Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You mean us

You mean us перевод на турецкий

1,719 параллельный перевод
By friends, do you mean us or Layne?
Arkadaştan bizi mi kastediyorsun, Layne'i mi?
- You mean us?
- Yani biz mi?
it would mean a lot to me if you'd all come back and join us.
... hepiniz geri gelip, bize katılırsanız çok sevinirim.
I kinda like all these old school sports guys, you know that I mean? The way they look at sports, it's like- - Look at'em, it's a totally different way than they look at us.
Şu sporla ilgilenen adamlar......... gerçekten hoşuma gidiyor, şunlara baksana sporu seyrediş şekillerine.Bu tamamen baksana şunlara, bize bakışlarından tamamen farklı.
Oh, you mean the part where you string us along till you overcome the effects of the anti-Prior device?
Oh, şu bizi oyalayıp Anti rahip cihazının etkileri geçene kadar olan kısmı kastediyorsun.
What about us? I know you've been through a lot lately, and I am so sorry for your loss, but I mean, how is your marriage holding up?
Çok kötü günler geçirdiğinizi biliyorum ve kaybınız için üzgünüm ama evliliğiniz nasıl gidiyor?
I mean, you know she's nice to us, but I forget with mom, she's joan crawford.
Yani, bize karşı iyi oluyor ama... anneme gelince Joan Crawford kesiliyor.
I mean, if you wanna help us, don't prolong this.
Bize yardım etmek istiyorsanız bunu uzatmayın.
I mean, think about it- - we go back there, what do you think cap'n bunnykiller's gonna do if he catches us?
Düşünsene, dönecek olursak yakalarsa Kaptan Tavşancortlatan ne yapar sanıyorsun?
- Oh, oh, and by "us," you mean "you."
İkimizi kastederken kendini diyorsun yani.
Ah, no, no, actually, things between us are pretty good... if you know what I mean.
Yok, hayır, aslında aramız baya iyi. Anladın sen onu.
I mean, I know we had gran gran, and she loved us, but. .. But we were just so lost without you.
Demek istediğim, büyük nine bizimleydi, ve bizi sevdi, ama... sensiz kendimizi çok kaybetmiştik.
Well, I mean, your instincts are admirable, but you don't have to put aside your feelings for the sake of any of us, nora.
İçgüdülerini takdir ettim ama hiçbirimizin iyiliği için duygularını bir kenara itmene gerek yok.
We have us now, if that's what you mean.
Artık birbirimiz varız, bunu demek istedin dimi?
You may be done with us, but that doesn't mean we're done with you.
Sizin bizimle işiniz bitmiş olabilir, ama bu bizim sizinle işimizin bittiği anlamına gelmiyor.
I don't know.I mean, maybe we could see someone, you know, a therapist, and get them to assess our relationship and see if it makes any sense for us starting again.
Bilmem. Birine gidebiliriz. Terapiste.
I mean, even with dad and his whole republican personal responsibility spiel, you always managed to show us how important it was to give.
Bunu nasıl başarıyorsun? Babam ve onun kişisel sorumluluk nutukları varken bile bize vermenin önemini gösterebildin.
I mean, isn't that what you guys have been trying to teach us for the last four years?
Son dört yıldır bize öğretmeye çalıştığınız şey de bu değil mi?
When you say "we" if you mean - us - this office, that's true.
Biz derken bizim büroda bulunanları kastediyorsanız bu doğru.
You should stop being so mean to us kids.
Çocuklara karşı bu kadar huysuz olmayı bırakmalısın!
"Give us pens." I mean, how do you do it?
"Bize kalem verin" Nasıl yaptın bunu?
- Can you show us what you mean?
- Nasıl yaptığını gösterebilir misin?
- You mean you want us to cut down the trees?
Yani ağaçları kesmemizi mi istiyorsun?
Do you mean is there only one person in the world for each and every one of us?
Evet, Bu tek soru. Herbirimiz için sadece bir kişinin... olduğunu mu soruyorsun?
