Ben gideceğim перевод на английский
3,178 параллельный перевод
Ben gideceğim.
I'm going.
İlk ben gideceğim.
I'll go first.
Hayır, ben gideceğim.
No, I will go.
Tyoma'yı almaya ben gideceğim.
I will fly myself to get Tyoma.
Sen gitmezsen, ben gideceğim.
If you don't, I will.
Aidan, ben gideceğim.
Aidan, I'll go.
Sanırım ben gideceğim.
I think I'm gonna head out.
Melissa daha iyi, o yüzden ben gideceğim.
Melissa's feeling better, so I'm gonna go.
Ben gideceğim.
I'm gonna go.
Sanırım ben gideceğim.
I th--I think I'm gonna go.
Ben gideceğim.
And I go.
- Ben gideceğim Müdür NA.
- I'll take that position, Director NA.
Ben Oliver ile eve gideceğim.
Hey, um, so, I'm gonna go home with Oliver.
Ben bu öğleden sonra gideceğim.
I'll go this afternoon.
Ben yürüyerek gideceğim.
I'll go on foot.
Yani annemin erkek arkadaşı beni öldürmeye çalıştı ama ben çekip gideceğim, öyle mi?
You should take it. So my mom's boyfriend tries to get me killed, I'm supposed to just walk away, am I?
Sen oradan git, ben de bu taraftan gideceğim.
You go that way, I'll go this way.
Ben oraya gideceğim bakalım kulübede neler bulabilirim.
Meanwhile, I'm gonna get out there, see what I can find at the cabin.
Seninle gelemem çünkü ben Afrika'ya gideceğim.
The reason I can't go with you is because I'm... gonna be in Africa.
O iş şöyle oluyor Annie, Los Angeles'ta büyük bir iş fırsatı yakaladı ve ben de onunla gideceğim.
Well... Here's the thing. Annie got a really great job opportunity in L.A.
Fotoğrafını nereden buldunuz? Ben Ray'in evine gideceğim.
How do you have his picture?
Ben gideceğim.
I'll go.
- Ben buradan gideceğim.
- I'm gonna go over here.
- Yarın da oraya gideceğim artık. - Ben hallederim.
Which means tomorrow I'll make it there.
Şimdi eve gideceğim ben. Senin de gitmen lazım.
Now I'm gonna go home, where you should go, too.
Sen bu tarafa git, ben de bu tarafa gideceğim.
You go that way.
- Ben lavaboya gideceğim.
- I'm gonna use the ladies room.
Tamam, ben kitabımı almaya gideceğim.
Ok, I'm gonna go get my book.
Ben de sizinle gideceğim.
I-I'll go with you.
Ben büyükbabamın evine gideceğim.
I'm gonna drive out to my granddad's.
- Ben Faye ile gideceğim.
- I'll go with Faye.
Ben şimdi lavoboya gideceğim.
OK, I'm going to the ladies room.
- Maç iptal ben bu akşam maçı en önden izlemeye gideceğim.
Nice.
Tur için çok teşekkür ederim, ama galiba ben artık gideceğim.
You know what, uh, thanks for the tour, but I think I'm gonna get going.
! Senin ben ananı- - Tamam, onunla gideceğim.
* * * okay!
Ben daha iyi anlaşabilmek için Agron ve halkıyla ava gideceğim.
I hunt with Agron and his people, to better gauge them.
Ben bir evi kutsamaya gidiyorum sonra kutsanmış ekmek ve şarap almaya gideceğim.
I'm going to bless a house and then I'll go buy hosts and wine.
Ben de yuvaya gideceğim.
- I want to go to preschool, too! No.
Ben de yuvaya gideceğim.
I wanna go to the preschool!
Tekin ağabey hadi ağabey alayım şu parayı daha maça gideceğim ben.
Tekin man, please just give me the money. Look, I've still got a game to get to.
Ben cennete gideceğim ve mükâfatımı alacağım.
Oh, of course. I get to go to heaven and receive my reward!
Ben tuvalete gideceğim.
I'm gonna go to the bathroom.
- Gideceğim ben.
- I'm leaving.
Ben 18 olacağım, Helene'yle barlara gidecegim ve Ludo'yla yurtta kalacağım.
Or look like 12 forever. I'm 18, dress with Helene through the clubs, live with Ludo in a Wigi.
"Ben doğduğum büyüdüğüm yerlere gideceğim."
"I miss the mountains, sea and sun of my homeland. I want to go back."
Ben yemeğe gideceğim.
I'm going to lunch.
Hayır, biliyorum, biliyorum, ben de birazdan eve gideceğim.
No, I know, I know, I'm gonna go home in a minute.
Şimdi- - senden bir kargaşa yaratmanı istiyorum, mesela birkaç mil ötede havaya bir araba uçur ve millet bir yöne doğru giderken ben de aksi istikamete gideceğim.
Now, what I'd like to do is create a diversion. Say, blow up a car a few miles away. And while the world is going in one direction, well, I just walk in the other direction.
Ben bu kapıdan çıkıp gideceğim.
I get to walk out of that door.
Ben onunla gideceğim.
I'm gonna go with him.
Ama ben güzel sanatlar akademisine gideceğim.
But I'm gonna go to art school.
gideceğim 274
ben geldim 457
ben gidiyorum 1233
ben gelirim 46
ben geliyorum 81
ben gittim 40
ben gelemem 35
ben gidemem 24
ben gitmek istiyorum 24
ben gördüm 101
ben geldim 457
ben gidiyorum 1233
ben gelirim 46
ben geliyorum 81
ben gittim 40
ben gelemem 35
ben gidemem 24
ben gitmek istiyorum 24
ben gördüm 101
ben gayet iyiyim 35
ben gidip 27
ben gelmiyorum 98
ben giderim 253
ben gideyim 114
ben gitmek istemiyorum 31
ben görmedim 51
ben getirdim 23
ben gitmiyorum 138
ben gitsem iyi olacak 25
ben gidip 27
ben gelmiyorum 98
ben giderim 253
ben gideyim 114
ben gitmek istemiyorum 31
ben görmedim 51
ben getirdim 23
ben gitmiyorum 138
ben gitsem iyi olacak 25