Or so they say перевод на турецкий
112 параллельный перевод
I'm not afraid of any of them. But he does have influence, or so they say.
Ama onların nüfuzu var.
A cold hand means that your heart is warm, or so they say.
Soğuk bir el, kalbinin sıcak olduğu anlamına gelir, öyle derler.
From what I've heard, actually, or so they say,
Duyduklarıma göre ya da bana söylediklerine göre Fransız filmleri o zamanlar çok güzeldi.
Or so they say.
Ya da öyle diyorlar.
Or so they say.
Ya da söyledikleri bu.
- Or so they say.
- Öyle derler ya.
Children are capricious, or so they say,
Çocuklar ne yapacağı kestirilemez, ya da öyle derler.
Problems never come singly, or so they say.
Sorunlar tek başına gelmez, böyle derler.
They're from the insurance company - Or so they say...
Beyler sigorta şirketinde geliyorlar ya da öyle olduklarını söylüyorlar...
She still got a heart... or so they say.
Hala bir kalbi var. Öyle söylüyorlar.
All this under a left-wing government, or so they say,
Kardeşlik! Sizin düşüncelerinizi öğrenelim.
Or so they say.
Öyle söylüyorlar.
Or so they say.
Ya da insanlar öyle söylüyor.
The family didn't recognise the photos of the body or so they say.
Aile, cesedin fotoğraflarını tanımadı veya öyle söylediler.
Standard operating procedure, or so they say.
Standart çalışma presedürleri, ya da onlar öyle söylüyor.
A new year, a new life, or so they say.
Yeni bir yıl, yeni bir hayat... Hep böyle derler.
Well, I overcall my hand a bit, or so they say, but I've always found it pays.
- Aşırı deklare yaptığımı söylediler.
He's the only one here with a Russian name, or so they say.
Buradaki rus bir isme sahip tek kişi o, ya da her neyse..
They'll do all the same things to you... and you'll trail after them just like me... hoping they won't be so mean to you that day... or say something to make you feel so bad.
Aynı şeyleri sana da yapacaklar. Benim gibi peşlerinden sürüklenip sana karşı kötü davranmamalarını moralini bozacak bir şey söylememelerini dileyeceksin.
Or at least no way to say them so that they are not ugly and full of pain
En azından bunu kimseye acı vermeden nasıl söyleyeceğimizi bilemeyiz.
( male presenter, off ) THEY SAY A DREAM TAKES ONLY A SECOND OR SO,
Rüyanın yalnızca bir iki saniye sürdüğünü söylerler.
That if you're going to be superior to other people you mustn't pay attention to what they say or do but live as you know how you should live so that later you can set your example.
Yani eğer diğer insanlardan üstün olmak istiyorsan yaptıklarını ve söylediklerini umursamamalısın. İstediğin gibi yaşamalısın ki, bir örnek haline gösterilebilesin.
They're supposed to sort of participate in social life, either as managers, or cultural managers, like, say, teachers, and writers, and so on.
Ama mutlak olarak değil de göreceli bakmanız gereken bir şey değil mi bu? Evet, belki öyle bir etki bırakmıyorum ama yeterince fazla ifade ediyorum aslında.
So, when he does come to Boulder and people hear what he has to say, they're able to tune in, it's not something exotic or esoteric he's talking about. It's material that they're very familiar with.
Ben bunları seçince, öteki masalardaki yardımcı editörlere gönderirim.
Or why I have to turn in my steno pad for a new one each time I've finished. Or why I type endless letters, but never envelopes, so that I don't know where they're going to.
Ya da her mektubu bitirdikten sonra neden not defteri altlığımı teslim etmem gerektiğini ya da sayısız mektup yazarken neden hiç zarf yazmadığımı ve nereye gittiklerini hiç bilemediğimi.
How can you say so many stupid things When you know the risks they face The capital invested in industries or mines?
Sermayenin, hele ocaklarda, ne büyük risk aldığını bilen biri nasıl böyle saçmalar?
So to this day we go to their house... it doesn't matter what I've accomplished in my work or my adult life... they always say the same thing... "Show them the picture with the canoe."
Ve bu gün bile, ne zaman onlara gitsek ne yaptığım, yetişkinliğimdeki başarılarım her ne olursa olsun... her zaman "Hadi onlara kanolu resmi göster" derledi.
They say you should get checked out every 50 years or so.
Biliyorsun elli yılda bir falan gidip baktırmak gerek diyorlar.
One week, Mr. President. Give me one week, and I'll have Americans Burning maple leaves so fast, they won't have time to think about their smog-filled lungs, rising interest rates, or their dwindling savings accounts.
Bir haftas Sayın Başkan, bana bir hafta verin, Amerikalıların akça ağaç yaprağını o kadar hızlı bir şekilde yakmalarını sağlarım ki bu yüzden ciğerlerine dolan dumanı, yükselen faiz oranlarını... azalan birikimlerini düşünmeye zaman bile bulamazlar.
I hate when I'm in a foreign country, especially in America... each time I wear black or lose my temper or say anything about anything... they always go, " Oh, it's so French.
Yabancı bir ülkedeyken, özellikle Amerika'dayken.. .. ne zaman siyah giysem veya öfkeye kapılıp birşey söylesem.. .. " Oh, ne kadar Fransız.
So, why don't they just say, "Nice job." or "Congratulations."?
Öyleyse niye iyi işti ya da tebrikler demiyorlar?
