Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / The singer

The singer перевод на турецкий

1,276 параллельный перевод
You lost the singer to your band?
Grubundaki vokalisti mi kaybettin?
After the nuclear holocaust survivors will crawl out of the rubble, light a fire then one man, the singer of songs, will sing.
Nükleer savastan sonra kurtulanlar, yıkıntılardan çıkıp bir ateş yakacaklar sonra şarkıları söyleyen adam, başlayacak.
We'll see how you get with the singer
Şarkıcıyla nasıl çalacağını göreceğiz.
I've been asked to stand in for the singer's sake.
Şarkıcının hatırı için ben çalacağım.
I knew the singer in college, we were friends. He was a really nice guy, you know, really clever.
Üniversitedeyken grubu olan sevimli bir çocukla tanışmıştım.
I dated the singer for a while.
Şarkıcıyla bir süre çıktım.
Lucie F, the singer.
Lucie F, şarkıcı.
- The singer from Rainbow!
- Rainbow'un solisti!
The singer?
Şarkıcı mı?
The louder and longer the song, the bigger and stronger the singer.
Şarkı ne kadar sesli ve uzunsa, şarkıcı da o kadar büyük ve güçlüdür.
As they say in "La Traviata," "Listen to the singer!"
"La Traviata" da dedikleri gibi. Şarkıcıyı dinleyin!
Joe-Joe the singer? No, I... I don't know a Joe.
Joe diye birini tanımıyorum.
Zeljada had a poster of the singer Magdalena Urnatova in his apartment.
Zeljada dairesinde Magdalena Urnatova'ın posteri vardı.
I think the singer's in the toilet.
Sanırım solist tuvalette.
- Miss, did you see the singer?
- Bayan, şarkıcıyı gördünüz mü?
Spent all night with the singer.
Bütün gece şarkıcıylaymış.
Does the singer have the same thing?
Peki ya şarkıcı? Onda da aynısı mı var?
But the singer says artists like himself are not the ones to blame.
Suçun, kendisi gibi sanatçılarda olmadığını söylüyor.
- Mirza, the singer?
- Mirza, müzisyen?
Master Mirza the singer.
Mirza usta müzisyen.
The singer? Gus?
Gus mu?
Yeah, that victim was out of L.A., and I don't think the singer, Lillie, met him before last night, so she may be in the clear.
Evet, kurban Las Angeles dışından, ve şarkıcının olcağını sanmıyorum, Lillie, onunla dün gece tanışmış, yani temiz olabilir.
Or is that too Pink the singer and Kelly Osbourne and Gwen Stefani... man, there's a lot of cheese associated with the color pink.
Pembe. Yoksa çok mu pembe olur? Kelly Osbourne, Gwen Stefani...
Not... The singer, Tony Bennett?
Şarkıcı olan Tony Bennett mı?
- Well, we need a singer for the nightclub.
- Şarkı mı? - Buna ihtiyacımız var.
Mr. John Singer, the American red cross.
Bay John Singer, Amerikan Kızılhacı.
Dear Mr. singer. This is the third time...
Sevgili Bay Singer, bu üçüncü mektup yazışım.
The greatest rock-and-roll singer, and I'm the world's greatest boxer.
En büyük rock-and-roll şarkıcısı, Ve ben de dünyanın en iyi boksörüyüm.
- The former singer of AC / DC.
Şey AC-DC'nin eski solisti.
A Saturday night, a few gin tonics, a singer kisses you, you think maybe it's the big romance, the man of your life.
Bir cumartesi gecesi, birkaç kadeh cin tonik, bir şarkıcı seni öpüyor, sende bunun büyük bir romantizm olabileceğini düşünüyorsun, hayatının adamı.
I need to because we both know when you closed your eyes at the opera, you didn't see the fat singer
Bu zaruri çünkü ikimiz de biliyoruz ki o gece operada gözlerini kapattığında gördüğün şişman operacı değil.
There's a similarity between the folk process where a poem or a song or a story can get refined and reshaped by one teller or singer after another and the way free software gets improved.
Halk müziğindeki imece usulüyle özgür yazılım hareketinin gelişimi arasında benzerlikler vardır Çünkü Halk müziğinde de bir şiir veya şarkı türkücüden türkücüye değişikliklere uğrayarak gelişir
The unexplained... Turning to entertainment news teen singer Wendy might be the... Won three Grammys last night...
Açıklanamayacak şekilde- - Magazin haberlerinde genç şarkıcı Wendy ilerde meşhur- - Dün gece üç adet Grammy kazandı- -
But I haven't. You swear on the life of the lead singer of Blur?
- Blur'un solistinin hayatı üzerine yemin eder misin?
His main client was the world famous opera singer Caruso who was touring the United States.
= ENRICO CARUSO = Dünyanın en iyi sesi En önemli müşterisi, Amerika turnesine çıkmış olan dünyaca ünlü opera sanatçısı Caruso'ydu.
I think she's the best singer in the world!
Bence dünyadaki en iyi şarkıcı. - Yapmayın lütfen!
Miss Lapidoth? She is the most wonderful singer.
Görüp görebileceğiniz en iyi şarkıcı.
# I thought I was mistaken No band ever survives the death of their lead singer.
Hiçbir grup solistlerinin ölümünü atlatamamıştır.
We can't do anythin without the fuckin'singer!
Solistsiz birşey yapamayız.
The greatest opera singer!
En bütün opera şarkıcısı!
You know, the rock and roll singer.
Biliyorsunuz,'Rock'n Roll'yıldızı.
It echoed through the house, like the voice of an opera singer.
Opera sanatçısı gibi, sesi evin her köşesinde yankılanırdı,
She had been a singer at the Kolozsvár Opera.
Önceden Kolozsvár Operası'nda şarkıcıydı.
- Isn't it Mirza, the old singer?
- Bu Mirza değil mi, yaşlı şarkıcı?
My mom claims she is the biggest singer in the world.
Annem onun dünyanın en büyük sanatçısı olduğunu söyledi.
The woman she liked best was a nightclub singer at the ten little indians.
Bir şeyler biliyor olabilir de olmayabilir de.
Well, yeah, I know the lead singer.
Evet, solisti biliyorum.
Look, this is kind of our first big break except for the lead singer quit.
Bu bizim ilk büyük çıkışımız. Ama vokalistimiz grubu bıraktı.
Okay, just let me have the lead singer.
Tamam. Vokalistle benim konuşmama izin ver.
In 1961, Pearl used an appearance at Carnegie Hall to make the leap from jingle-singer to artist.
1961'de Pearl, bir reklam sesinden gerçek sanatçılığa geçiş için... Carnegie Hall'da bir konser verecekti.
He was humping the lead singer's wife.
Şarkıcının karısı ile kırıştırıyormuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]