It seems like it перевод на турецкий
5,215 параллельный перевод
If at any time, it seems like it might be dangerous, we'll contact the authorities.
Tehlikeli olabilecek gibi göründüğü anda, yetkililerle temasa geçeriz.
You know, Drew, with all the time and money that you put into your training, it seems like a dumb risk to take.
Biliyorsun ki Drew antrenmaların için o kadar harcadığın para ve zaman çok salakça bir risk gibi duruyor.
Like I said, it seems I owe you my life.
Dediğim gibi, görünüşe göre sana hayatımı borçluyum.
Pawnee is cheap, and we like it here, and Chicago seems like there's a lot of stuff to do and people, but I like to do nothing with no one.
Pawnee'de yaşam ucuz ve burayı seviyoruz. Ve Şikago'da yapacak çok iş ve çok fazla insan var ama ben yalnız olmayı ve hiçbir şey yapmamayı seviyorum.
You know, it seems as if your mission is to stop by weekly like the gardener to convince me that Pascal is a weed.
Biliyor musun, görevin haftada bir uğrayan bahçıvanınkine benziyor... Pascal'ın ayrıkotu olduğuna beni inandırmak istiyorsun.
It seems like you're actually getting what you deserve.
Layık olduğun şeylere kavuşuyor gibisin.
It seems like the shooter may have interrogated him... inflicting pain to get information, perhaps.
Katil onu sorgulayıp ağzından bilgi alabilmek için ona acı çektirmiş sanki.
Don't know, seems like it should be rosy, happy, good.
Bilmiyorum, sanki tozpembe ve güzel olması gerekiyordu.
Hmm. It seems like your ex-wife is up to her old tricks.
Eski karın gene bir şeyler çeviriyor.
It seems like she is, and I definitely have never felt this way about anyone.
O gibi gözüküyor. Ve daha önce kesinlikle kimseye karşı böyle şeyler hissetmedim.
Huh. 'Cause from the outside, it seems like Alec bought you and put you on a leash.
Çünkü dışarıdan bakılınca Alec seni satın almış, tasmanı da takmış gibi görünüyor.
I just wanted to give you a heads-up that Peter has a whip, because, well, you know, given your racial heritage, it seems like something you might want to keep an eye out for.
Peter bir kırbaç aldığı için seni uyarayım dedim. Bilirsin, ırksal kültürünü kullanıp, seni kandırabilir. Yani buna karşı dikkatli ol.
Well, it seems like we found it!
Anlaşılan bulduk!
I mean, there's a lot of things that you can blame her for, but... in this instance, it seems like you put her in a really terrible position, and she did her best.
Onu suçlayabileceğin çok fazla şey olabilir ama bu olayda onu çok zor bir pozisyona sokmuşsun gibi görünüyor ve o da elinden geleni yaptı.
It seems like Doug doesn't want you here.
- Şaşırmadım. Doug seni burada istemiyor gibi görünüyor.
And it seems like the micro-diamonds were also infused into that lacquer.
Görünüşe göre bu mikro elmaslar da bu verniğin içindelermiş.
It seems like mistrust is already stirred up. What happened?
Güvensizlik hali çoktan uyanmış görünüyor. ne oldu?
I would maybe just make the time spent at your previous job shorter so it seems like you bounced around.
Bu sayede ne kadar donanımlı olduğunu görür. Güzel.
- Why? Well, I mean, I know she's taken Frost's death hard, but it seems like there's something else bothering her.
Şey yani Frost'un ölümü onu çok sarstı ama canını sıkan başka bir şey varmış gibi görünüyor.
It seems like you've been hiding a lot lately.
Eninde sonunda. Görünüşe göre son zamanlarda pek çok şey saklar olmuşsun.
Either way, it just seems like a lot of trouble for a box of gold.
Bir kutu altın için tüm bunlar çok zahmetli.
Look, seems like we haven't gotten off to the best of starts, does it?
Bakın, yıldızlarımız pek barışmadı, değil mi?
But it seems like you got your shit together.
Ama sen yetenekli birine benziyorsun.
You keep saying you're on my side, but it sure as hell seems like you've turned on me.
Benim tarafımda olduğunu söyleyip duruyorsun ama bana sırt çevirdiğin biraz ortada gibi.
