Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / Working with you

Working with you перевод на турецкий

3,945 параллельный перевод
! You know that I've loved working with you. I have.
Seninle çalışmayı sevdiğimi biliyorsun.
Thank you. It was good working with you, too.
It was... farklı.
But I think she was talking about working with you.
Sanırım seninle çalışmamdan bahsediyordu.
It's gonna be a real pleasure working with you.
Seninle çalışmak bir zevk olacak.
And other moments, working with you is like spinning a cylinder in Russian roulette.
Harika bir polis olacağını düşündüğüm her seferde diğer hareketlerin, seninle çalışmak Rus ruleti oynamak gibi.
So, he's working with you against his husband?
Yani kocasına karşı seninle birlikte mi çalışıyor?
- Nice working with you.
- Seninle çalışmak güzeldi.
Now I'm working with you.
Şimdi seninle çalışıyorum.
It was really nice working with you again, baby girl.
Seninle tekrar çalışmak çok güzeldi, küçük kızım.
- Did I? No matter what we see... I want you to know that it's been an honor working with you.
Oradan ne çıkarsa çıksın seninle çalışmanın bir onur olduğunu söylemek istiyorum.
I'm done working with you.
Seninle işim bitti.
An honor to be working with you.
Seninle çalışmak bir onur.
Looking forward to working with you.
Birlikte çalışmak için sabırsızlanıyorum.
Dr. Brennan, it's a pleasure to be working with you again.
Dr. Brennan, sizinle tekrar çalışmak bir zevk.
"Nice working with you, Dr. Venkman."
Sizinle çalışmak bir zevkti, Doktor Venkman.
But now that I'm working with you, I see my dad differently.
Ama şimdi sizinle çalışıyorum ve babamı farklı gördüm.
You think he's working with Tuhon?
Tuhon'la çalıştığını mı düşünüyorsun?
Why weren't you working with a partner?
Onlar Lige Çünkü şeyler zorlaştıracaktır.
I'm a working mother with no child care now thanks to you.
Çocuğu ile ilgilenmeyen çalışan bir anneyim şimdi de çok teşekkürler.
Would it change your mind about working with us if it meant you could prevent something like that from happening?
Böyle bir şeyi engelleyebilecek olman bile bizim için çalışma fikrini değiştirmeni sağlamaz mıydı?
I know you're working with Daniela on this, but try not to get her hopes up.
Daniela ile bu dava üzerine çalıştığını biliyorum fazla umutlanmasına izin verme.
Did you tell your husband you were working with Raymond Reddington?
- Kocanıza Raymond Reddinton ile çalıştığınızı söylediniz mi?
You believe he's working with someone on the outside who's testing his theories, manufacturing an antidote?
Bunun için de, laboratuvara ihtiyacı var. Gerçekten dışarıdan birinin, teorilerini test ederek panzehir ürettiğine inanıyor musunuz?
You've gotta go back to him, find out who Sanders is working with.
Geri dönüp Sanders'ın kimle çalıştığını bulman gerek.
Who are you working with?
Kiminle birlikte çalışıyorsun?
You've enjoyed a good working relationship with the White House up to this point.
Bu zamana kadar Beyaz Sarayla olan iyi ilişkilerinin tadını çıkardın.
Are you working with Jake?
Jake'le birlikte mi çalışıyorsun?
- You're working with Leo Bergen?
- Leo Bergen ile mi çalışıyorsun?
You working the girl with the major eye wound?
Şu gözü bantlı kız için mi uğraşıyorsun?
But listen, in the interest of full disclosure, I should tell you that I've been working with another detective as well.
Ama dinle, eksiksiz açıklama gereği şunu söylemeliyim ki seninle birlikte bir çok dedektifle çalıştım.
- It's working. - Tammy, I should let you know I just got out of a highly intense soul bond with my previous spirit mate.
- Tammy, sana şimdiden söylemeliyim önceki ruh eşimle olan ruhsal bağımızdan daha yeni çıktım.
You know, no one said it was gonna be easy working with Hank Voight.
Hank Voight ile çalışmanın bu kadar kolay olacağını kimse söylemedi.
Working with him last year cost you your detective shield.
Geçen sene onunla çalışman dedektiflik rozetine mal olmuştu.
How do you know I've been working with Slade Wilson?
Slade Wilson ile çalıştığımı nereden biliyorsun?
You're gonna love working with her.
Onunla çalışmaya bayılacaksın.
Because working with PTSD makes you unpredictable, and that makes you...?
Çünkü PTSD ile çalışmak sizi sağı solu belli olmayan biri haline getirecek ki bu da sizi...? Stuart?
You're good with me working here again, right?
Burada benimle çalışmakla bir sorunun yok, değil mi?
Oh, so this is strange... now you're working with Frederick.
Bak işte bu çok garip... şimdi Frederick ile birlikte hareket ediyorsun.
I know this is a big deal for you and Wendy, but all I can see is that I'm 30, still living with my mother and working at a bar.
Bunun senin ve Wendy için büyük bir mesele olduğunu biliyorum ama tek görebildiğim 30 yaşında olduğum, hâlâ annemle yaşadığım ve bir barda çalıştığım.
Effective immediately, you'll no longer be working with the clones.
Şu andan itibaren klonlarla olan çalışman sona erecek.
And with you working nights, I thought I'd at least get one good meal in him today.
Ve bir de gece çalışman eklenince bari bugün ona iyi bir şey yapayım dedim.
You get him all cranked up, working him, then you start looking around for somebody to drive him crazy with jealousy with.
Onu kendine bağladıktan sonra kıskançlıktan deliye döndürmek için birini aramaya başladın.
I look forward to working with you all.
Selam.
You're working with Frank Ditmer now? Not to mention the fact,
Frank Ditmer ile mi çalışıyorsun artık?
You know what, if he doesn't like Coral working for a living, he should take it up with her, don't you think?
Eğer Coral'ın çalışmasını istemiyorsa onun yerine de çalışmalı, değil mi?
Really, Gin, I keep thinking about when you first started working with Bill at Maternity.
Gin, Bill'le Maternity'de çalışmaya başladığın ilk zamanı düşünüp duruyorum.
That's the case for working with a couple whose privacy you're not actually violating, who've actually signed up to be filmed.
Bu durumda çalıştığınız hastaları filme aldığınızdan özel hayatlarını ihlal etmiş olmuyorsunuz.
You're working with Logan.
Logan'la birlikte çalışıyorsun.
Where you at with working off the damage?
Ya sen? Hasarın telafisinde sen ne durumdasın?
- Oh, yay! - You'll be working with Marsha for in-store promotions.
Mağaza içi promosyonlar hakkında Marsha ile birlikte çalışacaksın.
So you're... You're working with about ten percent of your brain.
Beyninin yaklaşık % 10'u çalışıyor şu an.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]