıyorum.
I know how you feel, truly I do.
Nasıl hissettiğinizi çok iyi biliyorum.
Truly, I do, Jonathan.
Gerçekten Jonathan.
Do you know the only truly happy person I know is Berdykov, the village idiot?
Gerçekten mutlu olan tek kişi, köyün geri zekâIısı Berdykov'dur.
I do not truly want to know what ljust asked you.
Size sorduklarım, bilmek istediğim şeyler değil.
Truly, sir, I do.
Aslında efendim, öyle.
But I truly, from the depths of my soul, do not remember you!
Ama içimden bir ses seni hiç görmediğimi söylüyor.
- Do you think I'm really, truly...
- Sence ben gerçekten- -
Do you think I'm really, truly talented, or do you think I'm only moderately talented?
Sence ben gerçekten yetenekli miyim yoksa orta karar yetenekli miyim?
If you truly love your Danceny as much as I believe you do then it would be a crime to marry anyone else.
Eğer gerçekten benim inandığım kadar... Danceny'yi seviyorsan o zaman başkasıyla evlenmen bir suç olur.
I do not believe any human can truly understand my dishonour.
Hiç bir insanın gerçekte benim şeref lekemi anlayacağını sanmıyorum.
I truly do not.
Gerçekten istemiyorum.
But with scientific polling I think it established very clearly that people are rational, that they do make good decisions, and this offers democracy a chance to be truly informed by the public giving everybody a voice in the way the country is run.
Size yeniden teşekkür ediyorum. Herkesle tekrar görüşmek üzere. Sevgiyle kalın, iyi geceler.
I truly do. Now, if that's all, I'm very busy.
Hepsi buysa gitmeliyim, çok meşgulüm de.
Before I do, I want you to know that I'm really truly very sorry!
Ama önce bilmeni isterim ki çok ama çok üzgünüm!
I do assure you, this news does not affect me, truly, Lizzy.
Bu haberin beni etkilemediğine emin olabilirsin, Lizzy.
Not only do I have to put up with that annoying little sweat-sock but when a caller comes in who has a truly fascinating problem... I'm barely even able to scratch the surface.
Şu ter ve çorap kokulu heriften bıktığım yetmezmiş gibi çok ilginç sorunları olan dinleyiciler aradığında zar zor konuya girebiliyorum.
- But truly I do fear it.
- Neler söyledi?
But do you truly hear what I'm saying?
Ya sen, dediğimi gerçekten duydun mu?
Do you truly prefer Mr. Martin to every other man you've ever met? Harriet...
Bay Martin'i tanıdığın diğer bütün erkeklere tercih eder misin?
I do not have a complete understanding of emotions, but I believe that if you truly care for me, you will not pursue this course of action.
Duyguları anlayabilmeyi tamamen bitiremedim, ama gerçekten benim için endişe etseydin, bana engel olmaya çalışmazdın.
Look, i'm truly sorry, but there's really nothing i can do.
Gerçekten üzgünüm ama gerçekten yapabileceğim bir şey yok.
- But I thought that if I was honest and brought it up openly, that we could understand that I really and truly do not mean you any harm.
Ama dürüst olup açık davranırsam, sana zarar vermek istemediğimi anlayacağını düşündüm.
I do love her when her fire gets well and truly stoked.
Böyle alevlenince ona bayılıyorum.
I suppose, to speak truly, I did think once or twice he might be, but I do hate throwing cold water on people, and I never imagined he could take it into his silly head to imagine himself seriously in love and make such a fuss.
Sanırım, gerçeği söylemek gerekirse, bir iki kere aklıma gelmedi değil ama insanları üzmeyi sevmem ve o aptal kafasına gerçekten aşık olduğunu sokup böyle hareket edeceğini hiç düşünmemiştim.
But I do truly believe that deep down inside, even the worst of us wants to be good.
Ama gerçekten inanıyorum ki en kötümüz bile iyi olmak ister.
I believe that you truly do care for my daughter.
İnanıyorum ki, kızıma gerçekten değer veriyorsun.
I wanted to tell you how truly sorry I am... and... if there's anything that I can ever... do to... talk with you...
Size gerçekten ne kadar üzgün olduğumu söylemek istedim ve yapabileceğim en ufak bir şey varsa sizinle konuşmak için...
i truly am 65
i truly 16
doesn't exist 45
does not exist 16
doctor 15416
dona 16
don't play games 34
dome 38
do you 11143
done 2605
i truly 16
doesn't exist 45
does not exist 16
doctor 15416
dona 16
don't play games 34
dome 38
do you 11143
done 2605
douche 115
don't be silly 1150
do you understand me 803
do you understand english 18
dora 161
donna 2585
down 3353
don't be 1026
dong 405
domine 16
don't be silly 1150
do you understand me 803
do you understand english 18
dora 161
donna 2585
down 3353
don't be 1026
dong 405
domine 16