Ben inanıyorum перевод на английский
2,364 параллельный перевод
Ben inanıyorum.
I do.
Ama ben inanıyorum. Aşık olduğun kişi, kim olursa olsun senin için güzeldir.
but I believe it does... the one you love, whoever they may be, is beautiful to you...
Senin masum olduğuna ben inanıyorum.
For you're so innocent... I trust you.
Hatta ben, Kraliçe'nin gizli bir protestan olduğuna inanıyorum ve bir gün bunu kanıtlamayı planlıyorum.
Indeed, I suspect Her Majesty of being a secret Protestant and I intend one day to prove it.
Diğer yandan ben, kitabı bulmuş olabileceğimize inanıyorum.
I, on the other hand, think I might have found the book.
Değişimin ben olduğuna inanıyorum. O kişinin ben olduğuma inanıyorum.
I believe I am that change, and I believe that I am that new beginning.
O değişimin ben olduğuma ve o başlangıcın da ben olduğuma inanıyorum.
I believe I am that change and I believe that I am that new beginning.
Hayır, ben Steve Austin'in aya kumarhane kurma planına inanıyorum.
I believe in Steve Austin and his plan to put a casino on the moon.
O zaman ben de Halliburton'a inanıyorum.
Then I believe in Halliburton.
Ama ben hala ilerlememiz gerektiğine inanıyorum.
But I still believe you should come forward.
Ben-ben sana inanıyorum, sanırım.
I-I believe you, I think.
- Ben buna inanıyorum.
- I still believe that.
Ben bu ilişkinin onarılabileceğine inanıyorum.
I believe that relationship can be repaired.
Ben de sana inanıyorum.
And I believe you.
Ben lp Man's çevirmek yakında olacak inanıyorum iyi iş, Man devam edin!
I believe it'll be lp Man's turn soon Keep up the good work, Man!
İnanıyorum da, ben...
I do, I...
Ben ona inanıyorum üstelik sadece polis memuru diye değil.
I believe him. And not just because he's an officer of the law.
İkisinin de frengi olduğunu gösteren kan tahliline inanıyorum ben de.
I believe the blood test that showed they both have syphilis.
Alan, agresif tanıya inanıyorum ben.
Alan, I believe in aggressive diagnostics.
Onu 15 yıldır tanıyorum, ben bile zar zor inanıyorum.
I've known him for 15 years, and I barely believe it.
Ben de ona inanıyorum.
I'm inclined to believe her.
Ben, Gus, ona inanıyorum.
I, for one, believe her.
Ben gerçekten, gerçekten, evet, Tanrı'ya inanıyorum.
I do indeed believe in God, yes, indeed.
Özgürlük Partisi'nin aksine ben, etnik çeşitliliği olan bir toplumda yaşadığımıza inanıyorum bu yüzden buna bir çözüm aramak abes.
Believe, unlike the Freedom Party, we do live in a multiethnic society so it's a waste of time to discuss how to avoid it.
Ben Lucy olduğuna inanıyorum.
I believe it was Lucy.
Ben ona inanıyorum dişli kaçak avcılık.
I believe it was poaching gear.
Bazıları başka bir boyuta geçtiğini söylüyor ama ben hâlâ bu evrende olduğuna inanıyorum.
Some say it has vanished to another dimension, but I believe it's still in this universe.
Ben Allah'ın adaletine inanıyorum. Artık gidebiliriz.
I believe in divine justice.
Ben hepimizin kozmik olarak bağlı olduğuna inanıyorum.
I believe we are all cosmically linked.
"Ben Allah'a inanıyorum ve Allah da bana inanıyor."
"I believe in Allah and Allah believes in me."
Molly'nin nerede olduğu hakkında bir fikri olmadığını söyledi ve ben ona inanıyorum.
He says he has no idea where Molly is, and I believe him.
Ben senin meteliksiz, cahil ve geri zekâlı olduğuna inanıyorum!
I believe that you're a broke, ignorant, idiot.
Ben hala içinde iyi bir insan olduğuna inanıyorum.
I still believe that person is inside of him.
Kişisel olarak ben şu an silahlı bir çözüme inanıyorum.
Now, personally I believe in an armed solution.
Ben sana inanıyorum.
I believe in you.
Buna inanıyorum ama ben insanım.
That's what I believe, but I'm human.
Ama Doktor Natterson şuna inanıyor ve ben de katılıyorum ki, tam da Kurucu Babalarımızın onay vereceği hareketleri sergiledin. Cesaret, ataklık, yaratıcılık ve pes etmeye en yakın anda bile kendine duyduğun sarsılmaz güven.
But Dr. Naderson believes and I agree that you've demonstrated the very qualities that we cherish in the founding fathers, courage, daring, resourcefulness and an unshakable belief in yourself even when those closest to you are doing the shaking.
Sen daha iyi bilirsin ama ben geleceğine inanıyorum.
You know best, but... I believe he will.
Benim adım, Tammy Smith ve ben de inanıyorum.
My name's Tammy Smith, and I believe.
Benim adım, Tammy Smith ve ben de inanıyorum.
My name is Tammy Smith. And I believe.
İnsanların değişebileceğine ben de inanıyorum.
I believe people can change.
Ben gerçeğe inanıyorum.
I believe in the truth.
Ben değiştiğine inanıyorum.
I believe that he has.
Ben buna inanıyorum.
I-I believe that.
Ben, küresel çapta, tüm bu megalitik sit alanlarında, geçmişteki kültürlerin ortak bir anlatımlarının, bunların tanrılarca yapıldığı olduğuna inanıyorum. Peki, ama gerçekten tanrılar var mıydı?
I do see a similarity across the globe from megalithic sites where these past cultures explain that they were built by the gods.
Ve ben gerçekten inanıyorum ki tanrılar, dünya dışı varlıklar, % 100 oranında ne yaptıklarını biliyorlardı.
And I really do think that the gods, the extraterrestrials, knew 100 % what they were doing.
Ben karmaya inanıyorum.
I believe in instant karma.
Bizler uzun süreli bir evrenler zincirinin birinde yaşıyoruz. Şahsen ben sürekli bir yaradılışa inanıyorum.
Maybe that's already happened, and we're just one in a long line of universes.
Ben çoktan ölmüş olduğuna inanıyorum.
I believe he is already dead.
Meryem ve İsa. Tanrı'ya inanıyor musun? Ayrıntılara inanıyorum ben.
Do you believe in God? I believe in the details.
Ben de, Kızıl Elçi'nin Sungkyunkwan öğrencisi olduğuna inanıyorum.
I too believe that the Hong Byuk Seo is a Sungkyunkwan scholar.
inanıyorum 283
inanıyorum ki 68
ben iyiyim 1860
ben istiyorum 105
ben istemiyorum 126
ben işe gidiyorum 20
ben istedim 39
ben içerim 23
ben isterim 63
ben ilgilenirim 144
inanıyorum ki 68
ben iyiyim 1860
ben istiyorum 105
ben istemiyorum 126
ben işe gidiyorum 20
ben istedim 39
ben içerim 23
ben isterim 63
ben ilgilenirim 144