Only child перевод на турецкий
1,878 параллельный перевод
She's my only child. She has to... She has to want to fight to stay alive.
Hayatını kaybetmemek için savaşmayı istemesi gerekiyor.
Only child? Brothers and sisters?
Tek çocuk musun, yoksa kardeşlerin var mı?
Only child. Oh, no. Well, not for long.
Tek çocuğum ama çok uzun sürmeyecek.
Are you an only child, Scott?
Sen tek çocuk musun, Scott?
- Are you an only child?
- Tek çocuk sen misin?
The child this request concerned, the child you agreed to take in, is the only child available, and he is 15 years old.
Bu istekle alakalı çocuk, bu içeriye almayı kabul ettiğimiz çocuk, Tek bir çocuk uygun ve o da 15 yaşında.
He tried to kill my only child and he betrayed me.
Çocuğumu öldürmek istedi ve bana ihanet etti.
I'm an only child, and I'll get around to why this is of any importance whatsoever, but, trust me, there's a theme.
Ben tek çocuğum ve buna neden zaman ayıramadığımın herhangi bir önemi yok ama güvenin bana, bunun bir ana fikri var.
The main thing, I guess, about being an only child is that I get to choose my brothers.
Yalnız bir çocuk olarak söyleyeceğim en önemli şey, sanırım kendi kardeşlerimi kendimin seçme hakkı olduğu.
I'm an only child.
Tek çocuğum.
You are My only child. No, if Vestra claims you,
Hayır, eğer Vestra sana söylediyse... bu, kendini temize çıkarmak içindir.
She's our only child pretty lonely
O bizim tek çocuğumuz. Çok yalnız.
- She was an only child?
- Tek çocuk muydu?
I'm sorry, she told me that she was an only child.
Affedersin, bana kardeşinin olmadığını söylemişti.
She told me that she was an only child.
Bana tek çocuk olduğunu söyledi.
You know, I think'cause you were an only child, you look at Jeff like a big brother.
Bence sen ailendeki tek çocuk olduğun için Jeff'e bir ağabey gözüyle bakıyorsun.
No, This is my only child.
Hayır, benim tek çocuğum bu.
I'm about to celebrate becoming an only child!
Şu anda tek çocuk olmamı kutlamak üzereyim.
I'm an only child, Detective.
Ben tek çocuğum, Dedektif.
OK? I beg you, Mum, as your only child, to please make me happy by giving me my money.
Sana yalvarıyorum anne, tek çocuğun olarak bana paramı vererek lütfen beni mutlu et.
He took my only child from me.
Tek çocuğumu benden aldı.
No. Only child.
Tek çocuğum.
According to her file, She's an only child.
Dosyasına göre henüz bir çocukmuş.
Lucas was an only child.
- Lucas tek çocuktu.
She was an only child.
Tek çocuklarıydı.
only child.raised by his english teacher mom.
- Yalnızca bir çocuk. - İngilizce öğretmeni annesi büyütmüş.
Only child.
Tek çocuk.
Well, as far as we know, he was an only child. So, it's got to be him.
Bildiğimiz kadarıyla, kendisi evin tek çocuğu.
How could I ever have imagined that it would come to this, that my only kindred, my only child, would be the most perfect human?
Bunu, bu hale gelebileceğini nasıl hayal edebilirdim? Benim tek türdeşim, tek çocuğum en mükemmel insan olacak...
- Is she your only child? - No.
Tek çocuk mu?
And they went from watching their only child die to hope.
tek çocuklarının ölümünü seyrederken umutlandılar.
She is my only child.
O benim tek cocugumdu.
The only reason Dad left her $ 10 million is because he thought she was the mother of his child.
Babamın çocuğunun annesi sandığı bir kadına 10 milyon dolar bıraktı.
In the end, the only thing that matters is that there's a child. And that lasts forever.
Sonunda, önemli olan tek şey, bir çocuğun vardır, ve bu sonsuza kadar öyle kalacaktır.
Not only is she not screwable, but you've got built-in child-care.
Yalnızca becerilemeyecek olmasından da değil, çocuk bakımına o kadar vakit de harcamazsın.
