Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / There is one

There is one перевод на турецкий

11,132 параллельный перевод
I said I was fair, but if there is one thing you should have learned from our beloved Mary, it's never trust a witch.
Adil olacağımı söylemiştim, ama sevgili Mary'imizden, öğrenmiş olman gereken tek bir şey varsa... Bir cadıya asla güvenilemeyeceği.
Well... there is one name.
Şey bir isim var.
You know, if there is one thing I have learned about Ari's crazy ass, it's that if you don't want him to do something horrible, you damn well better do something horrible first.
Ari'nin deli götünden bir şey öğrendiysem o da eğer onun kötü bir şey yapmasını istemiyorsan kötü şeyi önce sen yapsan iyi olur.
BUT THERE IS ONE PARADOX THAT TIME TRAVEL MAY CREATE.
Ama zaman yolculuğunun yol açacağı bir paradoks var.
There is one slight risk.
Ama ufak bir risk var.
But, sir, there is one more thing.
Ama efendim, bir şey daha var.
But there is one thing you don't know.
Ama bilmediğiniz bir şey var.
But there is one constant...
Ama sabit bir şey var.
- There is one thing.
- Bir şey var.
Well, there is one other person who might know something about her.
Bu kadın hakkında bir şeyler bilebilecek başka biri daha var.
There is one thing we need to do, though.
Yine de yapmamız gereken bir şey var.
There is not only one of anything.
Hiçbir şeyden sadece bir tane yoktur.
There is certainly not only one god, but many beings of power, if you but know their names.
Orada kesinlikle tek bir Tanrı yok eğer isimlerini biliyorsan bir sürü güç varlığı var.
And there is never, not ever, only one man or woman for us.
Ve orada hiçbir zaman asla ve asla, bizim için yalnızca tek bir kadın veya adam yok.
Of the one who is there with me.
Orada benimle birlikte olan şeyden.
I THINK IT WOULD CAUSE EVERYONE TO THINK ABOUT THE UNIVERSE DIFFERENTLY AND TO REALLY SEARCH FOR AN EXPLANATION FOR WHY THERE IS THIS GRID STRUCTURE, WHETHER IT BE A NATURAL ONE
Bence herkes bunu farklı açılardan... düşünmeli ve evrenin yapısında bulunan... minik hücrelerin suni bir oluşum mu?
There is more than one now?
Artık birden çok mu var?
No, there is only one way to bring Father back, and it's in my hands.
Hayır, Babamızı getirmenin tek yolu bu. ve bu benim elimde bulunuyor.
There is no Chosen One!
Seçilmiş olan yok burda!
What greater act of faith is there than giving one's life?
Birisinin hayatını vermesinden daha büyük bir iman davranışı var mıdır?
Right, there is the one from the mayor.
Sonuna kadar Ji Won'u seveceğim. - İşte bunu yapacağım.
There you will have one moment... before he is lost forever.
Onu tamamen kaybetmeden önce kısa bir zamanın olacak.
There is no one better than you.
Senden daha iyi kimse yok.
Why would one not take oneself to the boundless edge when there is darkness all around?
Neden kimse kendini sınırsız bir eşiğe götürmüyor Bütün her tarafı karanlık kaplamışken?
Which means one of your pet aliens out there is the real killer.
Asıl katil, evcil uzaylılarından birisi yani.
Basically, there are three affected vessels, the worst one is 90 % affected.
Basitçe, .. burada etkilenmiş olan 3 tıkalı damar var, en kötü olanı % 90 oranında etkilenmiş.
In infinite universes, there is not one in which I let her walk.
Sonsuz evrende onun yürüyüp gitmesine izin vermemim yolu yok.
And for the one who succeeds, there is the promise of life.
Başaran kişi için yaşama umudu doğacak.
And whatever happened back there is being managed and kicked right up into its own ass one way or another.
Orada ne yaşanmışsa bir şekilde icabına bakılmıştır. Öyle ya da böyle yapanların götüne geri girmiştir, bundan eminim.
There is no other face looks like this one.
Bununkine benzeyen başka surat yoktur.
There is always one who carries the blood.
Daima soyun kanını taşıyan biri olur.
Simon is the one who should be up there, not you.
Orada olması gereken sen değil Simon'dı.
There is not one fellow who didn't pierce me near the lake.
Bu beni gölün kenarında bıçaklayan arkadaşlardan biriydi.
There is no trade- - I am the guilty one.
- Feda etmiyorum. Suçlu olan benim.
There is only one logical solution,
Mantıklı olan tek bir çözüm var.
There's a very good reason that no one else is running.
Başka aday olmamasının iyi bir sebebi var ama.
No offense, kid, but that is one ugly pet you've got there.
Alınma evlat ama evcil hayvanın çok çirkinmiş.
For the guilty, there is nothing that gives more masochistic pleasure than to retrace one's steps. To replay the details of one's most horrific crimes.
Bir suçlu için birinin izini sürmekten birinin en korkunç suçlarını canlandırmaktan daha fazla mazoşist haz veren bir şey yoktur.
No one is certain, but there are a lot of questions here tonight, Mike.
Kimse emin değil ama bu akşam ortada bir çok soru var Mike.
Well, there is this one guy who popped up recently in the twitterverse.
Şey, son zamanlarda Twitter aleminde ortaya çıkan şu adam var.
Honestly, there is probably no one better than me at killing evil spirits.
Doğrusu muhtemelen iblisleri benden daha iyi tanıyan kimse yok.
Oh, Happy, there's something I learned as the Dark One. If your name is on something, hold on to it.
Neşeli, Karanlık Olan olduktan sonra öğrendiğim bir şey varsa o da, üstünde ismin yazan bir şey varsa onu yanından ayırmamak.
There is only one person who can help you defeat the Dark One now. Her name... is Nimue.
Artık Karanlık Olan'ı yenmenize yardım edebilecek tek bir kişi var.
- I did tell you. The creature over there is the first dark one.
Oradaki yaratık, ilk Karanlık Olan.
The spark you need is in there... But the sword you will make has more than one use, and I am not dead yet, girl.
İhtiyacın olan kıvılcım onun içinde ama yapacağın kılıcın birden fazla işlevi var ve ben henüz ölmedim, kızım.
You can't see a way out, but there is one. - You can start over.
- Yeni baştan başlayabilirsin.
But in the penalty phase, all that Slider's lawyer needs to do is get one person on the jury to decide that the dirtbag, you know, wasn't all there, and he's set for life.
Ceza faslında Kaypak'ın avukatına gereken tek şey jüri üyelerinden birini o şerefsizin sağlıklı düşünemediğine inandırmak. O zaman idam vermezler.
There is only one stumbling block.
Tek bir sorunumuz var.
There is only one solution.
Kocamı öldürmen gerek.
Am I the only one that cares that 10K is out there? !
10 Bin'in karşıda olmasını önemseyen tek kişi ben miyim?
There is if you're colluding with one of my partners to take over my firm.
Firmanın ortaklarından biriyle iş birliği yapıp yönetimi ele geçirmeye çalışıyorsan büyük bir sorun var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]