So oft it chances in particular men that for some vicious mole of nature in them as in their birth, wherein they are not guilty since nature cannot choose his origin by their o'ergrowth of some complexion oft breaking down the pales and forts of reason or by some habit, that too much o'erleavens the form of plausive manners, that these men carrying, I say, the stamp of one defect, being nature's livery or Fortune's star his virtues else, be they as pure as grace, as infinite as man may undergo shall in the general censure take corruption from that particular fault.
İnsanın kendisi için de böyledir bu. Çok kez bir kusur olur yaradılışında. Suçu da yoktur bunda kendi seçmemiştir çünkü doğuşunu.
Or so they say.
Ya da öyle derler.
So no matter what they say, they can't retry me or nothing?
Yani ne derlerse desinler, beni tekrar yargılayamazlar.
You know, Sheriff, when friends or family say things, they tend not to register, so sometimes it helps to hear it from a total stranger.
Biliyor musun Şerif, arkadaşlar veya aile bir şeyler söylediğinde önemsemezsin. Bazen bunu tamamen yabancı birinden duyman gerekebilir.
Or so they say.
Öyle derler.
So you're telling me... that if I showed up at someone's house and say "trick or treat"... they'll give me a free piece of candy?
Şimdi, bana dediğiniz şey birinin evine gidip, ona şeker ya da şaka dediğimde, bana bedava şeker verecek, öyle mi?
Large predators control the number of mammals like the Coatimundi, so they don't overgraze the fruits and seedlings, or eat too many birds eggs.
İri yırtıcılar, rakun gibi memeli hayvanların sayısını kontrol altında tutuyor böylelikle fide ve meyveler çok fazla tüketilmiyor ve kuş yumurtası hırsızlığı da belli bir seviyede kalıyor.
Sure they do, but none of that is as important as having money being a computer wizard or so goodlooking the women can't say no.
Elbette var ; ama bunların zengin olmak, iyi bilgisayar kullanmak ya da hiçbir kadının hayır diyemeyeceği kadar yakışıklı olmayı istemek kadar önemi yok.
So, what you're saying is we don't know what he or she is who they are, or what they want.
Özetle, diyorsun ki bu, bir adam mı, yoksa kadın mı sayıları ne, ne istiyorlar bilmiyoruz öyle mi?
They only hit one or two a night so our odds aren't too bad.
Gecede bir ya da iki tanesini vuruyorlar. Yani şansımız yüksek sayılır.
They want me to say how I'm so sorry and it was my mom's fault or maybe it was my dad's fault, or it happened because of TV or movies or... some junk like that.
Olanlar için üzgün olduğumu söylememi istiyorlar. Annemi ya da babamı suçlamamı. Ya da bir filmden olduğunu ya da ona benzer.
The lawyers say it is imperative that we all report any strange or odd occurrences so that they can be promptly investigated, and these phenomena explained in a rational and scientific manner.
Avukatlar burada gerçekleşen herhangi bir sıradışı olayın rapor edilmesinin önemli olduğunu söylüyor böylece doğru düzgün araştırma yapılabilirmiş, ve bu fenomenleri bilimsel ve gerçekçi bir şekilde açıklayabilirlermiş.
bless me if I can't come up with a motto for today they say the Mansi are better hung than the Munsi or "The Munsi are so up-stuck but the Mansi, how they fuck!"
Ah, unutmadan, bugünü anlatan bir de özlü söz söyleyeyim : Mansilerin "aleti", Munsilerinkinden daha büyük olur derler. "Munsilerin kibiri dillerde dolaşsa da becermesini bilen Mansilerdir aslında!"
So I do not care what they may say or not.
Onun söyleyeceği hiçbir şey hiçbir zaman umurumda olmaz.
So I go with Barry and say we want a million pounds or nothing, they chose nothing.
Ben de Barry ile ITV'ye gittim.. ... ve aynısını söyledim, hiçbir şey vermediler.
I can hear with the help of the apparatus out of this ear, but they say in one year or so...
Kulağıma takılı olan bu cihazın yardımıyla işitebiliyorum, ama diyorlar ki ; yaklaşık olarak bir yıl içinde- -
Right, so let's say that you want to let your employees use the Internet to access your network from home or when they're on the road.
Diyelim ki çalışanının bilgisayar ağına evden ya da yoldayken bağlanmasına olanak sağlıyorsun.
People say Omar ain't even been on the tier for two weeks, so he either staying someplace or they got him at county lock-up.
Dediklerine göre, Omar hapiste 2 hafta bile kalmamış. Ya başka bir yere naklettiler, yada gözetim altında tutuyorlar.
They're worried about infection, but they say in a week or so he should be fine.
Enfeksiyondan kaygılanıyorlar. Ama bir haftaya kadar toparlanırmış.
So they'll say "That would be better" or "We would like that."
Böylece, "İşte bu çok güzel olur" ya da, "Bizde çok isteriz bunu" diyebileceğim.
or something 1072
or something else 40
or so 139
or something like that 186
or so i'm told 21
or someone else 41
or so help me 44
or somewhere 18
or someone 93
or so he says 17
or something else 40
or so 139
or something like that 186
or so i'm told 21
or someone else 41
or so help me 44
or somewhere 18
or someone 93
or so he says 17
or so i thought 50
or so help me god 17
or so we thought 17
or somethin 19
so they say 128
they say 605
they say that 39
or so help me god 17
or so we thought 17
or somethin 19
so they say 128
they say 605
they say that 39