I had brought a child into the world only to sentence him to death.
Ölüme mahkum etmek üzere dünyaya bir çocuk getirmiştim.
but something as beautiful and perfect as a newborn child that can only come from God.
ama yeni doğmuş bir çocuk kadar güzel ve kusursuz bir şey Ancak tanrı sayesinde olabilir
This child has only you.
Bu çocuğun senden başka kimsesi yok.
He's only a child.
Hazma faydası oluyor.
Hell, yeah. If you gonna poison my child against me... like the only other person I loved against me -
Eğer oğlumu bana karşı düşman etmeye çalışacaksan tabîki başlarım.
I fear it will only harm the child.
Bebeğe zarar verecek diye korkuyorum.
Just as soon as the missing child report came through on my e-mail, I drove over and talked to the mother, and explained that while there were several hundred cases the police were tracking, for me, this would be the only one.
Kayıp çocuk raporu ile ilgili bana e-mail gelir gelmez anneye gittim ve konuştum, ona, polisin takip ettiği yüzlerce dava olduğunu benim içinse sadece bunun olduğunu anlattım.
He was only a child.
Daha 20 yaşındaydı.
so, for whatever reason, that case was stuck in your brain all these years and it not only led you to this career choice but to the same city where your mother lives and for us to have the opportunity to save this child.
Sebebi ne olursa olsun, bu olay yıllarca aklında kaldı ve hem kariyerini şekillendirdi hem de annenin olduğu şehre yönlendirerek bu çocuğu kurtarmamızı sağladı.
I mean, mourning your child, only to find out she isn't yours.
Yani kızın için yas tutuyorsun sonra kızın olmadığını öğreniyorsun.
Now that we have a weak case with only a child witness, you request anonymity.
Şu an elimizde sadece bir çocuğun olduğu zayıf bir dava var, talebiniz anonim.
I'm sorry, but this child seems to be the only one That can design anything that the buyers are remotely interested in.
Kusura bakma ama bu çocuk dediğin alıcıların ilgilendiği elbiseleri tasarlayan tek kişi.
Much to our surprise, they have befriended Christian McNamara, inviting him over to hunt for Easter eggs, proving once again that there is no good child, there is no bad child, there is only diagnosis.
Süprizlerimiz çok... Christian McNamara'yla arkadaş oldular. Paskalya yumurtaları toplamak için davet ettiler.
I only want that when my child goes out he should travel without fear on buses, trains or anywhere else.
Tek istediğim, çocuğum dışarı çıktığında otobüsle, trenle ya da başka şeylerle korkmadan seyahat edebilsin.
My mama told me The only thing worth stealing Is a kiss from a sleeping child.
Annem, çalmaya değer tek şeyin, uyumakta olan bir çocuktan öpücük olduğunu söylerdi.
You said you didn't care if it wasn't your own lf we don't tell him and the child only knows you
Bir öksüzü evlat edinmek istediğini söylemiştin. Eğer ona söylemezsek ve çocuk bir tek seni tanırsa seni babası bilir.
children 2132
child 1306
childs 72
childhood 30
childish 40
childermass 19
child abuse 20
child support 17
children laughing 26
child's play 30
child 1306
childs 72
childhood 30
childish 40
childermass 19
child abuse 20
child support 17
children laughing 26
child's play 30
child services 18
only you 239
only me 129
only the best 34
only a little 36
only time will tell 38
only you can 21
only for you 27
only then 35
only now 58
only you 239
only me 129
only the best 34
only a little 36
only time will tell 38
only you can 21
only for you 27
only then 35
only now 58
only thing 21
only better 42
only i 19
only if you want to 26
only one problem 30
only one way to find out 127
only once 48
only two 46
only this time 157
only one 202
only better 42
only i 19
only if you want to 26
only one problem 30
only one way to find out 127
only once 48
only two 46
only this time 157
only one 202
only joking 24
only just 22
only that 31
only about 26
only by reputation 21
only in america 16
only us 19
only problem is 60
only problem 18
only worse 25
only just 22
only that 31
only about 26
only by reputation 21
only in america 16
only us 19
only problem is 60
only problem 18
only worse 25