Something's different перевод на турецкий
776 параллельный перевод
- Well, maybe it is... ... but there's something in me that wants something different.
- Belki de öyledir ama ben farklı bir şey istiyorum.
That's something very different.
Bu çok farklı bir şey.
You've had something engraved on it that's different.
- Kazınmış bir şeyler vardı.
That's something that shouldn't ought to be allowed, but golf that's different.
Buna izin verilmemeli bence, ama golf o farklı.
There's something different.
Başka bir şey.
And now for something different!
Ve şimdi farklı bir şey var sırada!
Are you just trying to be different, Mr. Parrish, or is it something else?
Sadece farklı görünmeye mi çalışıyorsunuz, yoksa başka bir nedeni mi var Bay Parrish?
So she is. But there's still something different.
Elbette, ama aynı şey değil.
When it gets like that, somebody's got to do something different.
Böyle şeyler olduğunda, birisinin farklı bir şey yapması gerekir.
No, it's something different.
Hayır, bu farklı bir şey.
This suggests a different kind of mind from that of the common criminal. The kind of mind that could conceive something so diabolical as to poison a man with his own snuff.
Bu adam sıradan suçlulardan farklı biri, bir adamı enfiyesiyle zehirlemeyi düşünecek kadar şeytani bir zeka.
But sex - now, that's something different.
Ama seks. Bu biraz daha farklı bir şey.
The real trouble that ravaged my wife's family was something quite different
Asıl sorun harap olmuş karımın ailesiydi. Bu ailede çok farklı bir şey vardı.
This man's really something He's different from the others I've tried my best, but still can't win over him
gerçekten yetenekli biri diğerlerinden çok farklı tüm gücümü kullanmama rağmen, mutlak zafer kazanamadım!
It's something entirely different.
O yüzden değil.
That's something different.
Bu durum biraz farklı.
There's something quite different about that bathing suit...
Mayo çok farkediyor...
Let's assume that it's something so completely different that our sensors would not identify it as a life form.
Tamamen farklı bir şey olduğunu farz edelim. sensörlerimizin hayat şekli diye tanımlamayacağı bir şey.
If what you remember is different from the facts I'll assume the doctors are right, that there's something wrong with you.
Eğer hatırladıkların gerçeklerden farklı çıkarsa doktorların haklı olabileceğini bir sorunun olduğunu düşüneceğim.
I'd kill a worm in a second, but there's something different about you... - and I don't like it!
Bir solucanı hemen öldürürüm ama senin durumun farklı ve ben bundan hoşlanmıyorum!
- I mean... From the point of view of Marxist scholars, I agree, but I see something different in its specific embodiment.
Marksist âlimlerin bakış açısından bakıldığında size katılıyorum ama bu var oluşta çok daha farklı özel bir şey görüyorum.
That's something different from service on land.
Yerde hizmet etmesinden iyidir.
And now for something completely different.
Şimdi sırada bambaşka bir şey var.
And now for something completely different.
Şimdi sırada alâkasız başka bir şey var.
Let's do something different.
Farklı birşey yapalım.
There's something different up there than there is down here?
Burada yani aşağıda olandan daha farklı bir şey mi var yukarıda?
... he's got to come up with something different.
... değişik taktikler bulması şart.
That would be something different.
Farklılık yaratmış oluruz.
There's something different about those two.
O ikisinde farklı bir şey var.
There's something different about you.
Sen başkasın.
There's something different about you.
Sanırım sizde bir değişiklik var. Belki saçınız.
If we're gonna wear uniforms, let's all wear something different.
Eğer üniforma giyeceksek hepimiz farklı giyelim.
There's something different.
Değişik bir şey var.
Something a bit... different.
Ötekilerden farklıymış.
There's something different about this fog.
- Bunda bir farklılık var.
It's all right, but I feel something's missing I'd like a change, some achievements I don't know what, something different I'm working, but most important, I have two children
Tamam ama sanki bir şeyler eksik gibi. Bazı şeyleri değiştirmek istiyorum. Bilmiyorum, farklı ne demek?
I mean, when we adults do that, it's something different.
Olgun insanlar bunu yaparsa farklı bir şey.
That's something different from marriage.
Normal evlilikten farklı bir şey olmalı.
If it's different, something that might shock your snooty friends in the least, you don't want to have anything to do with it.
Eğer farklıysa, kibirli dostlarınızı biraz olsun şok edebilecek bir şeyse, onunla ilgili bir şey yapmak istemiyorsunuz.
- He can sense when something's different.
- Bir şeylerin değiştiğini hissedecektir.
There's something different about him.
Onda çok farklı birşeyler var.
Before we finish up here, there's a fella who wants to talk to you about... something a little different.
Yaptığımız toplantı bitmeden önce sizinle farklı bir konu hakkında konuşmak isteyen bir arkadaş var.
There's something different!
ne demek istedi?
Maybe it's something completely different.
Belki de tamamen farklı bir şeydi.
My dad said that, once you do that, there's gonna be something different about you.
Onun kanı artık senin vücudunda. Babam, "Bunu bir kez yapınca, her şey senin için çok farklı olur" derdi.
Something's different, but i like it.
Değişik bir şeyler var, ama hoşuma gitti.
"This year we ´ re gonna try something different," "something more worth while than a popularity contest."
Ancak bu sene farklı bir yol izleyeceğiz popülerlik yarışından daha önemli bir şey.
- There's something different about you.
- Sende farklı bir şeyler var.
Just about 24 hours ago, I was telling the ship's doctor how much I wanted something... not very different from what we have here.
Yaklaşık 24 saat önce, gemi doktoruna buradan pek farkı olmayan bir hayatı ne kadar istediğimi söylüyordum.
I'm commissioning something quiet different this time round : profane love.
Şu sıralar farklı bir şeye hizmet etmekteyim, dinden farklı bir şey : aşk.
That's a vacuum cleaner, Peg, in case you want to do something different with your afternoons.
O bir süpürge markası, Peg, Olurda öğleden sonraları farklı bir şey yapmak istersin diye söylüyorum.
different 542
different languages 16
different countries 18
different things 17
different how 78
different places 26
different people 26
different circumstances 18
different ways 32
different day 28
different languages 16
different countries 18
different things 17
different how 78
different places 26
different people 26
different circumstances 18
different ways 32
different day 28
different times 24
differently 29
different story 22
something went wrong 81
something 1990
sometimes 3655
sometime 130
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
differently 29
different story 22
something went wrong 81
something 1990
sometimes 3655
sometime 130
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something's not right 271
something like that 1529
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong here 34
something's wrong 881
something wrong 855
something is wrong 141
something's coming 64
something like that 1529
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong here 34
something's wrong 881
something wrong 855
something is wrong 141
something's coming 64