Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Belki öyle

Belki öyle перевод на английский

2,495 параллельный перевод
Belki öyle...
One might think...
Belki öyle de olabilir.
No, maybe it does, though.
Belki öyle. Ben sadece onun hakkında bilmediğimiz çok fazla şey varmış gibi hissediyorum Baze.
I just feel like there is a lot about her that we don't know, Baze.
Belki öyle belki de değil.
Maybe she was and maybe she wasn't.
Belki öyle, fakat dikkatsizler.
Maybe so, but they're sloppy.
Belki öyle.
Maybe so.
Belki öyle, belki de değil.
Perhaps, perhaps not.
Belki öyle, belki ikisi birden, bilmiyorum.
Maybe it was one thing, maybe it was both.
Esasında biraz itsen, belki öyle çalışır.
It may work if you push it a little.
Belki öyle.
Maybe.
- Nina. Belki öyle demek istemedi.
You know, maybe she doesn't even mean it.
Belki öyle, belki değil.
- Maybe it is, maybe it isn't.
Belki öyle, ama iyi bir baba olmaya çalıştığımı görürsün umarım.
Well, maybe so, but I hope you see I'm trying to be a good father.
Belki de onunla uğraşmaman için öyle söylemiştir.
Maybe she indicated that to you to mess with you.
- Belki de sadece bana öyle geliyordur.
- Maybe it's just me?
Belki de haklısın. Öyle yapayım.
Yeah, maybe you're right.
Belki öyle çünkü zaten b.ktan bir anne olduğumu hissettiğim içindir.
You know, maybe it's because
Belki biraz susuz kalmış olabilir, ama o öyle seviyor.
Maybe a little dehydrated, but that's the way he likes'em.
Öyle görünüyor belki ama - Evet, öyle görünüyor.
It may seem that way, but... yeah, it really does.
Dışarı çıkıp ölü hayvanları toplamak falan kulağa öyle gelmiyordur belki ama...
Probably wouldn't think so, driving around, picking up dead animals.
Belki çok azıcık ama dostunun da yaşaması lazım öyle değil mi?
Maybe a teensy bit, but a fella's gotta make a living, right?
Belki bizim de öyle yapmamız gerek.
Maybe we should prioritize ours.
Belki de öyle.
Perhaps not.
- Belki hormonaldır. - Öyle mi?
- It's probably hormonal.
Belki bana öyle geliyordur ama bence burası mükemmel.
Maybe it's just me, but... I think this place is perfect.
Öyle belki ama bir dostuma bir söz verdim ve sen o sözü tutmamı sağladın.
Maybe so, but I made a promise to a friend and... you let me keep it.
Belki de öyle.
Maybe she is.
Önceden gerçekten harika bir çocukluk geçirdiğimi düşünürdüm, ama şimdi bakıyorum da belki de öyle değil.
I mean, you know, I used to think that I had a fine childhood and now I'm... now I'm thinking maybe I didn't.
Öyle mi? Bir tanesini kullanmalıydın o zaman. Kurtulabilirdin belki.
Yeah, well, you should have used one, you might have got away.
Öyle mi? Belki kraliyet hanedanından falandır.
Maybe she's royalty.
Sen öyle yaşayabilirsin belki ama benim için geçerli değil.
Maybe you can live like that, but I can't, all right?
Şey, belki biraz öyle olabilir.
Well, it's a little bit about me.
Belki de öyle biri hiç olmayacaktır. Yani hayatının o kısmından ümidini kesmen gerekiyor çünkü muhtemelen asla gerçekleşmeyecek bir şey bu.
And maybe there's never gonna be a guy, so you need to just give up on that version of your life, because it's probably not gonna happen.
Charlotte, elin kırılmış, bileğin de öyle... belki burnun da... mutemelen elmacık kemiğin de kırık.
Charlotte, your hand is broken, So is your wrist... Maybe your nose...
Belki ben de öyle yapmalıyım. Beynime beyzbol istatistiklerini indireyim.
Maybe I should do that, too... download my brain with baseball stats.
- Öyle mi? Belki beni burdan götürmek istersin.
Maybe you could have your friend pick up the kid and you and I can get out of here?
Yaptigim sey burada olmami gerektirdi belki ama siz ikinizin de, hepinizin de öyle.
- What I've done might have gotten me here, but you two and all of you...
Belki de öyle yapsam daha iyi.
Maybe I should.
Belki başka biri için öyle, Rachle için değil.
For anyone else, but not for Rachel.
Belki adamı ben öyle algılamışımdır.
Maybe that's just how he sounded in my head.
Öyle görünmüyor olabilir ama belki de gizli uzaylılardandır?
She may look like that, but she might actually be an alien.
Acıkana kadar turluyoruz öyle. Sonra belki bir şeyler yeriz.
You know, we'll just ride around till we get a bit hungry then maybe get a bite to eat.
Belki de öyle ama en azından yatağa atmak için zaman ayırıp çaba gösteriyor.
Well, maybe, but at least he's trying to put in some time and effort!
Çünkü belki bana öyle gelmiş olabilir ama uçurtma muhabbetinde oldukça iyiydi.
'Cause maybe it's just me, but I thought he nailed that kite conversation.
Belki monitörden dolayı öyle geliyor ama uçan bir Sincap'a benziyorsun Hodgins.
You know, perhaps it's the monitor, but you look like a flying squirrel, Hodgins.
Belki de öyle değildir.
Or maybe not at all.
Belki senin dünyanda öyle ama benimkinde değil!
Maybe in your world, but not in mine!
Belki de ben öyle hayâl ettim ; ama bir yerlerden geldiği belliydi.
Maybe it was my imagination but it came from somewhere.
Belki de sen sarhoştun, çünkü ben öyle bir şey yapmadım.
Maybe you were high or drunk, because it wasn't me.
Belki sadece roldü ya da öyle denk geldi bana ama kahvemin tadı Blair'in parfümü gibiydi.
Maybe the striver thing is all an act, And maybe it's just a coincidence That my coffee tasted like her perfume.
Belki sana öyle söylemiştir, ama onlar aylardır gizlice görüşüyorlar.
Maybe that's what she told you, but they've been secretly seeing each other for months.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]