They have nothing перевод на турецкий
781 параллельный перевод
They're just jealous because they have nothing to tell.
Sadece anlatacak bir şeyleri olmadığından kıskanıyorlar.
They have nothing to do with acting.
Bunların oyunculukla alakası yok.
I'm afraid they have nothing yet
Korkarım henüz ellerinde bir şey yok.
Cecile is nice and I like her, but they have nothing to do.
Cecile de kibar. Ben de onu seviyorum ama ikisinin birlikte yapacakları birşey yok.
They have nothing against me.
Bana karşı bir şeyleri yok.
They have nothing to do with Giuliano.
Giuliano ile bir alâkaları yok.
I know them well, and they have nothing to do with the little lawyer.
Hepsini iyi tanıyorum ve Küçük Avukat'la bir alâkaları yok.
They have nothing to that card.
Şu an o haritala bir şey yapamazlar.
They have nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyleri yokmuş.
They have nothing to fight with.
Benimle uğraşmak için ellerinde hiç bir şey yok.
They have nothing to do with one another.
Birinin diğeri ile alakası yok.
We destroy them, they have nothing between us and the fuel depot.
Onları yok edersek yakıt deposuyla aramızda hiçbir engel kalmaz.
If there isn't a possibility for a remission of their sentence... they have nothing to look forward to and no reason to cooperate, right?
Cezalarının affedilme olasılığı olmazsa işbirliği yapmak için bir nedenleri olmayacak.
The world's going to pot, because no-one knows how to prompt anymore... and what's worse is they have nothing to prompt.
İşler kötüye gidiyordu, çünkü hiç kimse nasıl suflörlük yapacağını bilmiyordu... hatta suflörlüğün varlığından bile habersizlerdi.
They have nothing to do with it.
Onların bununla ilgisi yok.
They have nothing against him.
Ona karşı ellerinde hiçbir delil yok.
They just want to have a little fun. Nothing wrong with that.
Sadece biraz eğlenmek istiyorlar.
If they kill you, I'll have nothing.
Seni öldürürlerse hiçbir ţeyim kalmaz.
- Nothing, nothing yet but if the authorities sent to Mr Trehearne is that they have suspicions
- Henüz bir şey olmadı. Yetkililer Bay Trehearne'ü gönderdiklerine göre... Bir şeyden şüphe ediyorlar demektir.
I have nothing but my good right arm, as they say in the melodramas.
Melodramlarda dedikleri gibi, sağ kolumdan başka bir şeyim yok.
I know nothing of the history to which you refer, but I have often felt that the attitude of my husband's family has failed to move with the times, that they think too much of the rights of nobility and too little of its duties.
Bahsettiğiniz geçmiş hakkında hiçbir şey bilmiyorum ancak ben de kocamın ailesinin tutumlarından zamana ayak uyduramadıklarını ve kendi asaletlerini çokça düşünüp gereklerini pek az yerine getirdikleri hissine sıkça kapılmışımdır.
She had no rights in the matter, but women have a disconcerting ability to make scenes out of nothing and to prove themselves injured when they themselves are at fault.
Bu konuda söz hakkı yoktu... Ancak kadınların hiç yoktan olay çıkartma ve kendileri hatalı olsa dahi mağdur olduklarını kabul ettirme konusunda kaygı verici bir yetenekleri vardır.
No doubt they think I have nothing new to say, and that a poet should not be too famous.
Söyleyecek yeni bir şeyim olmadığını ve bir şairin fazla ünlü olmaması gerektiğini düşündüklerinden eminim.
They've got nothing on me, but you might have a few uninvited guests.
Ellerinde benimle ilgili bir şey yok, ama sana birkaç davetsiz misafir gelebilir.
He didn't have nothing, so they stole his pants.
Hiçbir şeyi yoktu, bu yüzden pantolonunu ve ayakkabılarını almışlardı.
Probably nothing would have happened had it not been for those jewels... lf only they weren't the ones he gave me for our wedding.
Bu mücevherler olmasaydı, muhtemelen hiç bir sorun çıkmazdı... Keşke bunlar bana nikâhımız için verilmeseydi.
They at least have a hope, but here a long that the land belongs to the peasants, so nothing happens.
Olayların en azda kalması çok iyi.. Umutsuz ve fakir olsalar da isyan etmezler.. Köylüler hiç yüzünden bozuşup, kavga etmezler.
They are all happy, all the time Some of them are happy because they are beautiful And some of them have to be happy because they are nothing but rich
Bazıları güzel oldukları için mutludur, bazılarıda sadece zengin oldukları için mecburen mutlu olmak zorundadırlar.
