Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We're just talking

We're just talking перевод на турецкий

676 параллельный перевод
Well, actually, we're talking about just how much you should do.
Aslında, yapman gereken ne kadar çok iş olduğu hakkında konuşuyorduk.
Just like we're talking now.
Şimdi konuştuğuğmuz gibi.
We're just talking off the record.
Sadece kayıt dışı konuşuyoruz.
We're just talking business.
İş meselelerini konuşuyoruz.
Your blood pressure is going up just while we're talking here.
Konuşurken tansiyonun fırlıyor.
We're just talking about your wife.
Sadece karın hakkında konuşuyorduk.
Well, we're just talking, Tillie.
Şey, Biz sadece konuşuyoruz, Tillie.
Don't get worked up. We're just talking.
Ne var bunda eskileri yad ediyorduk sadece.
We're just been talking about you.
Biz de sizden konuşuyorduk.
We're just talking.
Sadece konuşuyorduk.
But what we're talking about is far more serious than just the study of Solaristics.
Ama konuştuklarımız Solaris-bilimi üzerine konuştuklarımızdan çok daha ciddi.
We're all mad at Stacquet and the CGT guys, but we're talking just like they would.
Hepimiz Stacquet'e ve CGT'dekilere kızgınız ama onlar gibi konuşuyoruz.
We're just talking.
Konuşuyorduk.
Look, we're not fighting. We're just talking.
Kavga etmiyoruz.
- Oh, we're just talking.
- Sadece konuşuyorduk.
We're just talking about ourselves.
Yalnızca kendimiz hakkında konuşuyoruz.
- We're just talking business. - Wait outside, Kamilla.
- Sadece iş konuşuyorduk.
- We're just talking to General Keever.
Yalnızca General Keever ile konuşuyoruz.
I'm so glad we're talking, I just am.
Konuştuğumuza gerçekten çok sevindim.
All we're talking about.... We're just talking about one dinner out of your life.
Bütün konuştuğumuz şey... biz tam senin yaşamının yemeği hakkında konuşuyorduk.
We're just talking.
Sadece laflıyoruz.
We're just talking around things here.
Burada sadece muhabbet ediyoruz.
Now, we're talking a lot of money here... well over a million dollars in just the first year.
Şimdi, biz burada paradan bahsediyoruz... peki bir yılda bir milyon doların üzerinde.
You're not the only ones we've been talking to, it's just you're the last two on my list.
Konuştuklarımız sadece siz değilsiniz ama listemdeki son iki kişi sizsiniz.
Yeah, we're just talking.
Evet. Sadece konuşuyorduk.
Just the same, we're talking 50, 60 men against your... what? Six or seven?
Her ne ise, biz 50-60 kişiye, siz kaç, 6-7 kişi karşısınız.
We're not just talking about disciplinary charges.
Sadece disiplin suçlamasından bahsetmiyoruz.
No, we're just talking and- - Never mind.
Hayır, sadece konuşuyoruz ve- - Boş ver.
We're not just talking about you.
Söz konusu olan yalnızca siz değilsiniz.
- He said, when he started Mean Streets, all he had to go with was the East Village and a hat he found. Ed, just to make sure we're on the same planet, we're talking about Marty Scorsese, the director of Mean Streets and " Goodfellows'" - the movies?
Ed, aynı gezegende olduğumuzdan emin olmak için soruyorum şu anda Marty Scorsese'den mi bahsediyoruz Mean Streets'in ve Goodfellows'un yönetmeni, ve diğer filmlerin?
So, it's not just raw intelligence we're talking about?
Yani burada sadece saf zekadan bahsetmiyoruz.
We're just talking.
Konuşuyoruz.
We're talking about football and you just touch my balls.
Burada durmuş bir ibneyle konuşuyormuşum! Sikimi tutan ilk erkeksin Taylor'ı neden çok sevdiğini anladım şimdi.
We're just talking.
Sadece konuşuyoruz.
just let me make sure we're not talking about food. - I'm not.
- Onun hakkında değil.
We're talking about the old man and the spawn of his loins just happens to call.
ihtiyar ve simdi arayan onun biricik yavrusu hakkinda konusalim.
We're just talking.
Sadece konuşuyoruz burada.
We're just talking, right?
- Sadece konuşuyoruz, değil mi?
We're just talking!
Sadece konuşuyoruz!
We're just talking? isn't that sinful!
Pekala, biz şimdi müstehcen sohbet yapacağız, değilmi?
So you're talking about like when we just started going out?
Yani çıkmaya başladığımız zamandan mı söz ediyorsun?
We're not talking, and we're doing just great.
Konuşmuyoruz ve gayet de iyiyiz.
Mother, look, we're just talking.
Ne diyorsun? Avucunu yala!
We were just talking, and she mentioned how you're buying your shoes now at Botticelli's.
Konuşuyorduk, sonra senin ayakkabılarını Botticelli'den almandan bahsetti.
We're just talking a stolen car here.
Altı üstü çalıntı bir araba.
We're just talking about Felix.
Felix hakkında konuşuyorduk.
No, I just want to practice my putting while we're talking.
Hayır, sadece konuşurken bir yandan da atışıma çalışmak istiyorum.
We're just talking.
konuşuyoruz.
All together, we're talking about well over a hundred ships just in the first wave.
Toplamda yüzden fazla gemiden bahsediyoruz ilk dalgada.
We're not just talking about jail here, but ending someone's life.
Biz burada sadece hapisten bahsetmiyoruz, bir insanın hayatı söz konusu
Wh-Wh-Whoa. Don't go. We're just talking.
Bir yere gitme, sadece konuşuyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]