Anlat bize перевод на английский
2,742 параллельный перевод
Seni öldürmeye çalışan adamları anlat bize.
Tell us more about the guys who tried to kill you.
Peki, anlat bize.
Okay, tell us.
Her şeyi anlat bize.
Tell us everything.
- Anlat bize.
- Tell us.
Banka soyguncusu Ronnie. Anlat bize.
Are you the bank robber?
- Bildiklerini anlat bize.
- How old are you anyway?
Ganz'la olan ilişkini anlat bize.
Tell me about your relationship with Ganz.
Kimsenin hakkında bilmediği bir şeyi anlat bize.
Tell us something no one knows about you.
Bize hikayeni anlat.
Tell your story.
Bize, nasıl hissettiğini anlat.
Tell us how that made you feel.
Adrianna, kalbindekileri bize anlatır mısın?
Adrianna, tell us what's in your heart.
Broyles da tam bize bir hayalet hikâyesi anlatıyordu.
Broyles was just telling us a ghost story.
Bize testereyle bacağınızı nasıl kestiğinizi tekrar anlatır mısınız?
You want to tell us again how you cut your leg with the chain saw?
Cooper bize herifin birinin senin kelepçelerinle nasıl kaçtığını anlatıyordu.
Hey, um, Cooper was just telling us how you let some asshole run away with your handcuffs.
Peki o zaman bize kazayı anlat bakalım.
So, tell us about the crash, then.
Bunu neden bize anlatıyorsun?
Why are you telling us this?
- Bize anlatırsanız yardımcı olabiliriz..
If you tell us, we can help you.
Bir çıkış yolu vardır. Bize nasıl olacağını anlat.
You have a way out of this.
Peki anlat bize.
So, tell us.
Tamam o zaman hadi bize neler hissettiğinizi anlatın?
Okay then why don't you share your feeling with us?
Bunu bize neden anlatıyorsun?
Why are you telling us this?
İlk olarak, lütfen bize eşinizin ölüm anında ne olduğunu anlatın.
The bar where Jim died had no signs of demons or spirits either.
Fırsat bulunca bize bazı çılgın hikayeler anlatıp tasvir ediyor...
Telling us some crazy story and watching us the whole time...
Dediğim gibi, sadece bize anlatılan böyleydi.
Like I said, it was just a family myth.
... bize bunların normal bir şey olduğunu anlatırlar. Onlardan biri hayatımın her dakikasında benim yanımdaydı,... en zor dakikalarımda bile.
The ones who have been in our life, for every minute with you, even the hardest minutes.
- Jassi kardeş anlat bakalım bize.
Brother Jassi, tell us one thing.
Bunu bize neden anlatıyorsun?
- Wow. Gross. Why are you telling us this?
Sonra bize anlatırsın.
You can tell us about it later.
Pattie bize Justin'ın hayatında neler oluyor anlatır mısın?
Pattie, tell us a bit about what's happening now in Justin's life.
Bize birinci sınıfla arka taraftaki sıradan koltukların farkını anlatır mısın?
Tell us the difference between like the first class seats and the regular old seats in the back of the plane.
Bize bilmemiz gerekenleri anlatın yeter.
Just tell us what we need to know.
Ve şimdi sevgili evladım, bize tanıklık ettiğin şeyi anlat.
And now, my dear, tell us what you have witnessed.
Kendini uzun süre bunlardan korudun. Şimdi bize olan biteni anlat.
You've kept all this to yourself for a long time, and now it's time to talk to us.
Babam Hollwood'dan döndükten sonra eve gelip bize hikayeler anlatırdı.
And, uh, he would, uh, come home, uh, from Hollywood and tell us, uh, all sorts of stories.
Bize onun söylediklerini anlat.
Tell them what she did.
Bize ne olduğunu anlat.
Tell us what happened.
Bize neler olduğunu anlat.
Tell us what happened.
- Bize asıl hikayeyi anlat artık.
Just tell us the truth already.
Bize kız arkadaşının sana kızgınlığı geçsin diye bir yol bulmak için laptopunu kurcalamaktan işini yapmadığını anlatıyorsun.
You tell us you don't want to do your job because you're too busy trying to break into your girlfriend's laptop to figure out a way to make her not mad at you.
George, tutsak izleyiciler olduğumuza göre, hadi bize bir fıkra anlat.
George, since we are a captive audience, else tell us a joke?
Bize bir hikaye anlat.
Tell us a story.
Bize Rebecca'yı anlat, Jack.
Tell us about Rebecca, Jack.
Belki de değildir ama sen gene de bize anlat.
Perhaps it's not, but tell us anyway.
Reklamcılık bize çok şey anlatır.
So advertising tells us a great deal...
Afine bize bizi içeri kilitleyen kapının nasıl | tekrar açılacağını anlatır mısın?
Afina, can you tell us how to reopen the door that locked us in here?
Bu yaratıcı eser, bize Carl'ın geleceğini anlatıyor.
Carl's future is speaking to us through art.
Dr. Carlisle, evliliğinizin bittikten sonraki durumları bize anlatır mısınız?
Dr. Carlisle, could you describe the circumstances under which your marriage ended?
Peter, sesini hoparlöre vereceğim bize durumunu anlat.
Peter, I'm gonna put you on speaker and start a trace.
Yaptığın her şey bize bir şeyler anlatıyordu.
Hey, everything you've done, it was to tell us something.
Seninle ilgili ne olup bittiğini bize anlatır mısın? Gerçekleri?
Look... you feel like telling us what's really going on with you... for real?
Ya da bize zaten bildiğimiz şeyleri anlatırsın. Sana göz kulak oluruz bir otele yerleştirir, güvenli bir yere göndeririz.
Or you tell us what we already know, we take care of you, we put you up in a hotel, we fly you someplace safe.
bize 347
bize ne 16
bize izin verir misin 22
bize bak 28
bize katılın 41
bize merhamet et 19
bize katılmak ister misin 40
bize ne olacak 55
bize yardım edecek misin 17
bize güven 16
bize ne 16
bize izin verir misin 22
bize bak 28
bize katılın 41
bize merhamet et 19
bize katılmak ister misin 40
bize ne olacak 55
bize yardım edecek misin 17
bize güven 16
bize katılır mısın 24
bize katılır mısınız 22
bize izin verir misiniz 28
bize göre 20
bize yardım edebilir misin 17
bize ihanet ettin 19
bize katıl 92
bize yardım et 100
bize bir öpücük ver 17
bize yardım edin 51
bize katılır mısınız 22
bize izin verir misiniz 28
bize göre 20
bize yardım edebilir misin 17
bize ihanet ettin 19
bize katıl 92
bize yardım et 100
bize bir öpücük ver 17
bize yardım edin 51