The sun is shining перевод на турецкий
187 параллельный перевод
- Gentlemen, the sun is shining so brightly.
- Beyler, güneş olabildiğince parıldıyor.
Mama, the sun is shining!
Anne, hava çok güzel!
The sun is shining.
Güneş parlıyor.
And the sun is shining.
Ve hava da güneşli.
See how the sun is shining for you.
Bak güneş nasıl da senin için parlıyor.
And it's summer, and the sun is shining, and we have no worries.
Yaz gelmiş, güneş tepemizde dert yok, tasa yok.
From where I stand, the sun is shining all over the place.
Durduğum yerden, güneşin her yere parladığını görüyorum.
The sun is shining and it's a beautiful day.
Güneş doğdu ve harika bir gün.
Whether the sun is shining or the moon is overhead, it's always dark for me, and I usually don't care.
Güneş ışıldasa ya da ay tam tepede olursa olsun, benim için her zaman karanlık, ve ben genellikle buna aldırmam.
The sun is shining on Alfred P. Doolittle.
Alfred P. Doolitle'ın şansı döndü.
The sun is shining and my arm feels great.
Güneş parlıyor ve kolumu harika hissediyorum.
Hey, the sun is shining...
Güneş parlıyor -
The sun is shining for you all life long.
Tüm yaşamınız boyunca güneş sizin için parlıyor.
What I'm trying to say, General, is, I mean, even if we move your troops the 50 miles, where, I grant you, just now the sun is shining, the chances are that by the time we get there, the fog could quite easily have preceded us.
Söylemeye çalıştığım General bölükleri 50 mil ilerletsek de - sizi temin ederim, güneş şimdi var -... ama oraya gittiğimizde sis önümüze geçebilir.
" The sun is shining on another day,
" Güneş, yeni bir güne doğuyor.
Is it true that the Sun is shining?
Güneşin parladığı doğru mu?
The Sun is shining!
Güneş parlıyor!
- The sun is shining and the car is fixed.
- Güneş parlıyor ve araba onarıldı
Behind me, huge speaker stacks rise like a cliff face, high above the sun is shining and doesn't know what's going to hit it.
Arkamda, amfiler bir tepe gibi yükseliyor, yukarıda kendisine neyin çarpacağını bilmeyen güneş parıldıyor.
The sky is blue, the sun is shining... and yet you forget that everywhere there is evil under the sun.
Gökyüzü mavi, güneş parlıyor ama unutuyorsunuz güneş altında her yerde kötülük vardır.
It's raining, and the sun is shining.
Yağmur var ama hava güneşli.
Over there, by the Zattere, the sun is shining, it's Like summer.
dışarda güneş parlıyor, bu yaz gibi bir hava var.
Look - the sun is shining!
Bakın - güneş parlıyor!
Be 400 people be dancin'down the street... talking about, "The sun is shining, hey!"
400 kişi sokaklarda dans edip "Yaşasın, hava güneşli!" diyorlar.
He points out that the sun is shining and that it is mild.
Havanın güneşli olduğuna ama çok da sıcak olmadığına dikkat çeker.
The sun is shining come on, get happy?
Güneş doğuyor, mutlu ol hadi.
The sun is shining, the birds are singing, flowers growing.
Güneş parlıyor, kuşlar şarkı söylüyor, çiçekler açıyor.
Today the sun is shining.
Bu gün güneş parlıyor.
At least, not while the sun is shining.
En azından güneş gökte parlarken asla.
When the sun is shining on the mountains, farmers in their rice paddies with their water buffalo, and palm trees, monkeys, birds, and even the strange insects, for a fleeting moment I'm not in a war zone at all,
"Güneş dağlarda parıldadığında," "pirinç tarlaları çiftçiler, buffalolar," " ve palmiye ağaçları, kuşlar, maymunlar, hatta garip böcekler
And then, one morning, he awakens and the sun is shining and his family is around him and mysteriously the crisis has lifted.
Sonra bir sabah uyandığında, güneşin parıldadığını ve ailesinin hâlâ yanında olduğunu farkeder. Kriz, gizemli bir şekilde son bulmuştur.
The sun is shining, but it's raining.
Hava güneşli ama yağmur da var.
Yo, West Beverly, this is TGIF in a major way today'cause the sun is shining and yours truly is stoked for some major tanning this weekend.
Hey, West Beverly, ben TGIF. Bugün önemli bir gün çünkü güneş parlıyor... Bu hafta sonu güneşlenmek için fırsat kapınızda...
We've got particulate levels right where they should be and the sun is shining!
Olması gereken değerleri elde ediyoruz ve güneş tekrar ışıldıyor!
The sun is shining!
Güneş parlıyor! Çok güzel bir gün.
Come on, the sun is shining.
Güneş parlıyor.
The sun is shining... and it's warm.
Güneş parlıyor, sımsıcak bir hava!
" the sun is shining bright...
"güneş parlak..."
Remember somewhere the sun is shining
Hatırla bir yerde güneş parlıyor
When you hear one of my agents say, "The sun is shining"... you will respond, "But the ice is slippery."
Ajanlarımdan biri sana "güneş parlıyor" derse... sen de "ama buz kaygandır" diye cevap vereceksin.
"The sun is shining."
"Güneş parlıyor."
The sun is shining again.
Güneş tekrar parlıyor!
"The sun is shining,"
"Güneş ışıyor"
Occasionally, if I'm having a good day and the sun is shining...
Pekala bazen... İyi günümdeysem ve güneş parlıyorsa...
But so much energy is produced by these atoms that the sun will go on shining for billions of years to come.
Süprizlere bayılırım. Sen burada kal ve yeni gelenleri eğit.
So he's on the other side of the planet, where the sun is shining.
Bir şekil-değiştiren.
The sun is bright and shining and I came here as quickly as I could.
Güneş parıldıyor ve yapacaklarım yaklaşıyor.
Is the sun shining or is the sun not shining?
Güneş parlıyor mu yoksa parlamıyor mu?
The sun is the nearest star, a glowing sphere of gas shining because of its heat, like a red-hot poker.
Kırmızı küre şeklinde gaz yığınını, bize en yakın yıldız olan Güneşin parlamasının nedeni O'nun sıcaklığındandır.
Sun is always shining somewhere else... around a bend in the road... over the brow of a hill.
Güneş daima başka yerlerde ışıldıyor bir yolun dönemecinde bir tepenin arkasında.
The sun is still shining.
Güneş hala parlıyor.
the sun 236
the sun is out 17
the sun's coming up 23
the simpsons 168
the show must go on 78
the same goes for you 21
the s 152
the sky's the limit 40
the storm 50
the spectator 98
the sun is out 17
the sun's coming up 23
the simpsons 168
the show must go on 78
the same goes for you 21
the s 152
the sky's the limit 40
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sound 24
the same as you 50
the song 78
the same one 32
the same thing happened to me 16
the sex 65
the same 389
the stairs 24
the sword 66
the sound 24
the same as you 50
the song 78
the same one 32
the same thing happened to me 16
the sex 65
the same 389
the stairs 24
the sword 66
the star 53
the show's about to start 17
the singer 51
the shoes 52
the same thing 67
the stars 77
the same way 23
the ship 58
the self 72
the sooner 58
the show's about to start 17
the singer 51
the shoes 52
the same thing 67
the stars 77
the same way 23
the ship 58
the self 72
the sooner 58