Açıklamak zorunda değilsin перевод на английский
205 параллельный перевод
Hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain anything.
Bana açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain to me.
- Açıklamak zorunda değilsin Bill. Sağ olun.
- You don't have to explain, Bill.
Bana açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to account to me for anything.
Biliyorsun... - Açıklamak zorunda değilsin
You don't have to explain.
Bunu bana açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain it to me.
- Açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain.
- Açıklamak zorunda değilsin.
- You don't owe me explanations.
- Hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin.
You have to explain nothing.
İstemiyorsan açıklamak zorunda değilsin.
All right, Holmes, you don't have to explain anything to me if you don't want to.
Kimseye açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain to anyone.
- Ona hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin.
- You don't have to explain anything to her.
Hiç kimseye bir şey açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain anything to anybody. Come into my office.
Açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain.
Bak, açıklamak zorunda değilsin.
Look, you don't have to.
Açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain to me.
Hiçbir şeyle savaşmak zorunda değilsin, hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin ya da hiçbir şeyden kaçınmak zorunda değilsin.
You don't have to fight for anything. You don't have to explain anything. You don't have to dodge anything.
- Açıklamak zorunda değilsin.
- You don't have to explain.
Açıklamak zorunda değilsin.
Holling, really, you don't have to explain.
Kimseye bişey açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain to anyone
Açıklamak zorunda değilsin!
You don't have to explain!
Julia, ona hiç birşey açıklamak zorunda değilsin.
Julia, you don't have to explain anything to him.
Tatlım, açıklamak zorunda değilsin.
Honey, you don't have to explain.
Bana kendini açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain yourself to me.
Bilirsin, bana ne çektiğini açıklamak zorunda değilsin.
You know, you don't have to explain to me what you're going through.
Bana açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain it to me.
- Açıklamak zorunda değilsin.
- It wasn't personal.
Açıklamak zorunda değilsin, Richard.
You don't have to explain, Richard.
Gerçekten açıklamak zorunda değilsin.
Really, you don't need to explain.
Anne açıklamak zorunda değilsin.
Mom, you don't have to explain yourself.
- Açıklamak zorunda değilsin.
You know you don't have to explain.
Bana bir şey açıklamak zorunda değilsin.
O NEED TO EXPLAINANYTHING TO ME.
Açıklamak zorunda değilsin.
Yeah. Well, you don't have to explain anything to me.
Açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to say.
Açıklamak zorunda değilsin.
Oh, you don't have to explain.
Açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to explain yourself to me.
- Açıklamak zorunda değilsin
- Listen, about Nicole - - You don't have to explain.
açıklamak zorunda değilsin.
- I think she's perfectly wonderful girl. - Frasier. You don't have to explain.
- Açıklamak zorunda değilsin.
- You do not have to explain.
Bunu açıklamak zorunda değilsin.
You don't need to explain.
Peki açıklamak zorunda değilsin.
O. K, you don't have to explain.
Tyler, hiç bir şey açıklamak zorunda değilsin.
Tyler, you don't have to explain anything.
Açıklamak zorunda değilsin. Neredeyse bir yıldır beraberdik.
YOU DON'T HAVE TO.
Tatlım, bana sebebini açıklamak zorunda değilsin.
Sweetheart, you don't have to explain yourself to me.
Açıklamak zorunda değilsin.
You don't have to.
Sonra da bir şeyler yedim bir arkadaşlaydım peki açıklamak zorunda değilsin.
Afterwards, we went to eat something. I went with a guy I know. OK, you don't have to explain.
Lütfen, açıklamak zorunda değilsin.
Please, you don't have to explain.
- Hayır lütfen, açıklamak zorunda değilsin.
- I... - You don't have to explain.
- Ben, açıklamak zorunda degilsin.
- Ben, you don't need to explain, okay?
Tamam, açıklamak zorunda değilsin.
- lt's okay. You don't have to.
Bunu açıklamak ya da gerekçeler ortaya koymak zorunda değilsin.
You don't have to justify it or explain it.