Bir gece перевод на английский
36,951 параллельный перевод
Bir gece mutfaktan çıktım, "Her şey nasıldı?" diye sordum.
I went out there one evening and said, "How was everything?"
Bir gece yine kafası iyiyken arkadaşı Randy ona dedi ki :
One night, he got really high on mushrooms, and his best friend, Randy, said,
Bir gece geldi ve annesini dövmeye başladı, ben de adama ayar verdim.
He comes over one night, starts throwing her mom around, so I tuned him up.
Umut Dolu Bir Gece.
A... night... full... of promise.
Zor bir gece geçirdi.
She's had a big night.
Zor bir gece miydi?
Tough night?
Yani o içtiğim tek bir gece yüzünden aramızdaki tüm güzel şeyleri fırlatıp atacak mısın?
So you're gonna throw away everything that's good between us because one night I had a bit too much to drink?
175 derece... ve bir gece önce üstüme bira dökülüyor, değil mi?
300 degrees, and the beer is pouring out of me from the night before, right? and the beer is pouring out of me from the night before, right?
Ne özel bir gece.
What a special night.
Bir gece, üst kattaki yatak odasındaydım. Hizmetçi onu içeri aldı. Sadece konuşuyorduk.
And one night, I was upstairs in the bedroom, and the housekeeper let him in, and... we were just talking.
Bu yüzden bir gece evi terkettim.
So one night... I left.
Güzel bir gece olacak.
It's gonna be a nice night.
Harika bir gece geçirmenizi diliyorum.
You guys have a terrific evening together.
Eşsiz bir gece sizleri bekliyor.
A night like no other awaits.
Hatırlıyorum da, bir gece, biz Güney Amerika'da yaşarken hâlâ ormanda numune topluyordu.
There was this one night I remember, It was while we were living out in South America, he was still in the forest collecting samples.
Bu gece başka bir çekiliş daha yapacağız.
... And we'll pick another winner tonight.
Ben dün gece bir şey fark ettim.
I, um... I discovered something last night.
Yani, bu gece bir son değil, dostlarım.
So, tonight's not the end, my friends.
Dün gece Emma'nın el yazısıyla yazılmış bir günlük bulduk.
We found a journal last night, Emma's handwriting.
Karen, dün gece bir yaban domuzu öldürdün.
Karen, you killed a boar last night,
Dün gece kafanız bir milyon oldu galiba.
So y'all were wasted last night?
Bir kere daha gün batımı bizi durmaya zorluyor. Çünkü patikanın gece çekimleri işe yaramaz.
- Once again, the sunset forces us to stop because night photos of the trail are useless.
O gece sağlam bir yemek yedik, değil mi çocuklar?
Well, we ate pretty damn well that night, didn't we, guys?
Bu gece bir kadınla yattım.
I got laid tonight.
- O gece bir sürü şey oldu.
A lot of things went down that night.
Tahani mahalle sakinlerinden biri bu gece yeni bir restorant açıyor.
So, Tahani, one of your fellow residents is opening a new restaurant tonight.
Ciddi bir takım kötülükler oluyor burada bu gece.
We got some serious badassery in here tonight.
"Gece ziyareti" bir halk şarkısı türüdür.
Night visiting, it's a genre of folk song.
Dün gece bir felaketi önledik ve bir diğerini. ... bu maddeyi ait olduğu yere götürmeliyiz.
We stopped a disaster last night, and to prevent another one, we need to get this material back where it belongs.
Bu gece başka bir yer bulurum.
I'll find a place tonight.
Dün gece bir Krypton kapsülüyle Dünya'ya geldi.
He landed on Earth last night in a Kryptonian pod.
Dün gece kardeşin, Longwood'daki tıbbi bir kliniğe izinsiz girmiş.
Your brother breaking into a medical facility in Longwood last night.
Yarın gece, okulda bir konferans var matematik departmanında.
Tomorrow night, there ´ s a lecture on the campus, the math department.
Gün boyu mu gece boyu mu, öyle bir şeydi sanırım ama keyifli olacak.
I think it's an all-day, all-night kind of a thing. But it'll be fun.
Eğer bilmek istiyorsan, dün gece büyüleyici bir bey ile tanıştım ve benimle kapıma kadar yürüdü, hepsi bu kadardı.
