Ben onun перевод на английский
15,197 параллельный перевод
Annesi ve ben onun için orada değildik.
His mother and I weren't there for him.
Temiz, güvenli bir tesiste, ve ben onun nerede olduğunu sana söylemeyeceğim ta ki..
She's in a clean, safe facility, and I'm not gonna tell you where she is until you...
Ben onun babasıyım. Eğer hayır dersen, asiliğe başlarlar yalan söylemeye ve sır saklamaya başlarlar. Gizlice evden kaçmalar, hatta komple evden kaçmalar.
Set them free, my loves, and you will be free, too.
Ben onun yardımını istemedim.
I didn't want her help.
İkiniz de buradayken ben onun öğrencisiydim.
I was his student when you were both here.
O benim yin'im, ben onun yang'iydim.
She was my yin, I was her yang.
Hayır, ben onun bahçıvanıyım.
No, I'm his... gardener.
Oh, ama ben onun ne yapacağını biliyorum.
Oh, but I do.
Ben de polis memuru Ben Barber, ve ben onun ortağıyım.
And I'm Officer Ben Barber, and I am his partner.
Özetlemek gerekirse, Ben onun siber karanlık sanat adamıyım.
To sum up, I'm his cyber dark arts guy.
Ben, ben onun korkup ağladığına eminim...
- I'm, I'm sure she's frightened and crying..
Ben onun dileğini yerine getireceğim ve onu yıldızlara göndereceğim.
Let me grant his wish... and send him to the stars.
"Ben onun dileğini yerine getireceğim..." "... ve onu yıldızlara göndereceğim. "
Let me grant his wish and send him to the stars.
Ben onun varisiyim.
I am his heir.
Onu "Jeremias" ın ön izlemesine davet ediyorum. Çünkü ben onun fikrini soracak kadar aptalım. ve o açılış gecesinden önce bütün viyana ile paylaşıyor.
I invite him to a preview of "Jeremias", because I'm stupid enough to ask his opinion, and he shares it with all of Vienna before the opening night.
Ve ben onun değiştiğinden şüpheliyim.
And I doubt that has changed.
Aptal çoçuk işte, ben onun gibi değilim.
I don't like them.
Ben onun avukatıyım da.
I'm her attorney.
Bilakis, bence asıl ben onun korumasına muhtacım.
On the contrary, I think I need protection from her.
Bayan Peregrine'in adresini ondan almayı umuyordum ama ne yazık ki, yol arkadaşım ben bunu yapmadan önce onun işini görmüş.
I was hoping to get.
Konuştık, güldük, birlikte dans ettik, Ve sonra en yeni iyi dostum ve ben Evine onun evine gitmeye karar verdik.
We talked, we laughed, we danced together, and then my new best buddy and I decided to head home to his place.
Hey, ben Matty. Ve onun ikiz kardeşi!
Hey, it's Matty and his twin sister!
Ben sadece onun iyi olduğundan emin olmaya çalışıyordum.
I was just trying to make sure she was alright.
Kederli ben, hüzünlü Chisolm şarktan gizemli adam Billy sarhoş bir İrlandalı, bir tane Teksikalı bir kadın ve onun centilmen misafiri.
Me a gray, Chisolm a blue, Billy, a mysterious man of the Orient, a drunk Irishman, a Texican, a female and her gentleman caller.
Ben üç yaşındayken tercihini yaptı. Onun tercihiydi.
He made his choice when I was three.
Ben, onun olduğu çocuğum.
I'm the child she was.
Ben de onun yanındayım.
I stand with him.
Yani pek çok yerimi kokladı, ben de onun pek çok yerini kokladım.
I mean, he has smelled many of my parts, and I have smelled many of his parts.
Ben de onun sadık koruyucusuyum.
And I'm her loyal protector.
Ben daha onun ne olduğunu bile bilmiyorum.
I don't even know what a hedge fund is.
Veya ben de götürebilirim... ama onun lanet yerini bilmiyorum.
I could also go, only I know blöderweise not know where she is, right?
Ben kimim ki onun ufak hayallerine balta vuruyorum?
Who the heck am I to crush his little dreams, huh? Right?
Ben bu yalanları onun zihninden söküp alıyorum.
I tear down the lies.
Ben de onun mirasını yaşatıyorum.
I'm just honoring his legacy.
Ben, arkadaşım üzgünüm... İmparator DÜN onun ruhunu aldı.
Well, I'm sorry, my friend... the Emperor took her soul last night.
Babam psikologtu, ben de onun izinden gitmek istiyorum.
'well, my dad was a psychiatrist so I guess I, you know, wanna follow in his footsteps.
Onun vekil olduğu günkü ben.
That is me on the day he became a regent.
Ve ben bugün onun her zamankinden fazla sadık taşıyıcısıyım.
And today, more than ever, I am its loyal bearer.
Ben sadece onun için buradayım.
I'm only here for him.
Onun aldıklarını ben öderim.
I'll pay for it.
Farkımız şu ki o bir yıldız oldu ben ise onun hayranı.
Tiny difference. He became a star. And I became his fan.
Ben de onun anılarına değer veriyorum.
I treasured his memories too.
Ben onun annesiyim. Benimle konuşmaması çok normal.
Teach children something that they can take away, and carry within the rest...
Sen inancı için yaşayanlardansın. Ben inancım için yaşamıyorum. Onun için ölmeye hazırım.
And I think that's how people fall into these traps of legislation like this.
Ben sadece onun yeterince uzun konuşmasını sağladım Jürinin onu yakalaması için.
I just tried to keep him talking long enough for the jury to catch on.
Ben herşeyi yapardım, her şey onun takdirini kazanmak için.
I would've done anything, anything to win his approval.
Onun personel şefi olan ben bile.
Including me, her chief of staff.
Ben de onun gibiyim.
- I'm just like him.
Evet makineyi bana ver, onun saçını ben keseceğim.
Yeah, just leave the clippers and I'll give her the haircut.
Makinenin tam ortasına bir kusur yerleştirdi ve ben de bütün galaksiye onun nasıl patlatacaklarını anlattım.
He put a fuse in the middle of your machine and I've just told the entire galaxy how to light it.
Ben, uh, onun için durdum.
I, uh, I stopped for her.
ben onun karısıyım 17
ben onun annesiyim 16
ben onun babasıyım 28
ben onunla konuşurum 28
ben onunla ilgilenirim 52
önünde 25
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onunla 141
ben onun annesiyim 16
ben onun babasıyım 28
ben onunla konuşurum 28
ben onunla ilgilenirim 52
önünde 25
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onunla 141
onun neyi var 30
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44
onunla konuşmak istemiyorum 23
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44
onunla konuşmak istemiyorum 23