Açıklama перевод на английский
7,475 параллельный перевод
Burada yalnızca sizin görebildiğiniz bir açıklama mı var?
Do you know something that we don't? Is there some kind of explanation here that only you can see?
Ve ben de bu arada kimliğini açıklama konusunda neler yapabileceğime bakayım.
And I'll see if I can get the reveal moved out there.
Bu arada... Gabriel August'un kimliğini açıklama tarihini değiştirdik. Portland'da ki Jasper kitapçısında olacak.
I changed the Gabriel August reveal to Jasper's bookloft out there in Portland, so you won't have to fly back to New York for it.
Gabriel August'un kimliğini açıklama partisinin Jasper'da olacağını duydum.
I just found out that Jasper's is hosting
Bunu duyduğuma sevindim ama hâlâ kimlik açıklama tarihinin detaylarını konuşmamız gerekiyor.
Thrilled to hear it, but we still need to meet to go over the details of the rescheduled reveal.
Kimliği açıklama tarihinin cuma günü saat 6'ya ayarladım ve gerekirse bu sefer seni kendime kelepçeleyeceğim.
So I've rescheduled the reveal for Friday at six, and I will handcuff you to me if I have to.
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama bazı kişisel nedenlerden ötürü sizden Gabriel August kimliğimi açıklama olayını tekrar düşünmenizi istiyorum.
I'm not so sure how to put this, but for some personal reasons, um... I'm asking that you reconsider having me reveal myself as Gabriel August.
Senin için orada kavga ettim. Ama artık onları durdurmak için çok geç. Açıklama bu akşam olacak.
I fought for you in there, but the machine is just too far along for them to stop it now.
- Açıklama yapmadan önce ona söylemem gerek.
- Find her. I have to tell her before I make the announcement.
Sanırım teşekkür etmen için Gabriel August'un kimliğini açıklama gecesine bir makale yazmanı senden isteyemem.
Don't suppose I could talk you into showing your gratitude by giving me an article on the Gabriel August reveal tonight?
Açıklama yapacak zamanım yok Les. Tasalanma.
No time to explain, Les.
Tüylerimizi diken diken olmaktan korumak hakkımızdır diye açıklama yaptı.
She calls it goose-bump prevention.
Niyet etmek, arınmak, açıklama ayini gibi şeyler.
Fasting, purification, the rite of divulgement, to name a few.
Nesiller önce kurt adamlar tarafından açıklama ayininde kullanılırdı. Çok eski bir ayindir. Sırlar birbirine itiraf edilir.
In generations past, it was used among the wolves for divulgement rituals, ancient rites where secrets are confessed.
Polisten henüz resmi bir açıklama gelmemesine rağmen kaynaklarımız cesedin, karısı tarafından 13 Aralık'ta kayıp olduğu bildirilen, Middleton Üniversitesi'nden Profesör Sam Keating'e ait olduğunu söylüyor.
And although police have yet to come forward with a public statement, our sources tell us the body belongs to Middleton University professor Sam Keating, reported missing by his wife on December the 13th.
- Harika açıklama, Baba.
- Great talk, Dad.
Maaş ve Jamal Lyon'un kariyeri üzerindeki haklar karşılığında, Empire Şirketleri'nin asıl yatırımcısının siz olduğunu açıklama hakkınızdan vazgeçiyorsunuz.
In exchange for the salary and control over Jamal Lyon's career, you are signing away your rights to ever disclose you were the initial investor in Empire Enterprises.
Bana bir açıklama yapana kadar hiçbir yere gitmiyorum.
I'm not going anywhere until I get an explanation.
Senden açıklama bekliyorlar.
They demand an explanation from you.
Ama bu olay ve dışarıda gördüğümüz şeylerden sonra mantıklı bir açıklama bulamadım.
But between this and all the crazy stuff we saw out here, - it just doesn't add up.
Bu, bütün bunlar için elimdeki tek açıklama.
It's the only explanation I have for all this.
Ordu, halkı herşeyin yolunda olduğuna dair ikna edecek bir açıklama yaptı : Ama şampiyonlara dair herhangi bir yorum yapmaktan kaçındı.
The Military has issued a statement assuring citizens that the situation is under control, but have refused to comment on the existence of any such Champions.
Efendim, açıklama yapabilir misiniz?
Sir, can we get a statement?
Açıklama yapmanıza gerek yok.
You don't have to explain.
Bay McLeod size bir açıklama borçluyum.
Mr McLeod, I owe you an explanation.
Egan çizimiyle ilgili yakında resmi bir açıklama alırsın.
You'll have a formal hearing about the Egan sketch in a few days.
Açıklama bağlantıları.
Comm links.
Ben, insanlar senden bir açıklama bekliyor.
Ben, people are waiting for a comment.
Lütfen, bir açıklama alabilir miyiz?
Can we get a statement, please?
Bay Crawford, lütfen bir açıklama alabilir miyiz?
Mr. Crawford, can we please get a statement?
Christy, bir açıklama alabilir miyiz?
Christy, can we get a statement?
İngiliz Hükümeti'ni arayıp açıklama yapmak da ister misin?
Do you want to get on the phone to Whitehall and explain that?
Bay Carson, bugün önemli bir açıklama yapacaksınız.
Mr. Carson, you're going to make an important announcement today.
Bir açıklama yapmak için saçınızı boyamak mı?
Did you dye your hair to make a statement?
Kıytırık bir açıklama için mi?
For a stupid announcement?
- Gallagher dediğin yemekte açıklama yapmaz.
Gallaghers don't do announcements at dinner.
Sızarız, intihar ederiz falan ama açıklama yapmayız.
We do blackouts, suicide attempts, but never announcements.
- Yapacağın açıklama ne olacak?
- What about the announcement?
O bahsettiğin açıklama neyin nesiydi?
Hey, what was that big announcement?
Caroline ayrıntılara baktı ve belli ki şirketin geleceği hakkında yazılı bir açıklama istiyorlar.
Apparently Caroline looked at the fine print and they're expecting some sort of written statement on the future of this company. 2,500 words.
İstemiyorsan açıklama.
Not if you don't want to.
- O hiçbir şey yapmadı. - İsteyerek açıklama yaptı.
- He made voluntary statements.
- Açıklama?
- Statement?
Beni öldürmeye niyetliyseniz bari açıklama nezaketinde bulunun.
If you mean to kill me, at least give me the courtesy of an explanation.
Ve korkarım ki Clearly, bu açıklama seni de kapsıyor.
And that, I'm afraid, includes you, Cleary.
Neden biz bilimsel bir açıklama olmadan anlaşma yapalım? ve bunların çözüldüğünü görmeden?
Why would I make a deal before we get the science back and see what unsolveds we can match it to?
Bir açıklama bulamam, bayım.
I cannot account for it, sir.
Eğer bu cinsel eğilimini açıklama şakasıysa bunun kesinlikle daha az korkutucu olması lazım.
Okay, if this is a coming out of the closet joke, it needs to be significantly less creepy.
Em, dinle açıklama yapmaya o kadar takılmıştım ki hiç özür dileyemedim.
Em, listen, I've been so busy explaining, that I never apologized.
Bu olayla ilgili hiç bir yetkiliden bir açıklama gelmedi.
... once we get the details we will let you know.
- Bir açıklama.
A statement