Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ M ] / My people

My people перевод на турецкий

18,258 параллельный перевод
My people are waiting for me nearby, but a leader is only good if they're present to lead.
Kızlarım yakınlarda beni bekliyor ama bir lider, insanlarının yanındaysa işe yarar.
'Cause at 8 : 00, Oliver Peters was going to divulge information very damaging to... to me, to me and my people.
8'de Oliver Peters bana ve çalışanlarıma zararı dokunacak bilgileri ifşa edecek.
Then I get out and I realize that most of them aren't my people anymore.
Sonra dışarı çıktım ve çoğunun dostum olmadığını anladım.
I really just want to curl up in my room and eat like 1,000 pounds of cake and just let my people adore me.
Odama kapanmak ve halkım bana taparken, deli gibi pasta yemek istiyorum.
I have my people in high positions.
Üst yetkililerden adamlarım var.
"pledge to do my best for my country and my people."
"... ülkem ve vatandaşlarımın refahını koruyacağıma ant içerim. "
You went to a lot of trouble to get me and my people.
Beni ve adamlarımı yakalamak için bir sürü derde girmişsin.
My people see anything they don't like, I don't care if it's a seagull too fat to fly...
Adamlarım beğenmedikleri birşey görürse uçamayacak kadar şişman bir martı olsa bile umrumda değil...
I know my people.
Ben çalışanlarımı tanıyorum.
So, my people have been working around the clock trying to track down the house that has a Thompson mailbox and a heavy duty security screen door.
Bizim işe gelince... Adamlarım gece gündüz çalışarak üstünde Thompson yazılı posta kutusu ve... bahsettiğin türde bir kapısı olan evi bulmaya çalışıyorlar.
You do realize that may be why my people got hit.
Adamlarıma bu yüzden saldırılmış olabileceğinin farkındasın değil mi?
I'm not going to throw my people under the bus.
Çalışanlarımı böyle bir zanna sokmayacağım.
I had my people pull the criminal records of men in L.A. with M.O.S involving bondage.
Adamlarıma L.A.'de bağlama yöntemi kullananların sabıka kayıtlarına bakmalarını söyledim.
Sure, but my people have privacy rights.
Evet, ama çalışanlarımın mahremiyet hakları vardır.
My great snuff movies are eagerly awaited by millions of people only too happy to pay handsomely to watch them.
Muhteşem snuff filmlerim, onları izlemek için cömertçe milyonları seve seve ödeyecek insanlar tarafından hevesle bekleniyor.
My whole life, people tried to use me, break me, shape me, mold me into not-me.
Hayatım boyunca, insanlar beni kullanmaya çalıştı kırdılar, girmek istemediğim kalıplara sokmaya çalıştılar.
My love, some people want to hurt you, but I won't let them.
Aşkım sana zarar vermek isteyen insanlar var ama onlara izin vermeyeceğim.
Well, unlike some people, my skills in the kitchen are limited, so...
Pankek. Şey, çoğu insanın aksine, mutfak becerilerim kısıtlı, yani...
Once they enter this city, people are completely under my control.
Bu şehre giren insanlar tamamen kontrolüm altındadır.
Is it true that there are people in here trying to steal my money-eh! ?
Burada paramı çalmaya çalışan insanlar varmış öyle mi-eh?
You people are nothing but trash that lost my gamble!
Sizler kumarımda kaybedenlerden başka bir şey değilsiniz!
Even the people who trigger my negativity.
Negatif tarafımı tetikleyen insanlara bile.
Okay, I'm running to my cactus to call J Law's people and make sure she doesn't come out here.
Pekala, J Law'ın adamlarını arayıp buraya gelmemesi için kaktüsüme koşuyorum.
If his people want to see him again, those fuckers are gonna have to deal with me and my brothers.
O insanlar bunu görmek istiyorsa, ben ve kardeşlerimle iş yapmaları gerekiyor.
That people have complained about my attitude.
Tutumumdan şikayet eden o kişilerin olduğuna.
And because I tell people it's my name.
Ve insanlara adımın öyle olduğunu söylediğim için.
And you therefore heard for yourself as I took the solemn oath to govern the people of my realms according to their respective laws and customs.
