Arkadaşlarını перевод на английский
26,105 параллельный перевод
Şu anda sahip olduğun arkadaşlarının tehlikeli olduğunu, ve geri geleceğini söyledi.
That you had friends now, dangerous associates, and that you'd come back.
Her ihtimale karşı, eğer birine birşey çıtlatmayı düşünürsen, arkadaşlarının halen Rebecca'nın yanında olduğunu unutma.
Just in case you were thinking of tipping anyone off, remember your friends are still hanging out with Rebecca.
Kendi gelip söylemek istedi ama halâ bazı iş arkadaşlarının üstesinden gelmekle meşgul.
She wanted to talk to you herself, but she can't because she's still working on some of her collegues, winning them over.
Arkadaşlarınız nerede?
Where are your friends?
Aileni, arkadaşlarını yeni restoranına çağırırken eski patronunu çağırmıyor musun yani?
You didn't invite your old boss to friends and family for your new restaurant?
Bunun 1 Mart gecesi Rajvir Singh ve arkadaşlarının doğal olarak sizin hakkınızda düşünmüş olabilecekleri şeyin ta kendisi olduğu.
That on the night of March the first this is exactly what Rajvir Singh and his friends would have naturally presumed about you.
Şüpheli karaktere sahip bir kadın olduğunuz için davacı Rajvir Singh ve arkadaşlarının nazarında o gün, o anda, seks yapmak istemediğinizi açıkça gösterecek ne yaptınız?
And since you were a woman of questionable character in the eyes of the accused Rajvir Singh and his friends on that day, at that moment, what did you do to make it clear that right now I am not interested in sex?
- Arkadaşlarınız.
Your friends help you out.
- Brandon James bütün arkadaşlarını öldür...
- When Brandon James killed all of his...
Bütün arkadaşlarının yüzlerini hatırlamak...
Having to remember all of your friends'faces...
Yani arkadaşlarınız başarısız mı oldular?
So your friends were unsuccessful?
Bu lavuk arkadaşlarını film izlemeye göndermiş.
This jerk sent his pals to the movies.
- Haydi, arkadaşlarını bulalım.
- Let's go find your friends.
Daha önce de dediğim gibi, takım arkadaşlarının ilişki kurması profesyonelce değildir.
Like I said before, fraternization among teammates is unprofessional.
Seslere bakılırsa arkadaşlarını gemiye alıyor.
And by the sound of it, he's letting his buddies onto the ship.
Arkadaşlarını öldürürler çünkü onlar için hiçbir şeyin önemi yoktur, değil mi?
They kill their friends, because nothing matters to them anymore, right?
Siz ve arkadaşlarınız Emil'in cinayetiyle alakalı olduğumu düşünüyorsunuz.
You and your colleagues believe that I am guilty of Emil's murder.
Ciddi ciddi şapele gelip arkadaşlarının yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Onlar da dışarıda bavullarıyla duruyorlardı.
He literally came into the chapel and said that his friends needed help, and they were standing outside with their suitcases.
Arkadaşlarını kurtar.
Save your friends.
- Üstelik Yun Jeong'un bütün sınıf arkadaşlarını da öldürmek istedi.
He even wanted to kill Yun Jeong's entire class.
Evet, işten eve giderken kaçırmamız için iş arkadaşlarından bir kaçını, araman gerekiyor.
Yeah, we're gonna need you to call a couple of your coworkers, catch them on the way home from work.
Bunların hiçbirini Brick'in arkadaşlarıyla yapmıyoruz.
We don't do any of that stuff Brick's friends.
Arkadaşların birbiri için çalışması her zaman iyi bir fikir değildir.
Friends working for friends isn't always a good idea.
Sence arkadaşların çatının üstündeki bir kasaba adını görebilecekler mi?
You think your friends are gonna be able to spot a town name that you wrote on a roof?
Yeni arkadaşların bu mu?
These are your new friends?
Kendiniz mi ayrılacaksınız yoksa arkadaşlarım size yardım etsinler mi?
Do you leave on your own or do you need help from my boys?
Bizi çağırabilirler. Tabii ki ebeveynlerin ya da eski arkadaşlarınla son dakika planların olmadığını varsayarsak.
That is assuming, of course, you don't have any last-minute plans with parents or old friends.
