Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You remember him

You remember him перевод на турецкий

1,517 параллельный перевод
My son Jesse - I don't know if you remember him.
Oğlum Jesse - onu hatırlıyor musunuz bilmiyorum.
You remember him, don't you?
Onu hatırlıyorsun, değil mi?
You're sure you remember him?
- Onu hatırladığınıza emin misiniz?
Do you remember him?
Onu hatırladınız mı?
You remember him, right?
Hatırladın, değil mi?
Maybe you remember him.
belki hatırlarsın onu.
You remember him.
Mick'i hatırlarsın.
Oh, I was thinking about my friend Lou- - you remember him?
Şey, arkadaşım Lou'yu düşünüyordum- - onu hatırladın mı?
You remember him? Absolutely.
Arkadaş gibi miydiler yoksa ortak gibi mi?
We got to be sure - are you sure you remember him?
Emin olmamız gerek - bunu hatırladığına emin misin?
Maybe you remember him a little more like this?
Belki onu bu şekilde daha iyi hatırlarsın!
Before he walked off the job, do you remember him threatening Mike Lange or his daughter? / No.
İşten ayrılmadan önce Mike Lange'i ya da kızını tehdit etmiş miydi?
Don't you remember him pulling off the road in the dark late at night?
Gece karanlıkta.Arabayı yolun kenarına çektiğini hatırlamıyor musun?
Do you think you remember him?
Sence onu hatırlar mısın?
You must remember him.
Onu hatırlıyor olman lazım.
In case you don't remember, watches cause him to freak out, jump up on the counter and kick my once-working toaster across the room.
Hatırlatayım, saatlere sinir oluyor, tezgahın üzerine zıplıyor ve bir zamanlar çalışan ekmek kızartma makinemi oraya buraya fırlatıyor.
Do you remember the day they took him away?
Onu götürdükleri zamanı hatırlıyor musun?
You two were supposed to keep him playing, remember?
O'nun oynamasını sağlayacaktınız, hatırladınız mı?
Yeah, I remember you shot him... and missed.
Evet. Onu vurduğunu hatırlıyorum. Iskalamıştın.
You've done this before, and if I remember it right, you made out with him, and he never even had what you said you could get.
Bunu daha önce de yaptın ve yanlış hatırlamıyorsam onunla öpüştün ama alabileceğini söylediğin şey onda değildi bile.
You set it up for me to meet him in Glendale, remember?
Onunla Glendale'da buluşmamı sen ayarlamıştın, hatırladın mı?
Why do you keep coming to see him if he's just not gonna remember?
Madem hatırlamayacak buraya gelip onu görmeyi niçin sürdürüyorsun?
When I first put him in the stress position - Do you remember that?
Onu, o pozisyona ilk soktuğum zamanı hatırlıyor musun?
But forgive him his youth. Remember, you were once a gay young thing yourself. Remember, you were once a gay young thing yourself.
Bir zamanlar kendinin de genç bir gay olduğunu hatırla.
So you'd remember him, sure.
Onu hatırlayasın diye.
Him and his crazy friends just got into trouble with the officials if you remember!
Hatırlarsan, o ve onun manyak arkadaşları disiplindeydiler!
And remember, go back to the beginning, you're begging him.
Ve unutmayın başa dönüp ona yalvardığınız yere geleceksiniz.
Just promise me that the next person who gets it, you'll tell them about him, everything you can remember.
Sadece bana şunu söz ver, bunu alacak diğer kişiye onunla ilgili hatırlayabildiğin her şeyi anlatacaksın.
You remember him?
Hatırladın onu değil mi?
If you kiss him wrong, he will never remember you.
Yanlış öpersen, seni hiç hatırlamaz.
But you know, a week from now, I probably won't even remember him.
Ama bir hafta sonra, muhtemelen onu hatırlamayacağım bile.
Remember, I killed him, and you saw nothing, you weren't here.
Paula, unutma : Onu ben öldürdüm. Sen birşey görmedin, dışarıdaydın.
You saved these? Well, I thought you would want them someday. To remember him.
Evet, bir gün babanı hatırlamak için görmek isteyeceğini düşünmüştüm.
I didn't want you to remember him like that.
Onu o şekilde hatırlamanı istemedim.
Just remember, if you even consider landing him where you ended up... we're talking ritual castration if you ever try anything like that.
Unutma, onu bıraktığın gibi bulacağını düşünüyorsan, sünnet etmekten bahsediyorum, böyle birşey yapmaya çalışırsan...
You can remember to tell him that for me?
Benim için bunu abine söyler misin?
Just remember. You can't get at him from a padded cell.
Tamam unutma, ona yalıtılmış bir hücreden ulaşamazsın.
You know that four-eyed slut who works as his secretary. "Remember the appointment with so and so, sir." Whores who want to be published, eager to suck him off under the desk, like these women here who pretend to be shocked but who would all like to be in my place.
Beyler, beyler... sizin için çalışan sekreter ruhlu sürtük eşlerinizin gözlerini dört açmış, sıralar altında gizlice sakso çekmeye lazım yaraklar aradıklarını,... ve yaptıklarını cümle aleme yaymayı istediklerini ve beni izlerken şok geçirmiş gibi görünmelerine rağmen, yerimde olmayı tercih ettiklerini unutmayın.
So, you still remember him.
Hala onu hatırlıyorsun.
Thank you. But I remember a conversation I had with him that day in the morning.
Ama o sabah bir konuşmayı hatırlıyorum.
Thank you for coming today, to help the family remember him, and say farewell.
Ailesinin onu hatırlamasına ve... elveda demesine yardım etmeye... geldiğiniz için teşekkürler..
What do you remember about him?
Onun hakkında ne hatırlıyorsun?
Do you remember him being religious?
Dindar mıydı?
Just ask Tom remember him you met at my party.
Partideki Tom'a sor yeter.
You betrayed him, remember?
Ona ihanet etmiştin, hatırladın mı?
What exactly do you remember about him?
Onun hakkında tam olarak ne hatırlıyorsunuz?
So I guess you remember where you picked him up, then?
Öyleyse sanırım onu nerden aldığınızı hatırlıyorsunuz o halde?
Hey, remember to holler at my boy if you see him.
Bizim oğlanı görürsen haber vermeyi unutma.
[Dylan] I remember him telling you to leave.
Sana gitmeni söyledi diye hatırlıyorum.
Well, isn't it possible that you saw him there and that you just don't remember?
Belki de onu orada gördün ve hatırlamıyorsun.
- You met him in Omaha. - I remember.
Onunla Omaha'da tanışmıştın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]