The world will some day see paintings of her, and of her and me and then it will think : "What a pity they have gone and left nothing behind"
Insanlar bir gün onun tablolarını seyredecek, ve adımı öğrencek, ve düşünecek : "Geriye hiçbir şey bırakmadan ölmüş olmaları ne acı."
They have absolutely nothing in common.
Ortak hiçbir noktaları yok.
Otherwise, my researches here would've come to nothing... ... poor as they have been.
Aksi halde araştırmalarımda hiçbir yere varamazdım ki şu haliyle de zayıf.
When they come to counting up, he didn't have nothing but a spot on his shirt where the badge used to hang.
Oyları saymaya geldiklerinde rozetinin olduğu yerdeki boşluk dışında bir şeyi yoktu.
For two weeks, they have been fed nothing but tranquilizers.
İki haftadır, sadece yatıştırıcılarla beslendiler.
They don't have to tell you nothing.
Sana açıklama yapmak zorunda değiller.
Judah, if they would see Jesus of Nazareth they will know that life is everlasting and death is nothing to fear if you have faith.
Yahuda, Nasıralı ısa'yı görürlerse, anlayacaklar ki hayat sonsuzdur ve imanın varsa ölüm korkulacak birşey değildir.
They may have a weapon we know nothing about.
Henüz bilmediğimiz yeni bir silah olabilir.
Now grade ones like my girl they'll be really something special in bed, you see that they have almost nothing else to do.
Benim kızım gibi 1. seviyeler ise ; yatakta gerçekten özeldirler, nerdeyse yapacak başka hiçbir işleri olmadığını görürsün.
"I have nothing." And they said : "Oh, you have nothing?".
"Hiç bir şeyim yok". Onlar da dedi ki : "Oh, hiç bir şeyin yok demek"
But the personal meaning... they have had for us is incommunicable, as is the secrecy of private life in general, regarding which we possess nothing but pitiful documents.
Fakat bizim için özel anlamı... dışavurulmazdır ; genelde özel hayatın gizliliğinde olduğu gibi, sahip olduklarımızın acıklı belgelerden başka bir şey olmadığını düşündüğümüzden.
And here, regarding the subways, they will have a remarkable incentive, and, of course, the troops are all employed and all the frontal assault which have nothing...
Ve burada, metrolarla ilgili olarak, olağanüstü bir teşvik yapacaklar ve, tabii ki, askerlerin hepsi kullanılacak ve hiçbir bağlantısı olmayan her cepheden taarruz...
- Even if they do, I have nothing to lose.
- Öyle yapsalar bile, kaybedecek bir şeyim yok.
They don't have to agree to nothing.
Etmek zorunda değiller.
Look, you promised them a chapel, now they will have nothing. Nada.
Kilise için söz verdin ama hiçbir şeyleri olmayacak.
If they find her before she reaches the station, I have proved nothing.
Eğer istasyona ulaşmadan onu yakalarlarsa hiçbir şey ispat edemem.
Believe me, it's nothing to what would have happened if they'd caught us.
İnan bana, bizi yakalasalardı olacakların yanında bu hiç kalır.
They have the kind of reverence without which religion would mean nothing.
Öyle bir yücelik taşıyorlar ki, bu olmaksızın dinin anlamı olmazdı.
And now nothing will be restrained from them... "which they have imagined to do."
Ve hiçbir şey onları, yapmayı hayal ettikleri şeyden alamayacaktır. "
They may have nothing to report.
Rapor edecek bir şey olmayabilir.
Senor Quintero for three years, they have heard nothing but talk.
Sinyor Quintero bakın üç yıldır sadece konuşuyoruz.
They have done nothing.
Onlar hiç bir şey yapmadı.
Colonel, they have checked the second stage section for sabotage and have found nothing.
Albay, ikinci aşama kısmını sabotaja karşı kontrol ettiler, hiçbir şey bulunamadı.
they have 241
they haven't 69
they have no idea 25
they have her 17
they have guns 38
they have to 65
they have it 19
they have to be 24
nothing 25771
nothing to see here 87
they haven't 69
they have no idea 25
they have her 17
they have guns 38
they have to 65
they have it 19
they have to be 24
nothing 25771
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing at all 597
nothing happened 754
nothing yet 509
nothing changes 92
nothing's changed 230
nothing to worry about 339
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing at all 597
nothing happened 754
nothing yet 509
nothing changes 92
nothing's changed 230
nothing to worry about 339