These are facts перевод на турецкий
135 параллельный перевод
These are facts, historical facts not schoolbook history, not Mr. Wells'history, but history, nevertheless.
Bunlar tarihi gerçekler. IKitaplarda yazilan tarih degil, ama bu da tarih iste.
Now, these are facts.
Şimdi, bunlar gerçekler.
These are facts, Alydon, facts.
Gerçekler bunlar, Alydon.
These are facts, Rex, not superstition.
Bunlar gerçek Rex, batıl inanç değil.
These are facts
Bunlar gerçekler.
The facts are these....
Bunlar gerçekler.
Are these the facts?
Olaylar böyle mi oldu yani?
The plain facts of the case are these... on the morning of the day in question... a day that is forever branded on my memory...
Olayın gerçeği şöyle. Söz konusu olayın olduğu gün, ki o gün hafızama kazındı, her zaman olduğu gibi bebeği arabayla gezdirmek için hazırlandım.
Are you aware of these facts, General?
Durumu anladınız mı, General?
I can assume, then, that these are the facts.
O zaman, bunların gerçekler olduğunu varsayabilirim.
These are all the facts leading up to the explosion at Operation Sky Hook.
Bunlar Gök Kancası Operasyonu'ndaki patlama hakkındaki tüm gerçekler.
These are proved facts.
Kanıtlanmış gerçekler.
You may not believe in the supernatural, but these are physical facts.
Doğaüstü şeylere inanmıyorsun belki, ama bunlar fiziksel olgular.
Now, these facts, Eberlin, are not of course new to you.
Bunlar sizin için yeni haberler değil tabii Eberlin.
Chief, are these the facts in the Taylor situation?
Taylor davasındaki durum bu mu şef?
At this hour, we repeat, these are the facts as we know them.
Şu ana dek elde ettiğimiz bilgileri, bir kez daha toparlamak istiyoruz.
Now, then, the facts are these :
Pekâlâ, olgular şunlar :
Well, Frank, the facts are these.
Frank, durum şu.
And the facts are these :
Bu gerçekler.
And I must say Hamphrey These facts are a frightening indictment of bureaucratic sloppiness and self indulgence.
Şunu söylemeliyim Humphrey, burada bürokrasinin pisliği ve rahat düşkünlüğünü gösteren dehşet verici ithamlar var.
I mean, these facts are registered at birth.
Demek istediğim bunlar doğumda kaydedilir.
You are the only people, save these politicians, who know the true facts, at least I presume you do.
Gerçekleri saklayan bu politikacıları koruyan tek insanlar sadece sizlersiniz, en azından, ben öyle tahmin ediyorum.
Briefly the facts are these.
Kısaca durum şu ;
Six years. And he died of sadness. These are the facts.
O olmasaydı, çoktan tutuklanmıştım.
And others had a good time. These are the facts.
İsalı haçlar yüzünden.
These are just facts.
Gerçekler bu.
None of these facts are in dispute, Mr. President.
Bunlar tartışılmaz gerçeklerdir.
The facts of the case are these :
Davanın gerçekleri şunlardır :
These are the facts of the case, and they are undisputed.
Bunlar davanın gerçekleridir ve tartışılması söz konusu değildir. Doğru.
These are the facts of the case, and they are undisputed.
Bunlar davanın gerçekleridir ve tartışılması söz konusu değildir.
And many of these facts you speak of are completely new to me.
Ve söylediğin birçok şey benim için çok yeni.
These are interesting facts.
Bunlar ilginç gerçekler.
Whatever conclusions may be drawn from these facts, and facts they are, this is certainly not the liberated Europe we fought to build up.
Bu hadiselerden çıkan sonuç ne olursa olsun, gerçekler şudur ki oluşturmak için savaştığımız azat edilmiş Avrupa bu değil kesinlikle.
These are the facts and figures.
İşte bunlar gerçekler ve veriler.
I think the State and this prison and Devlin are gonna have to finally face the facts that after all these years, they were responsible for the riot.
Sanırım devlet, hapishane ve Devlin, yıllar sonra da olsa, sonunda ayaklanmadaki sorumlulukları yüzünden olanlarla yüzleşecekler.
These are facts from the mouths of our own people.
Bunlar kendi insanlarımızın verdiği bilgiler.
Now, this raises two questions... are these facts accurate?
lki soru akla geliyor. Bu bilgiler doğru mu?
The facts of the case are these.
Olayın gerçeği şöyle.
Now, these are the relevant facts and if we don't deal with them point by point, Dr. Coletti you may end up on death row.
İlgili gerçekler bunlar ve bunları tek tek halletmezsek Dr. Coletti sonunuz ölüm hücresi olabilir.
These are not only words, sir, but facts.
Bunlar sadece kelime değil, bunlar gerçekler.
No. But these are simply background facts of a fascinating personal journey.
Değil ama bunlar etkileyici kişisel yolculukta sadece geçmiş bilgileri.
We are dealing with a real-life homicide here. So I would appreciate it if you would indulge me... and just stick to the facts... and stop playing these stupid little games, all right?
Bu yüzden beni aydınlatır ve sadece gerçeklerden bahsedersen memnun olurum.
- These are the facts, Frank.
- Bunlar gerçekler, Frank.
These are the facts, Frank.
Bunlar gerçekler, Frank.
And these are the facts of this case :
Bu davadaki gerçekler şöyle :
These are plain facts. Right?
Bunlar "iki kere iki ; dört" gerçekler, değil mi?
These are the facts, Trebia cost us 20,000 lives.
Bunlar gerçekler! Trebia bize 20.000 insana mal oldu.
Are these facts scaring you or are they not?
Bu gerçekler seni korkutuyor mu yoksa korkutmuyor mu?
- So these are the facts and figures?
- Demek mallar bunlar.
- These are the facts.
- Bunlar sadece örnekler.
These are the facts :
İşte durum şunlardan ibaret :
these are my friends 112
these are for you 196
these are my parents 38
these are your friends 17
these are 200
these are my children 16
these are my people 41
these are good people 21
these are delicious 19
these are their stories 161
these are for you 196
these are my parents 38
these are your friends 17
these are 200
these are my children 16
these are my people 41
these are good people 21
these are delicious 19
these are their stories 161
these are beautiful 38
these are yours 24
these are amazing 39
these are the 22
these are the rules 19
these are nice 28
these are great 61
these are mine 45
these are good 54
these are people 17
these are yours 24
these are amazing 39
these are the 22
these are the rules 19
these are nice 28
these are great 61
these are mine 45
these are good 54
these are people 17