Так тихо перевод на турецкий

Здесь ещё никогда не было так тихо.

Grand Hotel hiç bu kadar sessiz olmamıştı.

Здесь так тихо, Том.

Burası çok sessiz Tom.

Но здесь так тихо и спокойно.

Ama burası da huzur ve sessizlik dolu.

Я открыл дверь гаража так тихо, как мог.

Garaj kapısını yapabildiğim kadar sessizce açtım.

Это потому что здесь так тихо.

Çünkü etraf çok sessiz.

Чудесно. Так тихо, спокойно.

Bu harika, öylesine sakin, öylesine güzel.

Повсюду так тихо...

Bunlar iç karartıcı ve uğursuz türlerdi.

Все время я удивлялся, почему так тихо.

Bütün bu sırada ortalığın neden o denli sessiz olduğunu düşünüyordum.

- Так тихо.

- Çok sessiz.

- Тут всегда так тихо?

- Rahat duruyorlar mı bari?

Так тихо, как на кладбище.

Çok ıssız bir yer. Bir mezarlık olabilir.

Здесь так тихо.

Burası ne kadar sessiz.

Теперь у нас стало так тихо, не правда ли?

- Her yer ne kadar sessiz, değil mi? - Evet.

Так тихо.

Çok sessiz.

Когда он приносил мне чай - а это было в 9 : 15 - он успевал убрать дом. И делал это так тихо, что за четырнадцать лет ни разу меня не разбудил.

Bana 9 : 15'te çay getirdiği zamana kadar bütün evi temizlerdi ve bunu o kadar sessiz yapıyordu ki 14 senede beni bir kez bile uyandırmadı.

Тогда почему ты говоришь так тихо? .

Öyleyse neden öyle sessiz konuşuyorsun?

Все вокруг спят, и вдруг она просыпается, начинает. Сначала вот так тихо и медленно :

Herkes uykuya dalsa da ansızın çalıştırmaya başlardı...

Так тихо, как будто все вымерли.

Ne ses ne seda. Yeryüzü ölmüş sanki.

Без тебя здесь так тихо и хорошо.

Sen oradayken, burası çok sakin oluyor.

Там так тихо и зелено.

Öyle sessiz ve yeşil ki.

Здесь так тихо...

Çok ıssız.

Всё так тихо.

Ortalık çok sessiz.

Я пытаюсь ехать так тихо, насколько это возможно.

Bu şeyi elimden geldiğince sakin bir biçimde sürmeye çalışıyorum.

Было так тихо.

Hiçbir ses yoktu.

Было так тихо, что я слышал все остроумные комментарии.

O kadar sessizdi ki, her bir ukalanın eleştirisi duyuluyordu.

Эй, Дани Это так тихо здесь, и настолько совершенен, светом Почему бы вам не получить вашу книгу и прийти сюда и читать?

Hey Dani... burası çok sakin ve ışık da mükemmel... neden gelip kitabını burada okumuyorsun?

Так тихо.

Ebediyen sessiz.

Вот мы, двое незнакомцев, и мы в ночи, и это просто..... так тихо и спокойно.

Bizin düşün. İki yabancı. Ve geceleyin dışarıdayız.

Так тихо вошла, что шаги не слышны...

# O kadar sessizdi ki # Adımları duyulmuyordu bile

- Мама, необязательно так кричать. - Тихо.

- Anne, bağırmana gerek yok.

Потому что, если это не так, нет смысла разговаривать с Шарлотой тихо.

Eğer etmedilerse, Charlotte'u sessizce çağırmamın hiçbir anlamı yok.

Вот так. Видишь, как стало тихо?

Gördün mü, hemen etkisini gösterdi.

Тихо. Это не повод так говорить.

Sessiz ol!

И так сделалось тихо на земле и на небе.

Ve büyük bir sessizlik oldu... cennette ve dünyada.

Так, народ. Тихо!

Pekala, millet sessiz olun.

- Клянусь, это не так, синьор судья! - Тихо!

Sayın yargıç, yemin ederim ki -

Тихо... Вот так.

İşte böyle.

Раз уж вы сюда пришли, так ведите себя тихо.

Burada kalacaksan sesini çıkarmasan iyi olur.

- Так, тихо.

- Görüşmek üzere.

Так, тихо и спокойно.

Tamam. Sakin ol.

Бедняга католик однажды ночью скончался, так же тихо, как жил.

Katolik öğretmen bir gece öldü. Diğerleri gibi ; sessizce.

Она делала так... или лежали тихо и неподвижно?

O böyle ses çıkarıyor muydu yoksa sessiz yatıp, bekliyor muydu?

Так, всем тихо - я домой звоню.

Herkes sessiz olur mu, evi arıyorum.

Так тихо, даже дышать боязно.

Nefesini tutasın geliyor.

Здесь все так тихо.

Buralar gerçekten çok sakin.

Тихо, в следующий раз тебе так не повезёт.

Sessiz ol! Bir dahakine bu kadar şanslı olmazsın.

- Когда тихо, всё не так хорошо.

- Sadece yavaş zamanlarda çok iyi değilim.

В замке тихо. Я так счастлива...

Şato sessizlik içinde ve çok mutluyum.

Пойдем за ним тихо, Томми. Так точно, капитан.

Sessizce arkasına geçeceğiz.

Так что сиди тихо и смотри.

O yüzden oturun ve sessiz olun.

Так тихо здесь.

Ama çok sessiz.