İş arkadaşlarımın ihanetine uğradım.
I was betrayed by my associates.
Arkadaşlar arasındasın.
You're among friends.
Diyelim ki dışarıda arkadaşlarınla bir partidesin ve eve kafan bir milyon geliyorsun çocukların da çamurlu ayakkabılarını koridorda bırakmış.
Let's say you're out partying with your buddies, and you come home wasted, and your kid's left his muddy shoes in the hall.
Arkadaşların mı söyledi?
Is this what your friends say?
Sen ve polis arkadaşların evimi araştırırken döşemelerimin her yerine ayak izlerini bırakmışlardı.
You and your cop buddies left footprints all over my floors when you searched my house.
Sen ve arkadaşların özel salona geçmek ister misiniz?
You and friends would like to go VIP?
- Dinle, ben Walter değilim, yani bu şeylerden anlamam. - Arkadaşların nerede?
Where are your friends?
Arkadaşlarımın ve benim başımız büyük belada ve delice geldiğini biliyorum ama milyonların hayatı söz konusu ve onlar farkında bile değil.
My friends and I are in a lot of trouble, and I know it sounds crazy, but millions could die, and they don't even know it.
Eve döndüğünde arkadaşlarına anlatacağın fena bir hikayen olacak.
You are gonna have one hell of a story to tell your friends when you get back home.
Arkadaşlarımızın geliştirdiği tedaviyi yaydık.
We've spread the vaccine our friends worked up.
Firestorm, arkadaşlarınla oynaman bittiyse yardımın çok işimize yarar.
Firestorm, if you're done playing with your friends out there, we could really use your help.
Bu arkadaşların için kendini feda etme olayı göründüğü kadar eğlenceli değil.
This whole sacrificing yourself for your friends thing isn't as fun as it sounds.
Nehrin dibinde arkadaşlarınız olacak.
You'll be in good company at the bottom of this here river.
Süslü elbisen ve arkadaşların olmadan o kadar sert durmuyorsun.
Not so tough without your friends and your fancy robe.
Arkadaşlarıma saldırdım, en yakın arkadaşlarıma... ve çok korkunç şeyler söyledim.
I attacked my friends... my best friends... and said horrible, horrible things to them.
ve inan bana başka bir insanla aynı bedeni... paylaşan biri olarak farkı çok iyi biliyorum. arkadaşların da öyle.
And believe me, as a person who sometimes shares a body with another human being, I know the difference, and so do your friends.
Arkadaşlarına bunu aşmalarını söyle.
Tell your friends to beat it.
- Üçüncü. - Sonunda beni arkadaşlarınla tanıştıracağın için bu kadar gergin misin gerçekten?
- Are you really that nervous to finally introduce me to your friends?
Sen ve senin Sosyalist arkadaşların acıyı şu anda bitirebilirler.
You and your socialist friends can end the pain right now.
Yardım için iş arkadaşlarıma ulaşmak zorundasınız.
You must contact my colleagues for help.
Eğer o deliği bazı sızıntılar bazı nükleer çubuklara ulaşmadan önce açmazsak arkadaşlarımızın orada havaya uçacaklarını düşünüyorum.
I'm thinking our friends are gonna get blown up in there if we don't bust that hole open before some ooze hits some nuclear rods.
Arkadaşların mı?
Your friends?
- Bütün sınıf arkadaşlarına söyleyebilirsin.
You can tell all your classmates.
Arkadaşlarımın önünde benimle ters düşmemeni de söylüyorum. Gel gör ki aklından çıkıyor.
I also say don't contradict me in front of my friends, but that you don't remember.
arkadaşım 498
arkady 17
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşlarım 129
arkadaşın 91
arkadaşlık 38
arkadaşımız 19
arkadaşımdı 18
arkady 17
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşlarım 129
arkadaşın 91
arkadaşlık 38
arkadaşımız 19
arkadaşımdı 18
arkadaşları 29
arkadaş ister misin 22
arkadaşız 60
arkada 129
arkadaşların 36
arkadaş mıyız 22
arkadan 28
arkadaşlarım var 23
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19
arkadaş ister misin 22
arkadaşız 60
arkada 129
arkadaşların 36
arkadaş mıyız 22
arkadan 28
arkadaşlarım var 23
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19