[Voices whispering] Evelyn. Evelyn.
Sanıyoruz ki uzay-zaman çatlağından sadece bir tane taç yaprak geçti daha dün gece, ve şimdi ne kadar yayıldıklarına bak.
We think a single petal slipped in through a crack in space-time just last night, and look how it's proliferated.
Mads bu gece iş yerinde aptal bir partiye katılmam gerek.
Hey, Mads, um, I have to go to this stupid work party tonight.
Dün gece onu görmeye gittiğimde bir fincan çay ikram etti.
She offered me a cup of tea when I went to see her last night.
Bu gece aramızda amaçsız bir sansasyonla internet fenomeni olan seçkin bir gazeteci var...
Tonight we have with us a distinguished senior journalist for another installment of our pointless Internet sensation :
Bu gece de ücretsiz bir konser düzenliyorlar.
Tonight they're throwing a free concert.
Oturarak işemek gereken başka bir zaman da gece yarısı uyanıp tuvalete gittiğin ama gözünü acıtacağı ve seni uyandıracağı için ışıkları açmak istemediği zamandır.
And the other time you can have a sit-down wee is if you wake up in the middle of the night and you wanna go to the toilet, but you don't wanna turn the light on because it'll hurt your eyes and you'll wake up too much.
Gece için belli bir kokteyl menümüz var.
We have a fixed cocktail menu for the evening.
Yani istediğiniz kadar mızmızlanın beyler ama bu gece spor tarihine bir kadın öncülük edecek.
So, bitch and moan all you want, gentlemen, but tonight, a girl's gonna be the lead sports story in the world.
Dün gece onun bir kaç oyun kaydını izledim ve beni şaşırttı.
I watched some tape on her last night, I was surprised.
O iyi bir koç. Ama bu gece dünya değişti Oscar ve ben de bizi yeni dünyaya taşıyacak kişinin o olduğuna emin değilim.
He's a good manager, but the world changed tonight, Oscar, and I'm not convinced that he's the man to take us into the new one.
- Bu gece bir açıklama yapacak mısınız?
Will you be making a statement tonight?
Sarah'ın Ambine savunmasını sana söyleyince evine en yakın eczaneye gittim bu gece için bir görüntü almayı düşünerek belki de eczaneciyle görüşürüm diye.
When you told me about Sarah's Ambien defense, I went to the pharmacy closest to her home, figured I'd get some B-roll for tonight and maybe talk to the pharmacist.
Şimdi, Theodore Kipling çalıştı Ford Tiyatrosu'nda bir yönetmen olarak Başkan'ın vurulduğu gece.
Now, Theodore Kipling had worked as an usher at the Ford's Theater the night the President was shot.
Hayır, buraya geldiğim ilk gece Bay Gallo bir gardiyana rüşvet vererek hücreme girdi ve oda arkadaşım gibi davrandı.
- No. No, on my first night here, Mr. Gallo bribed a guard so that he could get into my cell, and then he pretended to be my roommate.
O gece hayatlarımız yerle bir oldu.
Our lives were ruined that night.
Oradakilerin, bu gece yaşananlarla bir alakası olabilir mi?
Now I need to know the truth. Could what was there have had anything to do with what happened tonight?
bir gecede 17
gece 187
geceler 19
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
geçebilirsiniz 29
gece vakti 17
gece 187
geceler 19
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
geçebilirsiniz 29
gece vakti 17
geçen yaz 24
gece gündüz 60
geçerli 17
geçen gün 73
geceyarısı 22
geceleri uyuyamıyorum 17
gece ve gündüz 94
geceleyin 36
gece yarısı 86
gece mi 18
gece gündüz 60
geçerli 17
geçen gün 73
geceyarısı 22
geceleri uyuyamıyorum 17
gece ve gündüz 94
geceleyin 36
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
geçen ay 47
gece kuşu 17
geçen sene 56
geçen hafta 131
geçen gece 110
geçenlerde 27
geçen akşam 18
geçen yıl 94
gece sohbeti 16
geçen ay 47
gece kuşu 17
geçen sene 56
geçen hafta 131
geçen gece 110
geçenlerde 27
geçen akşam 18
geçen yıl 94