Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Ö ] / Önüne bak

Önüne bak перевод на английский

938 параллельный перевод
Geçmişi unut. Önüne bak!
forget the past, move on.
Önüne bak!
Watch it!
- Hey, önüne bak!
- Say, look out where you're going.
Önüne bak.
Look in front of you.
Önüne bak!
Come on, look out!
Önüne bak!
Look out!
Önüne bak!
Watch out!
Önüne bak!
Look out, look out!
Önüne bak.
Eyes front, that man.
Hey, önüne bak, dostum!
Hey, watch it, bud!
Önüne bak, Watson.
Eyes front, Watson.
Önüne bak.
- [Tires Screeching] - Look out!
- Önüne bak.
- Look out for the step.
Artık önüne bak.
Look forward.
İyi niyetimizin bir göstergesi olarak, yarın sabah kapınızın önüne bakın.
As a token of our intentions, look in front of your apartment tomorrow morning.
Hep ardına bakıyordun, Martin. Bir de önüne bakmayı dene.
YOU'VE BEEN LOOKING BEH IN D YOU, MARTI N.
- Önüne bak.
- Watch out.
Önüne bak!
Hey, look out!
- Önüne bak!
- Look out!
Öyle değil mi? Sana sadece şunu söylüyorum : kadınları dikizlemek yerine... önüne bak.
No, just keep your eyes on the road and stop ogling the chicks.
Önüne bak. Onu doğru tut.
Look where you're heading!
Yataktan medet umdun,.. boş gözlerle önüne bakıp birkaç dakika öyle... kararsızca ayakta kaldıktan sonra.
You turned to the bed... after having stood undecided for a few moments... staring vacantly ahead.
Önüne bak asker.
Eyes front, soldier.
Önüne bak.
Mind the step.
Önüne bak.
Watch where you're going!
Önüne bak, aptal.
Watch it, idiot.
Önüne bak!
Look where you're goin'!
Yürü, yürü! Önüne bak!
Are you finished?
Önüne bak!
Eyes front!
Önüne bak.
Watch it.
Önüne bak!
Why don't you watch where you're going?
Önüne bak, Jeremy.
Watch it, Jeremy.
Önüne bak!
Just watch it.
- Hep önüne bak.
Just look straight ahead.
Hep önüne bak.
Straight ahead. - Left.
Önüne baksana! Şuna bak.
Why don't you watch where you're going?
Hep önüne bak, ardına bakma.
Look forward, not back.
- Sana önüne bak dedim!
- I said, eyes front!
Şimdi önüne dön ve ileri bak.
Just turn around and face forward.
Önüne bir çuval altın koy bak alıyor mu? Her zaman alır.
Dangle gold in front of him and he might take it, he always has.
Ne var ki kendisinin göz önüne her çıkışı... her seferinde şehir polisinin tetikteki bakışları altında gerçekleşiyordu.
With the inconvenient consequence that her public appearances were invariably made under the watchful eyes of the metropolitan police.
Boynuma ipi dolayan şeyin senin ifaden olduğunu göz önüne alırsak... daha sıcak bir bakış beklememelisin.
In view of the fact that your evidence had put the rope round my neck you could hardly expect a glance of warm affection.
Önüne bak!
Face front.
Başımı eğip sürücü belgesine bakınca, bütün plan gözlerimin önüne serildi.
As I looked down at the license, the whole plan came to me.
Ancak ben de itiraf edeyim kayıplarınıza bakılırsa... alayınızın çabaları mutlaka göz önüne alınmalı.
Though, I must admit that judging.... from the casualties, the efforts of your regiment must have been considerable.
- Önüne bak, önüne bak!
Watch it!
Shumann'ın gidişine bakın. Savaş kahramanı iç kulvardan sokuluyor ve rakibinin önüne geçiyor!
The war ace is getting on the inside, and he's out in front.
Bak, Bodan önüne koyduğum her şeyi yemiş.
Look here! Bodan has eaten all that I have put out for him!
Dön önüne, bakıyorlar.
Turn back, they're looking at us.
Basit bir memur çirkin sıradan bir Fransız erkek anlamsız bakışlarla aniden düşmanın önüne çıktı ve onu yuvasında avladı.
A little civil servant so unsightly a trivial typical Frenchman with nondescript looks suddenly appeared in front of the enemy and chased him into his lair.
Bakışlarınıza göz önüne alırsak, nerelerimi çekersiniz artık bilinmez.
The way you look at me, your pictures would be out of focus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]