If we give them that fucking murderer they'll leave us alone. You mean the "Campus Butcher" is in here?
Çılgınca, kampüs katili burda mı?
Why not? I mean, there's no way he's gonna have time to just, you know, lounge around eating dinner with us in our dining room, eating.
Yani onun bizimle birlikte yemek masasına oturup keyifli keyifli yemek yiyecek vakti olmayacaktır, diyorum.
- You mean you'll help us?
- Yani bize yardım edecek misin?
What do you mean, what about us?
Ne demek "biz ne olacağız"?
Just because you don't know what you're doing doesn't mean the rest of us are silly.
Farkında değilsin ama yaptığın şeyler bizim aptal olduğumuz anlamına gelmiyor.
I mean, if I were to have a nickel for every single time the three of us are together and unexpectedly, accidentally, I catch you looking at him...
Demek istediğim,.. Üçümüz her bir araya geldiğimizde bir kenara 5 cent koyacak olsaydım ve ansızın, kazara seni ona bakarken yakalıyor olurdum. Hayır.
You mean let us get you straight.
Yani, seni düzeltelim.
You mean, just the two of us?
Yani, sadece ikimiz mi?
I mean, you're bringing the heat down on all of us.
Yani, şimdi hepimizin başını yakacaksın.
But between the two of us I mean, have you ever seen anyone do something like that before?
Aramızda kalacak. Daha önce bunu yapan birini görmüş müydün?
And it would mean so much to us if you guys came along.
Sizin de bizimle gelmenizi gerçekten çok isteriz.
I mean, between the two of us, you always did have the more, uh... delicate constitution.
Demek istediğim, ikimiz içinde, sen hep... hassas olandın.
I mean, you can talk to this bruce guy tomorrow and find out what he'll tell us.
Yani, yarın bu Bruce denen adamla konuşabilir ve bize ne anlatacağını bulabilirsin.
- What do you mean, this is us?
- Nasıl bizim yani?
I mean, we're the ones encroaching on their habitat - you don't see them shooting us.
Yaşam alanlarına tecavüz eden biziz, ama onları bize ateş ederken görmüyorsun.
might be in us. You and Liza, you mean.
Sana ve Liza'ya, demek istiyorsun.
I MEAN, YOU LEAVE US WHEN I'M 9,
Daha 9 yaşındayken bizi terkedip gittin.
I mean, what we'll do For each other, you know, How far we will go - - They're using that against us.
Yani birbirimiz için yapabileceklerimiz, neler yapabileceğimizi....... bize karşı kullanıyorlar.
I mean the classic retort to all of us is ëprove to me that you love your wifeí, as though this were a knockdown argument against atheism.
Hepimizin rastladığı klasik karşılık : "Bana karınızı sevdiğinizi ispatlayın." Sanki bunu kanıtlayamamak ateizmi çürüten bir argümanmış gibi.
I mean, there's been ( Bleep ) that's been written about us, but we're like, "don't believe what you read."
Aslında, iyiden daha iyiyim... Müthişim.
I mean, if you were to sign with us, you'd be guaranteed personal attention at all times.
Bizimle çalışırsanız, kişisel olarak hiçbir konuyla uğraşmanıza gerek kalmaz.
Well, being a US air marshal doesn't mean you're excluded from having to pass through Canadian customs.
Federal havayolları muhafızı olsa da, Kanada gümrüğünden giriş yapmak zorundaydı.
You know what it'll mean for us to be able to clear all these open B and E's.
Tüm bu hırsızlık olaylarını çözmenin bizim için önemini biliyorsun.
What do you mean, "us"?
Ne demek, "Biz"?
And by "hamper", you mean "get us all killed."
Ve "engel" derken, hepimizi öldürecek demek mi istiyorsun?
I know you mean well... You're coming home with us now.
Bizimle eve geliyorsun.
I'm not here to defend him or anything, but you know what I mean, what the guy does for us around here...
Onu savunmak için burada değilim. ama ne demek istediğimi biliyorsun, adamın bizim için yaptıkları ortada...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]