O zaman ettiğim kutsal yemini de duymuşsunuzdur. Topraklarımda yaşayan halkı kendi kanunlarına ve geleneklerine göre yöneteceğim.
Putting my life and the lives of these babies into the hands of the people who tried to kill me.
Benim ve bu bebeklerin hayatını beni öldürmeye çalışan insanların eline verelim.
When my grandfather started at Server Global, he only worked with people he could trust.
Dedem Server Global'da işe başladığında, sadece güvendiği insanlarla çalışırdı.
Gabriel said that our people were with my mother when she died, that she wanted me to know that she loved me.
Gabriel, öldüğü sırada annemin yanında adamlarımız olduğunu söyledi beni sevdiğini söylemelerini istemiş.
As in people be demanding my supply.
İnsanların malımı talep etmesi gibi.
My father died defending his family and the people of this town from monsters outside...
Babam, ailesini ve bu kasabanın insanlarını dışarıdaki canavarlardan...
People are following me, I'm getting pulled over by the cops, having my ass beat.
İnsanlar beni takip ediyor. Polisler çeviriyor dayak yiyorum.
Before I made VP, I worked my way up as a biochemist, and I know for a fact there's no way naturally-occurring death cap poison could kill those people so quickly. On that, we agree.
Şirkette başkan yardımcısı olmadan önce, biyokimyacı olarak çalışıyordum ve biliyorum ki köygöçüren zehirinin doğal yollarla o insanları bu kadar çabuk öldürmesinin imkanı yok.
No, no! No, you people are not coming into my home!
Hayır, hayır, siz evime giremezsiniz!
You mean there are people who buy my old gloves?
Yani eski eldivenlerimi satın alan insanlar mı var diyorsun?
Your hands are clean and can stay that way provided you answer my questions and give my ship the fuel it needs to find our people.
Ellerin temiz durumda ve sorularıma cevap vermen ve adamlarımızı bulmak için gerekli olan yakıtı gemime vermen durumunda öyle kalabilir.
No, she's totally down with me getting my brains from people that don't need them anymore.
Evet, insanların artık kullanmadıkları beyinlerini almama izin veriyor.
If Frieda is getting all my money, that means people think I'm dead and that I, forgive my inability to make air quotes, died mysteriously.
Frieda tüm paramı aldıysa acizliğimi bağışla insanlar gizemli bir şekilde öldüğümü düşünüyor demektir.
I should know if my friend is killing people!
Arkadaşım insanları öldürüyorsa bunu bilmeliyim! İnsanları öldürmüyorum!
People on the waiting list of Care First could get to sleep in my bedroom, but not me.
Önce İlgi'nin bekleme listesindeki insanlar bile benim odamda uyuyabilirdi ama ben uyuyamazdım.
And then what I was able to do is, through this device, I was able to program this device with all the FBI cell phone numbers of the people that were in charge of my investigation.
Ve bu cihaz sayesinde... Bu cihazı, benim araştırmamdan sorumlu FBI'daki herkesin cep numarasıyla programlayabildim.
I had people over to my house.
Evimde başka kişiler de vardı.
And my dad doesn't care about many people.
Ve babam pek fazla insana değer vermez.
Even after my assault, I still go through it sometimes of just self-shame and, you know, all these people are right, what they're saying about me.
Yaşadığım saldırıdan sonra bile ara sıra hâlâ kendimden utandığım ve insanların hakkımda söylediklerine hak verdiğim oluyor.
Like, my teammates. People I thought were my friends.
Yanımda takım arkadaşlarım dost bildiklerim olurdu.
Since my friends didn't stand up for me, I urge other people to speak out, because you can't ignore an army of voices.
Arkadaşlarım beni savunmadıkları için başkalarının konuşmalarını istedim çünkü bir ordunun çıkardığı sese kulaklarınızı tıkayamazsınız.
I've known a lot of rich people in my life.
Hayatım boyunca bir sürü zengin insanla tanıştım.
-... speak with my... people? - Please.
- Lütfen.
You are my people.
Siz benim çalışanlarımsınız.
Don't you think when people open up my box, they see blue, they think of blue.
İnsanlar kutumu açtığında, mavi görürse maviyi düşünürler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]