The ship перевод на турецкий
18,591 параллельный перевод
We were on the ship.
Bir gemideyiz.
You've been impounded, just like the ship.
Tıpkı gemi gibi sanada el konuldu.
- The ship left port in Egypt.
Gemi Mısır limanından ayrıldı.
Sir, I wasn't prepared to take the ship by force.
Gemiyi zorla ele geçirmek için hazırlıklı değilim efendim.
The ship left port in Egypt 31 days ago.
Gemi Mısır Limanı'ndan 31 gün önce ayrıldı.
Don't worry... once I activate the shield, it cloaks the ship.
Merak etmeyin... bir kere kalkanı etkinleştirirsem, Gemiyi örtüyor.
You have the ship manifest for Ms. Bur...
Bayan Burke'ün istediği yük listesi sende...
Some would say she's never been better, although I'm still getting used to running the ship from the starboard side of the bridge.
Kimilerine göre hiç olmadığı kadar iyi durumda. Ama gel gör ki ben hâlâ gemiye köprü üstünün sancak tarafından kumanda etme işine alışmaya çalışıyorum.
I just drove the ship.
Ben sadece gemiyi kullandım.
Time to head back to the ship.
Gemiye dönme vakti.
Mae, you and Clara head to the ship.
- Mae, sen ve Clara gemiye gidin.
Mr. Veidt, while you may be head of security while the ship's at sea, on land, we're all subject to the laws and conventions of the kingdom of Morocco.
Bay Veidt, denizdeyken gemi güvenliğinin başında olabilirsiniz, ama karada hepimiz Fas'ın yasa ve geleneklerine bağlıyız.
Please order your men to stay on the ship.
Lütfen adamlarınıza gemide kalma emri verin.
Some leftovers from the ship's buffet.
Gemi yemeklerinden artanlar.
Do you remember that day on the ship when I was screaming for hours?
Gemideyken saatlerce bağırdığım zamanı hatırlıyor musun?
Take this to the ship.
Bunu gemiye götürün.
Well, I angled the ship to eject the meteorite before impact, and then, uh... time jumped away.
Gemiyi meteoru güneşe çarpmadan önce fırlatabileceğim bir açıya ayarladım, sonra da zaman atlaması yaptım.
Drunken men cavorting, mules struggling beneath the spoils from the ship.
Sarhoş adamlar çıldırmış, katırlar gemi ganimetleri altında boğuşuyordu.
It seems the ship left but without your stock.
Gemi sizin mallarınız olmadan açılmış.
The ship containing your stock has set sail.
- Mallarınızın yüklendiği gemi denize açıldı.
Miss Havisham is fortunate to have a man like you to help steer the ship.
Bayan Havisham'a işlerinde yardım eden sizin gibi bir adama sahip, bu nedenle şanslı.
The ship is crashing!
Gemi çarpacak!
The ship will have blown up long before you've been strangled to death!
Seni boğup öldürene kadar gemi çoktan patlar.
8 : 45 AM, he was on the ship.
8 : 45'te gemisine biniyor.
How long does it take to get to Imperial Motors from the ship?
Imperial Motors'dan gemiye gitmek ne kadar sürüyor?
And to know that, you withdrew a gun from the ship's armory.
Peki bunu öğrenmek için, gemiden silahını da alıp gitmen mi gerekiyordu?
In fact, as the XO of the ship.. ... you always have a second set of keys.
Aslında XO gemisinde olduğu gibi ikinci anahtar da sizde hep mevcut.
When I got back to the ship,
Gemiye döndüğümde, giriş yaptım ve odadaydı.
That ship's in orbit, quarantined until the forensic team can get here.
Gemi yörüngede, Adli tıp burada olana kadar karantina altında.
As the owner of this ship and its contents,
Geminin ve içindekilerin sahibi olarak...
Whatever was on that ship, whatever evil it contained will lead directly back to the Master.
O gemide her ne varsa içinde ne tür şeytanî bir şey barındırıyorsa sizi direkt Efendiye yönlendirecektir.
Cyrus Minow is the man who ordered me off my own ship.
Gemimden uzak durmamı söyleyen adam Cyrus Minow. Bu onun adresi.
A few days ago, the Master arranged for a piece of cargo from Egypt to arrive here in New York via ship.
Efendi, birkaç gün önce Mısırdan New York'a gemiyle bir kargo getirtti.
