Bakın hanımefendi перевод на английский
172 параллельный перевод
Kafanızı çevirin ve şu burna bir bakın hanımefendi!
Voyons, Mademoiselle, regardez ce nez!
Bakın hanımefendi, beni korkutmaya çalışıyorsanız, fazla uğraşmanıza gerek yok.
Look, lady, if you're trying to scare me outta here, you're not getting very far.
Bir bakın hanımefendi.
Here you are, miss.
- Beyler, çorabına bakın hanımefendi ağaçlara tırmanmış.
- Gentlemen, notice her stocking. The lady's been climbing trees.
Bakın hanımefendi, bu şehirde her gün çok sayıda cinayet işlenir.
Look, lady, a lot of murders are committed in this town every day.
Keyfinize bakın hanımefendi.
- Make yourself comfortable, madam.
Bakın hanımefendi.
Look, ma'am.
Bakın hanımefendi, bazı şeyleri açıklığa kavuşturalım.
- Why stupid? Look, signorina, let's make something clear.
- Bakın hanımefendi...
- You see, they make fun of me.
Siz rahatınıza bakın hanımefendi, bir şey ikram edebilir miyim?
Make yourself at home. May I offer you something?
Bakın hanımefendi, yardım edemeyiz.
Look, lady, we can't help.
Bakın hanımefendi...
Look madam...
Bakın hanımefendi her ayçiçeği, her ağaç, her tahıl tarlası, İtalyan, Rus, Alman askerlerinin cesetlerini örtüyor, Rus köylülerinin, Rus kadınlarının yaşlılarının, çocuklarının cesetlerini de.
See madam... each sunflower, each tree, each grain field hides the bodies... of Italian soldiers, Russians, Germans and also the bodies of many... Russian peasants, old, women, children.
Bakın hanımefendi, trende veya gemide yapabileceğim bir şey yok ancak odama böyle daldığınızda...!
On a train or a boat, there's nothing I can do about it... but when you come barging into my room...
Bakın hanımefendi, kocanız yaşıyor olabilir
Listen Madam, it's entirely possible your husband is alive.
Bakın hanımefendi, size söyledim. Ben sadece tekne kaptanıyım.
Look, lady, I told you, I'm just the boat driver.
Bakın hanımefendi, tavsiye istiyorsanız lütfen başkasına sorar mısınız?
Lady, if you want advice, would you ask somebody else, please?
Bakın hanımefendi, Başkan bir sorun olması halinde onu aramanızı söylemişti.
Look, Miss, the mayor said if we had any trouble, you could call him.
Bakın hanımefendi.
Lady... I don't want any trouble.
Bakın hanımefendi.
Hey, lady.
Bakın hanımefendi... Annemde pasif agresif kişiliğine rağmen aşırı baskıcı biridir. Çözmem gereken bir çok baskı sorunum var.
Look, lady - And my mom... even though she's kind of passive-aggressive... she was totally overbearing, so I have a lot of invasion issues to work out.
Bakın hanımefendi, burada ne yaptığınızı bilmiyorum. Ama isterseniz bekleyebilirim.
Lady, I don't know what you're doin'here... but it you want, I could wait.
Bakın hanımefendi, bu bir din değil.
Madam, theosophy is not a religion.
- Bakın, hanımefendi...
- Look, ma'am...
Bir hanımefendi sizden içki istiyor, şu muhabbetinize bir bakın.
That's a fine, lively conversation when a lady wants a drink.
Bakın, hanımefendi, eğer iyi oynarsa gidip babasıyla bizzat ben konuşurum.
Look, lady, if he does well I'll go and talk to his father myself
- Bakın, hanımefendi.
- Look, sister.
Şimdi, bakın, hanımefendi, senin başını derde sokmayacağım.
Now, look, lady, I'm not gonna give you any trouble.
Bakın, hanımefendi.
Look lady!
Bana bir bakın, hanımefendi.
Now, you look at me, ma'am.
Bakın, akıl sağlığım için, hanımefendi.. .. öyle şeyler konuşmayalım artık, ha?
Look, for the sake of my morale, ma'am... let's, uh... let's not have any more talk like that, huh?
Bakın, hanımefendi, Oscar kolunu uzatıyor.
Look, Signorina, Oscar is offering his arm.
Bakın, hanımefendi...
Look, ma'am...
Bakın, hanımefendi.
Look, lady.
Bakın, hanımefendi.
YOU MUST HAVE SEEN HIM THAT TIME.
Hanımefendi, gelin tabloya bakın.
Come and have a look at the painting.
Bakın hanımefendi, durumunuz size ilginç gelmiyor mu?
- No... Could you be expecting?
Şuna bakın, hanımefendi.
Look at him, ma'am.
- Hanımefendi, bakın, Florimond!
Madam Countess, look he walks! Florimount is walking already!
- Bakın, hanımefendi... - Lütfen oturun, beyefendi.
Listen...
Bak hanımefendi bunun ne yapacağını biliyorsun götüreceğim kadar yiyecek ver.
Now, lady, I guess you know what this will do. So you're gonna get me some food to take with me.
Hanımefendi ona iyi bakın.
Madam, please look after her well.
Hanımefendi bakın ne buldum.
Look what I found, miss.
Kendinize iyi bakın, hanımefendi.
So, take care, ma'am.
Bakın, hanımefendi.
Look, ma'am.
Bakın, hanımefendi, zaten tavuklarınızı gördüm.
Hey, look, lady, I've already seen your chickens.
Bakın, hanımefendi, bu şeyin gerçekten ne kadar... tehlikeli olabileceğinin farkına vardığınızı sanmıyorum.
Never. Look, lady, I don't think you realize how dangerous this stuff could really be.
O zaman lütfen makbuzunuza bakın, hanımefendi.
See your receipt then please, madam.
Bakın, hanımefendi, tek gördüğüm mekanik bir şeyin... bozulduğuydu ve ben onu onaracağım cam, tamam mı?
Look, lady, all I could see was that something mechanical... is screwed up and I'm going to fix it, okay?
- Hanımefendi siz kendi işinize bakın.
Listen lady, mind your own business.
- Bana bakın, yerli hanımefendi!
- Look, local woman!
hanımefendi 2682
hanımefendiler 20
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
hanımefendiler 20
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41