Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ N ] / No good

No good перевод на турецкий

19,845 параллельный перевод
Look, Cece, I'm-I'm no good at this.
Bak, Cece, ben-ben bunda iyi değilim.
He's no good, sir.
O iyi birisi değil efendim.
No good, how?
Nasıl iyi birisi değil?
You're no good to me tired.
Yorgunken işime yaramazsınız.
Yeah, okay, let's see, uh, Homer, your boy's no good, right?
Evet, bakalım Homer oğlun kötü, değil mi?
Well, then you're no good to me.
- O vakit bana yaramazsın.
It's no good for me, I got no shot! Me, either!
- İyi durumda değilim, görüşüm yok!
Trust me, no good can come from it.
Güven bana, sonu iyi olmaz.
A man of your good sense must surely know you have no cause to arrest me.
Sizin gibi aklı başında bir adamın, beni tutuklamak için yeterli kanıtının olmadığını bilmesi lazım.
No. Far too honest for his own good.
Kendi iyiliği için fazlasıyla onurluydu.
- Good Lord, no!
- Tanrım, hayır!
How, no matter what he does, it's all for some greater good.
Ne yaparsa yapsın, her şeyin daha iyi bir şeye hizmet ettiğine.
Yeah, I just waited, like, four hours in the E.R., but no concussion, so that's good.
Evet. Acilde dört saat falan bekledim ama beyin sarsıntısı falan yok, iyi yani.
Oh, no, I'm good.
Hayır, böyle iyiyim.
There's no guarantee he didn't see my face, so we need to keep him good and away while I do what I do.
Yüzümü görmüş olabilir, o yüzden ben işimi yaparken onu uzakta tutmalıyız.
Yeah, no, tight's good.
Evet, sağlam.
- You want one? - No, I'm good.
- Sende istiyor musun?
No, you being here... That's the one good thing that's happened this summer.
Hayır, burada olman bu yaz gerçekleşen tek güzel şey.
That's good, no one drove him out.
Bu iyi, kimse dışarıya sürüklememiş.
- No. - That's good.
- Hayır.
Good. He's gonna be out of here in no time.
İyi, taburcu olabilir.
Yeah, no, I don't think that's a good i- -
Evet, hayır. Bunun pek iyi bir fikir...
No, no, that's good.
- Hayır, hayır böyle iyi.
No, it's a good thing.
Hayır, bu iyi bir şey.
No... they take good care of their employees.
Hayır... çalışanlarına iyi bakıyorlar sanırım.
Um, no, I'm not really good at that.
Hayır. O işte o kadar da iyi değilim.
No, I'm good. I got this.
Bunu kendi başıma çözebilirim.
No, Cassie, that's actually very good.
Hayır Cassie, gerçekten iyiydi.
That no-good, two-timin'musical genius will never set foot in my club while I'm alive.
O bir işe yaramayan, aldatmada bir numara müzik dehası.. .. ben varken bu kulübe ayak basamaz!
No, it was good.
Güzeldi.
No, I reported it anonymously because I was ashamed that it happened on my watch, but I'm not gonna stand by while somebody besmirches the good name of Harvard University.
Hayır, anonim olarak yolladım çünkü nöbetimde gerçekleştiği için utandım. Ama birileri Harvard'ın iyi ismini lekelerken kenarda durmayacağım.
No, he wasn't on the list, but he was smart enough to talk to his way in, which is what a good lawyer does and exactly what I was looking for.
Hayır, listede yok ama kendini içeri sokacak bir yol buldu bu da iyi bir avukatın yapacağı ve tam da benim aradığım şeydi.
You have given false allegations against my good name, which will be whispered and repeated by those who envy my success no matter how thoroughly I repudiate them.
Başarılarıma gıpta eden birileri tarafından defalarca kulağına fısıldandı diye ne olursa olsun onları reddetmek yerine itibarım üzerine asılsız iddialarda bulundun.
This is no good.
- Ne?
Good God, no.
Tanrım, tabii ki hayır.
No, I'm good, thanks.
- Hayır. Böyle iyi, sağ ol.
Uh... No, I'm good, thanks.
Hayır, istemem, sağ ol.
No, that's good.
Evet, iyi bir şey.
- No, I'm good thanks.
- Bişey almıyım teşekkürler.
No, I'm good.
Hayır böyle iyiyim.
No, no, I'm good.
Hayır, gerek yok.
No... they're good people and they are my friends.
Hayır, onlar iyi insanlar ve de benim arkadaşlarım.
Until we hear otherwise, we're just gonna have to take no news as good news.
İyi haber olmadıkça başka haber kabul etmeyeceğiz.
- No thanks. I'm good.
Böyle iyiyim.
Putting your legendary subtlety and tact to good use, no doubt.
Efsanevî zekânı ortaya koyup nezaketini iyi kullanarak şüphesiz.
No, we're good.
Hayır böyle iyiyiz.
No, I'm not good.
Hayır iyi değilim.
No good.
- Olmaz.
No, I'm good.
Yok, böyle iyiyim.
No, I'm good.
Yok, iyiyim ben.
I love Cesar, but I also love myself, and I love my baby, and it don't do me nor her no damn good if my ass is in prison.
Cesar'ı seviyorum ama kendimi de seviyorum. Bebeğimi de seviyorum ve kıçımı bir yere bağlarsam ikimize de yararı olmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]