Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / She was a

She was a перевод на турецкий

29,693 параллельный перевод
She was a Catholic nun.
O Katolik bir rahibeydi.
I mean, they cut her head open, and she was at work, like, a month later.
Kafasını açmalarına rağmen bir ay sonra işe döndü.
Ah, she was a bitch.
Ah, kaltağın tekiydi.
Because she was a crack addict who died during childbirth, and he was the guy who left me at a fire station, probably because he couldn't think of anything more cliché.
Biri doğum sırasında ölen bir keşti, diğeri ise beni İtfaiyenin önüne bırakıp giden birisi. Muhtemelen itfaiye önüne bırakıp gitmekten başka bir klişe bulamamıştı.
She was always a social butterfly growing up, popular in school.
O hep büyümekte olan bir sosyal kelebekti. Okulda popüler.
She was a woman who had it all, until she cracked.
Her şeyi olan bir kadındı, ta ki aklını kaçırana dek.
She was a woman of many secrets. Dangerous.
Birçok sırrı olan bir kadındı.
She was assaulted a week ago.
Bir hafta önce tecavüze uğramış.
She was a amateur astronomer.
O amatör gökbilimciydi.
She was a very good skier.
Çok iyi bir kayakçıydı.
She was a member of the youth national team of Yugoslavia.
Yugoslavya genç milli takımındaydı.
She was always such a nightmare.
Hep tam bir kabus gibiydi.
Yeah, there was also a chance that she was another weird guy with mutton chops.
Evet, bu da bir başka bıyıklı tuhaf adam olabilir.
I mean, honestly, if she hadn't been clinically diagnosed with Alzheimer's, I'd just think she was a little absent-minded.
Açıkçası Alzheimer teşhisi konmamış olsa sadece biraz unutkan olduğunu düşünürdüm.
Um, the note was she's a bummer.
Sıkıcı olduğundan bahsettiler.
She was in a pilot I directed about ten years ago.
On yıl önce yönettiğim bir pilot bölümde oynadı.
She actually sent him a drunk text once. It was...
Bir keresinde sarhoşken ona mesaj bile çekmişti.
It's a good thing that she was happy.
Onun mutlu olması iyi bir şey.
She was saying.. someone found him in a small river.
Birileri onu küçük bir nehirde bulmuş.
She had a kid when she was 17.
17 yaşındayken bir oğlu olmuş.
She's a very proud woman, Rita, and she was humiliated earlier.
Rita, çok gururlu bir kadındı ve aşağılanmış durmuş.
This morning it was dead Russians and some big conspiracy, and now she's got a hard-on for the Tree of Liberty Militia. Those clowns in Spokane?
Bu sabah ölü Ruslar, ardından büyük bir komplo ve şimdi de kafayı Özgürlük Ağacı milisine taktı.
She was traveling with a group,
Bir grupla seyehat ediyordu,
That's... where she was bitten by a rhino calf.
Bu yara gergedan yavrusu tarafından ısırıIdığında oldu.
But now now I know that it was because of me... that she's turned into a monster.
Ama şimdi o canavara dönüşmesinden sorumlu olduğumu biliyorum.
Then in 2013, there was a trip and fall where she broke her jaw.
2013'de bir gezi sırasında düşmüş ve çenesini kırmış.
No. She was on a high.
Hayır, yüksekti.
She was in a really good space.
Oldukça iyi bir boşluğdaydı.
I didn't have time for her, and she was just freaking out, like she did when she kept calling me and texting me like a crazy person.
Onun için vaktim olmadı. Ve sadece korkuyordu. Bana telefon etmeye devam ederken ve bana mesaj atarken yaptığı gibi.
She was your nurse when you got into a car accident two years ago... she introduced us.
İki yıl önce kaza geçirdiğinde senin hemşirendi ve bizi o tanıştırdı.
Well, the story she's telling that woman is, when I was little, I earned $ 4 a week doing chores.
O kadının söylediği hikaye ben küçükken, ev işleri yaparak haftada 4 dolar kazanıyordum.
Ted, he was not gonna let me in, but Stella, she's got a real soft heart, bless her.
Ted, içeri girmeme izin vermiyordu. Ama Stella, gerçek bir yumuşak kalbi var, onu korusun.
Yeah, like epic level. Gia got kicked out for pulling a knife on some chick that she swears was stealing her bras from the wash.
Gia, çamasir makinesinden sutyenini çaldigini düsündügü bir kiza biçak çektigi için atilmis.
She thinks I was cured of a disease that she actually has.
- Yapamam. Aynı hastalığı geçirirken iyileştiğimi düşünüyor.
She said I was a fool.
Benim bir aptal olduğumu söyledi.
He was a painter and I think he encouraged her to be artistic in any way that she wanted.
Ressammış ve sanırım onu da... istediği şekilde sanat yapmaya teşvik etmiş.
She was brand new to the United States and she did not go to cooking school and she'd never had a cooking job before.
ABD'ye yeni gelmişti... yemek okuluna gitmemişti ve daha önce hiç aşçılık yapmamıştı.
With Chef Crenn, I think, what worked with me was that she allowed a lot to express myself.
Şef Crenn'le çalışmak... HAMUR İŞLERİ ŞEFİ bana uydu, kendimi ifade etmeme izin verdi.
Uh, last year, she was trapped in a freezer and stabbed, so...
Geçen yıl, bir dondurucuda tuzağa düştü ve bıçaklandı, yani...
Was she tall with a fat ass? Kind of.
- Uzun boylu ve koca götlü müydü?
I thought it was a chance to reconnect before she started at a hospital.
Hastanede işe girmeden önce insanlarla kaynaşmak için bir fırsat olur demiştim.
But there's a chance she was real.
Ama gerçek de olabilir.
You know, there's a chance that she was really waiting for me at the airport.
Gerçekten de beni hava alanında bekliyor olabilir.
She was feeling a little lost, so I gave her a self-help book to restore her confidence.
İyice kendini kaybedince özgüvenini kazansın diye ona bir kitap verdim.
No, she was... She was sick for a long time.
Hayır uzun bir süre hastaydı.
Molly was kind of... she was kind of a flirt.
Molly'nin flört ettiği biri vardı.
Was she nothing but a student, too?
O da mı senin için bir öğrenciden fazlası değildi?
And then I met Molly... and she was from a different country, too.
Sonra Molly ile tanıştım... O da başka bir ülkeden gelmişti.
Linley's paw prints were all over a rain slicker she was wearing when she fell.
Düştüğünde üzerinde olan yağmurluğun her tarafında Linley'in parmak izleri var.
I was always "a bipolar skank," and that she's not surprised I snapped and killed Molly.
Ben her zaman bir bipolar sürtükmüşüm ve Molly'i bıçaklayıp öldürdüğüme şaşırmamış.
Once upon a time, there was a little girl who dreamt of being a real journalist, but it turns out she's a no talent hack who's not pretty enough to be a TV anchor, so she's stuck at a low rent rag
Bir zamanlar, gerçek bir gazeteci olmanın hayalini kuran küçük bir kız varmış. Ama, spiker olmak için yeterince yetenekli ve güzel olmadığı için gerçek haberler yerine, ucuz fahişe reklamları veren kötü bir kanalda sıkışıp kalmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]