You say something перевод на турецкий
8,979 параллельный перевод
you say something.
bir şey söyle.
Why did not you say something?
Neden bir şey söylemedin?
Did you say something that wasn't true there?
Doğru olmadığını mı söyledin?
Why didn't you say something before?
- Niye daha önce söylemedin?
You say something witty, it translates it to text, then blasts it to all your platforms.
Söylediğin şeyleri yazıya dönüştürüp tüm sosyal medya hesaplarına gönderiyor.
Why didnt you say something?
Niye bir şey söylemedin?
Okay, so, if... if Sean happened to overhear you say something about Dottie's guitar teacher, wouldn't be so bad, right?
Peki ya Sean Dottie'nin gitar hocası hakkında düşündüklerini duysaydı çok kötü mü olurdu?
You know something? I believe we've got them outnumbered.
- Galiba sayıca onlardan üstünüz.
Aren't you supposed to say something like, "Hang in there It's gonna get better?"
Senin "Dayan, daha iyi olacak." falan demen gerekmiyor muydu?
Clearly, you have something you want to say to me.
Anlaşılan bana söylemek istediğin bir şey var.
For God's sake, will you please just say something?
Tanrı aşkına bir şey söyler misin?
Didn't your parents say you have a weak stomach or something?
Ailen senin kötü bir mide mi ne öyle bir şeyin olduğunu söylememişler miydi?
If you see something, say something.
Bir şey görecek olursan haber ver.
Something you would never say, like... "sardines" or "pickle juice."
Hayatta söylemeyeceğin bir şey sardunya ya da turşu suyu gibi.
I want you to say something to convince me that this is different.
Beni ikna edecek birşet söylemeni istiyorum, fark yaratacak birşey.
I know you're in New York, and, uh, I know you're not gonna be back till Friday, but I needed to say something.
New York'ta olduğunu biliyorum. Cuma'ya kadar dönmeyeceğini de, fakat sana birşey söylemem lazım.
Or say something to make you think that this is the only choice that you had?
Ya da başka bir seçeneğin olmadığını düşündürecek bir şey mi dedi?
Well, it's easy to say the townspeople, but, like, everything you've been taught is true from the day you were born, like, I don't know, racism or something like that, can be every bit as oppressive as some outside force.
Kasaba halkının demek kolay ama ama doğduğumuz günden beri size öğretilen her şey doğrudur ırkçılık ya da onun gibi bir şey mesela dış bir güç kadar zulmedici olabilir.
Yes you do that's just something they say.
- Hurafe bunlar.
Now, if you're done, I got something to say to you.
Şimdi, eğer bitirdiysen, sana söylemem gerekenler var.
Look, there's something I've wanted to say to you since the first time I saw you play.
Bak, seni ilk kez oynarken gördüğümden beri söylemek istediğim bir şey var.
Well, dial them back, or say something next time you walk into a room.
Kapat programlarını o zaman. Ya da bir odaya girdiğin zaman ses çıkar.
If you're going to say something, call me Gimpy.
İlle de bir şey diyeceksen, Topal diye seslen.
Oh, you seem to have dropped something, P.C. Principal.
Sanırım bir şey düşürmüşsünüz Sayın A.P. Müdürü.
You obviously want to say something.
Belli ki bir şey söylemek istiyorsun.
If you actually know something, say it.
- Bildiğin bir şey varsa söyle.
If you don't want to do this anymore, than you should just say something.
Eğer bunu daha fazla yapmak istemiyorsan, bir şeyler söylemelisin.
If you won't say it... If you won't say that you're a bastard, you want to know something, 2093?
Söylemezsen,... eğer piç olduğunu söylemezsen,... ne olur, biliyor musun, 2093?
Something else you want to say, sergeant?
- Başka bir diyeceğin mi var Çavuş?
Ain't there something you need to say?
Söylemen gereken bir şey yok mu?
You have something very powerful to say.
Söyleyecek oldukça güçlü bir şeylerin var.