I know it seems like a waste paying for the buffet and not eating it,
Büfe için para verip yememek israf gibi duruyor biliyorum ama öyle yapacağım.
Look. if it seems sometimes like we don't notice you... maybe that is because we are focused on our own stupid problems...
Bak. Bazen senin farkına varmıyoruz gibi geliyorsa bu belki de, biz kendi aptal sorumlarımıza yoğunlaşmışken senin çok sağlam durduğundandır. - Sıkıcı diyorsun yani.
Okay, sorry. But it just seems like
Tamam, kusuru bakma.
Cause right now, it kind of seems like you're defending him. No.
Çünkü şu an sanki onu koruyormuşsun gibi görünüyor.
Well, it seems like a pretty big coincidence.
Oldukça büyük bir tesadüf gibi görünüyor ama.
It seems like a good idea at the time.
Şu an iyi bir fikir gibi görünüyor.
It just seems like you like her more than me.
Öyle görünüyorki onu, benden daha çok seviyorsun
Seems like it wasn't a dream...
Bu bir rüya değil gibiydi...
I really liked his jacket, he certainly, uh... seems ready for his next line of employment, it looked like to me.
Ceketini çok beğendim. Kesinlikle gelecekteki işine hazır gibi göründü bana.
At first, I thought he'd think it was weird since I spend like half my life over here, and now I feel like I've waited so long it seems like I'm trying to hide something.
İlk başta, hayatımın yarısını burada harcadığım için garipseyeceğini düşündüm ama şimdi o kadar zaman geçti ki bir şey saklıyormuşum gibi gelecek.
You know, it seems like you're getting to know my thigh.
Kalçama bakıyorsun sanırım.
Well, maybe we can reenact it so it seems like the first time?
Yeniden yürütüp ilk kezmiş gibi gösterebiliriz belki.
It seems like everybody wants a piece of you.
Herkes senden bir parça istiyor.
It seems like there's no one here.
Kimsecikler yok burada.
It just seems like we're rushing into things, doesn't it?
Sanki aceleyle iş yapıyormuşuz gibi geliyor.
I think so. It seems like he would.
Sanırım sever gibi görünüyor.
Sue, I know it seems like you're never gonna get them off, and I don't get it, either.
Sue, biliyorum onlar hiç çıkmayacak gibi görünüyor ve ben fark etmiyorum.
Asher, he's got his father, and Wes, I don't know, but it seems like Annalise likes him.
Asher'ın babası var. Wes'i bilmiyorum ama görünüşe göre Annalise seviyor onu.
It just seems like it shouldn't be this hard.
Yani sanki bu kadar zor olmamalı gibi görünüyor.
It seems that certain wealthy parents didn't like seeing their precious darlings duct-taped to the wall.
Görünüşe göre zengin aileler kıymetli çocuklarını duvara bantlanmış görmekten pek hoşlanmıyorlar.
I wasn't going, but I am now, because you're going to be there, and, suddenly, it seems like the best idea ever.
Gitmiyordum ama artık gidiyorum, çünkü sen orada olacaksın. Ve birden bire çok iyi bir fikir gibi göründü gözüme.
Why not? Um, actually, now that you mention it, seems like the best plan ever.
Aslında şimdi sen öyle deyince, çok iyi bir plan gibi.
It seems like derailing her right now only gets in the way of what you both want.
Öyle görünüyor ki şimdilik bu durumun üzerine gitmemek ikinizin de amacına hizmet ediyor.
It's all gone, so... Alvey seems like a handful.
Hepsini aldılar, o yüzden... Alvey'i idare etmek zor gibi.
Well, I thought we should stay with the group, because I was trying so hard to fit in, but it seems like the more I try, the more I get ragged on.
Grupla birlikte kalmamız gerektiğini düşündüm çünkü uyum sağlamak için çok uğraşıyordum. Ama görünüşe göre uyum sağlamak için ne kadar uğraşırsam o kadar dışlandım.
It seems a shame that she wasn't buried under the oak like she wanted.
İstediği meşe ağacının altına gömülmemesi kendisine biraz ayıp olmuş gibi.
Every one seems like it's gonna be at least a minute.
Sahnelerin her biri en az 1 dakika olacak gibi görünüyor.