The package перевод на турецкий
3,226 параллельный перевод
If I can't change the package, I can at least change the ribbon.
Paketi değiştiremiyorsam en azından kurdelesini değiştirebilirim.
You two will get the package, deliver it as planned.
Planlandığı üzere paketi alacak ve teslim edeceksiniz.
We have liberated the package and are secure at safe one.
Karaçi, Pakistan USS COLORADO ile Randevudan 3 Saat Önce Paketi kurtardık ve şu anda sığınak 1'deyiz.
One of them then passed on the package to a passenger who was travelling with Hitler on his plane.
İçlerinden biri paketi bir yolcuymuş gibi davranarak Hitler'in uçağına soktu.
Is that the package?
Paket bu mu?
Inside the capsule is the package... a microchip.
Paket kapsül içinde... bir mikroçip.
Remove the package. Make sure the capsule breaks.
Kapsülün kırıldığından da emin ol.
- The package.
- Paket.
And tell him to leave the package as father is in the shower.
Ve babanızın duşta olduğunu, paketi kapıya bırakmasını söyleyin.
Just tell him to leave the package as father's in shower.
Ona "Babam duşta, paketi kapının önüne bırakın" deyin.
Be advised, I have eyes on the package.
Dikkat. Paketi görüyorum.
Once I add "sexually experienced" to the package, he'll want me.
Pakete "cinsel deneyimli" de eklenince beni isteyecek.
Did you get the package I left you?
Sana bıraktığım paketi aldın mı?
You sit on your knees, you kiss, will you touch the package...
Dizlerinin üstüne çöker, onları öper, aletlerini okşarsın.
Yes? - The package is en route.
- Paket yolda.
Where's the package?
Paket nerde?
We just want the package.
Sadece paketi istiyoruz.
And the package?
Peki ya paket?
Come on, just give me the package, Tommy.
Hadi ama paketi bana ver, Tommy.
You don't care about the package, do you?
Paketi önemsemiyorsun, değil mi?
You are the package.
Paket sensin.
And you reach into the package and you lift out your memory.
Paketi açıp anıyı çıkarıyorsun.
Have you delivered the package?
- Paketi gönderdin mi?
The package is here.
Paket ulaştı.
One of the hallmarks of Cameron's approach was he would take different techniques that had been used individually and combine them all into one package in the same patient at the same time, without the patient really having that explained to them or understanding what was going on or why.
Cameron'un yaklaşımının ayırt edici özelliklerinden biri bireysel olarak kullanılmış farklı tekniklikleri aynı anda aynı hasta üzerinde hepsini bir araya getirip kullanması ve bunu hastalarına açıklamamış ya da olan biteni anlamamış olmasıydı.
It's not fair to the ladies, just because I'm the complete package.
ben tam fonksiyonlu paket olduğum için kadınlara haksızlık oluyor.
I am the complete package.
Ben tam fonksiyonlu paketim.
You're the total package.
Artık bir paketsin.
It's... ( Sighs ) it's the whole package.
Her şey bunu etkiliyor.
I added a mailman to the Village People'cause I deliver the biggest package.
Village People'a postacıyı ben ekledim. Çünkü en büyük paketi ben teslim ederim.
We need the whole package - - new identities in a foreign country and safe passage there.
Tüm pakete ihtiyacımız var. Yabancı bir ülkenin kimlikleri ve oraya güvenli gidiş.
Halloween and chick flicks are converging into the perfect package in Katherine Heigl's "trick or... baby?"
Cadılar Bayramı ve kız filmleri Katherine Heigl'in "Şaka mı bebek mi?" filminde mükemmel şekilde bir araya geliyor.
One of them then passed on the package to a passenger who was travelling with Hitler on his plane.
Alman halkının geleceğinde yalnız yürümek yatıyor.
Okay, maybe Chad was infatuated with Wood's body 15 years ago but I think he sees me as the whole package.
Pekala, belki Chad Wood'un vücuduna 15 yıl önce aşık olmuş olabilir ama bence beni komple harika biri olarak görüyor.
I learned that the World Seed was a program package made by Kayaba.
Öğrendim ki Dünya Tohumu denilen şey The Seed adındaki Tam-Dalış SGDOO'nun program paketiymiş.
Ever the total package, my Gabi is.
Benim Gabi'mde hepsi var.
So, She started laying little hints around about box a package under the tree..
O da ağacın altına kutu hakkında minik ipuçları bırakmaya başladı.
Actually, I think I bring the whole package.
Aslında, sanırım asıl iş bende.
Not to brag, but I am kind of the whole package.
Övünmek gibi olmasın ama her şeyim şahane.
Listen, I'd love to talk to you about the financial aid package we could offer.
Teklif ettiğiniz bağış için size teşekkür etmek istiyorum.
You were the whole package.
Hepsi sende vücut bulmuştu.
Don't worry about the next package!
Paketi merak etme.
He's got the whole package.
Onda bütün bir paket var.
I need a package delivered to the German.
Alman'a ulaştırılması gereken bir paket var.
The German has paid a serious amount of money for this package.
Alman bu paket için çok büyük paralar ödedi.
Inside this package is the memory that you have been waiting for.
Paketin içinde ne zamandır hatırlamayı beklediğin şey var.
They want the whole package, and to that end, there are certain things that you lack.
Paketin tamamını istiyorlar, olaya bu açıdan baktığımızda, sende eksik olan bir şeyler var.
You have paid for the Basic Copper package, while the other ladies in the party are part of the Platinum Elite package.
Siz, giriş paketi olan Bakır paketten satın aldınız, gruptaki diğer hanımlar ise Platin Elit paket aldılar.
Apparently I bought the cheap package.
Meğer, ucuz paketi almışım.
The cheap package?
- Ucuz paket mi?
It's part of the Platinum package.
Platin paketin bir parçası.
package 55
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the plane 59
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the plane 59
the police station 24
the park 61
the point is 1527
the phone rang 17
the party's over 96
the prince 110
the policeman 19
the painter 35
the player 16
the people 229
the park 61
the point is 1527
the phone rang 17
the party's over 96
the prince 110
the policeman 19
the painter 35
the player 16
the people 229