You got something you want to say to me?
- Bana söylemek istediğin bir şey mi var?
Listen, I just wanted to say I'm glad you uh, came back'cause I wanted to talk to you about something...
Geri gelmene sevindim. Sana bir şey sormak istiyordum. Acaba bir ara...
What's that mean? You can't get something for nothing, so suffice to say it comes at a cost.
Bir şey vermeden bir şey alamazsın sanırım bunu söylemek yeterli olacaktır...
There's... There's something I need to say to you.
Sana söylemem gereken bir şey var.
Did he say if anyone had contacted him recently? - You mean someone from his past or something?
- Geçmişinden biri gibi mi?
Well, if you're not sure about something, just say you're not sure.
Bir şey hakkında emin değilsen emin olmadığını söyle yeter.
I think you geniuses hide behind a pile of facts and figures when you don't want to engage in something... unpleasant, like the idea of Ralph and me leaving.
Bence siz dâhiler, hoşlanmadığınız bir şeyden kaçmak istediğinizde bir yığın gerçeğin ve sayıların ardına saklanıyorsunuz, mesela Ralph ve benim taşınma fikrimiz gibi.
Sir, will it disturb you if I say something? Depends what it is.
Ne söyleyeceğine bağlı.
I wanted to ask you something, but... first I want you to know no matter what you say, I'm totally gonna be fine.
Sana bir şey sormak istiyordum ancak öncelikle bilmeni isterim ki ne söylersen söyle, benim için sorun olmayacak.
- Ahem. You might wanna say something right about now.
- Tam şu an bir şey söylemek isteyebilirsin.
Fucking say something. You're the best man.
Sen de bir şeyler söyle, sağdıçsın sen.
You have something powerful to say.
Söyleyecek oldukça güçlü şeylerin var.
You're meant to say something!
Bir sey söylemen gerek!
But judging by how freaked out you are, I'd say it's something really bad.
Ama korkunu göz önüne alırsak çok kötü bir şeyler derdim.
Not that I'm saying that you would do something like that, but let's just say, um, I suddenly go missing or my brakes suddenly go out,
Sizin öyle bir şey yapacağınızı ima ediyorum sanmayın lütfen. Ama diyelim birden kayboldum ya da arabamın frenleri boşaldı...
Casey, if you can hear me, say something.
Casey, beni duyuyorsan bir şey söyle
When Alonzo or anybody else does something to get under your skin, you just say this till the anger subsides.
Alonzo ya da bir başkası seni kızdırmak için bir şey söylediği zaman, öfkeni yatıştırmak için bunu söyle.
I never liked him, but with your friends, it's hard to say something, you know?
Ondan hiç hoşlanmadım, ama arkadaşlarıyla birlikteyken bir şeyler söylemek zordu, bilirsiniz ya?
You're gonna go in there and you're gonna say something to him, and then you're gonna tell me what you said.
Oraya gireceksin... ve ona bir şeyler söyleyeceksin, sonra da bana ne anlattığını söyleyeceksin.
And then he's gonna say something to you, and you're gonna tell me what he said.
Ve o sana bir şeyler söyleyecek ve sen de bana ne söylediğini anlatacaksın.
you say yes 16
you say that every time 21
you say 1269
you say no 28
you say the word 43
you say that now 64
you say that like it's a bad thing 55
you say nothing 34
you say so 24
you say it 83
you say that every time 21
you say 1269
you say no 28
you say the word 43
you say that now 64
you say that like it's a bad thing 55
you say nothing 34
you say so 24
you say it 83
you say that 153
say something 1124
say something nice 28
say something to me 20
say something else 34
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
say something 1124
say something nice 28
say something to me 20
say something else 34
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something's not right 271
something like that 1529
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong here 34
something wrong 855
something's wrong 881
something is wrong 141
something's coming 64
something like that 1529
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong here 34
something wrong 855
something's wrong 881
something is wrong 141
something's coming 64