A Phoenician hunter set fire to a ship full of people merely on the suspicion that there was a strigoi on board.
Fenikeli bir avcı, sadece bir strigo'nin varlığından şüphelendiği için bir insan dolusu gemiyi ateşe vermiş.
I need to know about a piece of valuable cargo that arrived in New York aboard a ship named the Aurora Cutlass.
New York'a Aurora Cutlass isminde bir gemiyle gelen değerli bir kargo ile ilgili bilgi edinmem gerekiyor.
He works as an engineer on a container ship, The Alba.
The Alba adlı konteyner gemisinde mühendis olarak çalışıyor.
The crate... from your husband's ship...
Şu sandık - eşinizin çalıştığı gemideki- -
I joined the Air Force because I wanted to serve my country, just like my grandfather did when he boarded a transport ship on this very dock and sailed to the Pacific to fight the Japanese.
Hava Kuvvetlerine katıldım çünkü ülkeme hizmet etmek istiyordum. Bu rıhtımdan kalkan bir gemiye binen ve Japonlarla savaşmak için Pasifik Okyanusuna yelken açan dedem gibi.
According to international law, this ship is subject only to the laws of the country under whose flag she flies.
Uluslararası hukuka göre bu gemi hangi bayrağı çektiyse o ülke hukukuna tabidir.
The one they stole on a ship, then cut his foot off so he wouldn't run off.
Gizlice gemiye bindirdikleri sonra da kaçamasın diye ayağını kestikleri adam.
And the second that ship docked, you would be free.
Gemi limana girdiği an özgür olursun.
The last time our paths crossed, you threw me on a Spanish prison ship despite my having the Cardinal's blessings.
En son karşılaşmamızda beni denizin tuttuğunu bilmenize..... rağmen İspanyol mahkum gemisine attınız.
You will find this funny, my friends, but I... Look, the fact is, as soon as you put me on that ship, I jumped overboard.
Buna güleceksiniz dostlarım ama bakın, işin aslı beni gemiye fırlatır fırlatmaz oradan kaçtım.
You'll recall that in this summer's great winds, a ship got into distress and was driven ashore on Hendrawna Beach, just below the house of the accused.
Hatırlayacağınız üzere, bu yaz çıkan borada bir gemi hasar alarak zanlının evinin hemen altındaki Hendrawna sahiline vurdu.
You know, when the wars were done, they didn't scrap this ship.
Savaşlar bitince bu gemiyi hurdaya ayırmadılar.
I'd like to give the same dignity to our veterans that we gave to this ship.
Bu gemiye verdiğimiz değerin aynısını emekli askerlerimize de vermek isterim.
We found traces of the bacterium on a cargo ship that passed under the Quadrantids meteor shower yesterday.
Bakterinin izlerini dün Quadrantids meteor yağmurunun altından geçen yük gemisinin üzerinde bulduk.
He went to his ship. Withdrew a gun from the armory.
Sonra gemiye gitti ve silahını aldı.
He finds somebody to jump ship, it'll be a stampede for the exits.
Ayrılacak birini bulacak sonrasında herkes ayrılmak isteyecek.
But I kept him prisoner in the hull of a ship, and tortured him for two months.
Onu bir gemide tutsak olarak tuttum ve iki ay boyunca işkence ettim.
You're 150 feet below the largest privately owned tactical training center in the country, complete with RD labs, ship-boarding simulators, and two airfields.
40 metre altında araştırma geliştirme laboratuvarlarıyla dolu ülkenin en büyük özel taktiksel eğitim merkezi gemi simülatörleri ve iki tane uçak pisti bulunuyor.
ship 114
ships 77
shipoopi 24
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the same goes for you 21
the s 152
the sky's the limit 40
ships 77
shipoopi 24
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the same goes for you 21
the s 152
the sky's the limit 40
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sun is out 17
the sound 24
the same as you 50
the same one 32
the song 78
the same thing happened to me 16
the same 389
the spectator 98
the same to you 32
the sun is out 17
the sound 24
the same as you 50
the same one 32
the song 78
the same thing happened to me 16
the same 389
the sex 65
the stairs 24
the sword 66
the star 53
the show's about to start 17
the singer 51
the shoes 52
the same thing 67
the stars 77
the same way 23
the stairs 24
the sword 66
the star 53
the show's about to start 17
the singer 51
the shoes 52
the same thing 67
the stars 77
the same way 23