Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ O ] / Obviously you know

Obviously you know перевод на турецкий

850 параллельный перевод
Of course that's something that obviously you know very little about.
Elbette bu senin muhtemelen pek bilmediğin bir konudur.
Obviously you know Barbara and I split up or you wouldn't do the head tilt.
Eminim biliyorsundur, Barbara ve benim ayrıldığımı bu arada umarım şu başını eğme işini yapmazsın.
well, yeah, obviously you know where I am.
Sanırım nerede olduğumu zaten biliyorsun.
You know, obviously, I can take care of myself.
Kendi başımın çaresine bakabilirim.
Obviously, we're still, uh, you know, in the process of setting up, but, you know, we got...
Gördüğün üzere, hâlâ yerleşiyoruz ama...
Obviously, you know nothing about rockets.
Açıkça görülüyor ki roketler hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
You know, it's obviously no good either of us being seen together.
Birlikte görülmemizin bize yararı olmayacağı çok açık.
Well, I don't know what number Miss Inglewood gave you, but it was obviously the wrong one.
Şey, Bayan Inglewood'un sana hangi numarayı verdiğini bilmiyorum, fakat öyle anlaşılıyor ki yanlış numara vermiş.
- Obviously you don't know me very well.
- Belli ki beni pek iyi tanımıyorsun.
You obviously don't know me very well.
Belli ki, beni iyi tanımıyorsun.
Now you tell me that if I should go back, I will be back here... now obviously you must know something that I do not know. -
Şimdi bana diyorsun ki eğer geri gidersem buraya geri dönerim... belli ki birşeyler biliyorsun benim bilmediğim.
Obviously, you do not know the difference between courage and foolhardiness.
Belli ki, cesaretle deli cesareti arasındaki farktan haberin yok.
Obviously. I don't know why you need all these cards, but if you do, I guess it's all right.
Öyle görünüyor. niçin bu kartlara ihtiyacın olduğunu bilmiyorum, fakat varsa da, sanırım sorun yok.
So obviously you didn't know her before then.
Öyleyse onu önceden tanımıyordunuz.
Obviously, do you happen to know umm, do you think you could?
Öyle olmalı. Acaba sana göre... Senin düşüncene göre...
I mean, you know, obviously... What is this place?
Nasıl bir yer olduğu besbelli.
I mean, you know... obviously, all ideas in science are constantly being revised.
Yani açıkçası bilimdeki bütün düşünceler sürekli gözden geçirilirler.
You know, obviously, I've done something to make you feel that way.
Bu şekilde hissetmen için bir şeyler yapmış olmalıyım.
She obviously doesn't know you either
Anlaşılan o da seni tanımıyor.
Sam, you're obviously unhappy and everybody just wants to know why.
- Sam mutsuz olduğun çok açık. - Ve herkes nedenini merak ediyor.
Obviously you don't know me.
Belli ki beni tanımıyorsunuz bayım.
You know, Benny's obviously not a very smart trainer.
Benny hiçde akıllı bir seyir sayıImaz.
obviously, you don't know the first thing about physics.
Fiziğin ilk kuralını bilmediğin çok açık.
You obviously don't know anything about Indians.
Kızılderililer hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
obviously, you know what you are doing.
Besbelli ne yaptığını biliyorsun.
Sandy Kirsten have... a vibrant marriage there's no way you can know everything about someone that's what keeps it interesting - I think nothing from your past no secret fantasies no hidden porn stash on the PC no, cause obviously you already know about that one
- Sen söyleyecek misin?
You obviously don't know anything about intelligence work, lady.
Bakın gizli istihbarat işleri hakkında bilginiz yok tabi.
You obviously know a side of Mother... I have been happily sheltered from.
Belli ki, annemin orasını bilseydiniz sayesinde korunduğum için mutlu olurdum.
You know, sex is obviously the only thing on your mind, so forget it. I'm going to bed.
Anlaşılan senin aklında seksten başka bir şey yok.
You priests, obviously, don't know a thing.
Siz rahipler belli ki hiç bir şey bilmiyorsunuz.
You obviously know automobiles because we've had this one come back to us twice.
Belli ki arabadan anlıyorsunuz, çünkü bu arabadan iki tane daha satmıştık.
Obviously you don't know The Hole.
Belli ki Kovuk'u bilmiyorsun.
You people obviously don't know anything about football.
Futboldan anlamadığınız belli.
Well, you know... Well, obviously. Don't ya think?
Hiç benzememiş miyim, sence?
You know they obviously ordered her to sit down and don't move.
Bariz bir şekilde ona oturmasını ve kımıldamamasını emrettiler.
It's obviously not for a kid, you know.
Kesinlikle bir çocuk için değil.
It's obviously biotechnology, you know?
Biyoteknolojide tabii ki.
Now, I don't know what you got going on here but obviously, we all need a vacation a little bit more than I thought.
Burada neler oluyor bilmiyorum ama açıkçası, hepimizin benim düşündüğümden fazla bir tatile ihtiyacı var.
And obviously, you had the acumen to know that men's shoes don't sell.
Ve görünen o ki, fark etmişsindir, erkek ayakkabıları satılmıyor.
They said this deal was going down in 4 days, and I, you know obviously seem to be kind of a major glitch in their- -
İşi 4 günde bağlayacaklarını söylemişlerdi ben de yollarına çıkan başlıca engel oldum.
You obviously don't know who you're dealing with, Mr Raisin Head.
Siz kiminle dans ettiğinizi bilmiyorsunuz, Bay Dik kafa.
You obviously don't know anyone in the Central Committee.
Görünüşe göre merkez komitedeki kimseyi tanımıyorsun.
She wouldn't say whose it might be, but obviously she's been, you know... getting around.
Ve bizim de diyemez di belli ki başkalarıyla da beraber olmuştu... bu ortadaydı.
I mean, I know you say you didn't, but obviously you did.
Yani yapmadım diyorsun ama belli ki yapmışsın.
I don't know where you are, Michael, but wherever you are you obviously enjoy being there more than spending time with me.
Nerede olduğunu bilmiyorum... ama belli ki orada olmak benimle olmaktan daha çok hoşuna gidiyor.
You know, when I heard you got engaged I thought maybe you'd matured, but obviously there's no growth here.
Biliyor musun, nişanlandığını duyduğumda belki olgunlaşmışsındır diye düşündüm, ama açıkçası burada büyüyen biri yok.
You obviously know nothing of war.
Açıkça görülüyor, savaşla ilgili hiçbir şey bilmiyorsun.
It's just that it was so big and you obviously put a lot of time into it and you seem to know me so well.
Sadece çok büyük, yapmak için çok zaman harcamış gibisin, ve sanki beni iyi tanıyorsun.
I was gonna, you know, experiment on you for anatomy class first, obviously.
Anatomi dersi için seninle deney yapmak istiyorum.
You obviously don ´ t know the Moesgaard motto.
Sen Moesgaard'ların sloganını bilmiyorsun.
- You do know, obviously.
Duyalım şunu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]