Bir hata перевод на английский
14,794 параллельный перевод
- Bir hata yaptım.
I made a mistake.
- Bu ölümcül bir hata olur.
That would be a lethal mistake.
Anlaşılabilir bir hata.
An understandable mistake.
Bir hata yaptım, evden ayrıldım..
I made a mistake, I left the house..
Tek isteğinin bizi korumak olduğunu biliyorum. Beni korumak olduğunu. Lakin bu amaç için yarın yapacağın şey bence büyük bir hata.
I know all you want is to protect us, to protect me, but what you intend to do tomorrow toward that end,
Korkunç bir hata... yaptığımızdan endişeleniyorum.
I worry... that we have made a terrible mistake.
- Şirketini kurduğunda LeAnn baban, babama çok büyük bir hata yaptığını söylemişti.
- When you started your firm, LeAnn, your father told mine that you were making a huge mistake.
Evet ama bir hata yapmamıştın, değil mi?
Yes, but you didn't make a mistake, did you?
Ned, bir hata yapıyorsun.
Ned, you're making a mistake.
Bu apaçık bir hata.
This is clearly a mistake.
Bu bir hata olmalı.
This is a mistake.
Çok büyük bir hata yaptım ve benden nefret etmekte haklısın.
I made a huge mistake, and you are correct to hate me.
Birileri çok feci bir hata yaptı.
Someone has really screwed up.
Bir hata oldu.
There was an error.
- Hayır, bu bir hata.
No, this is a mistake.
Bu bir hata değildi.
It wasn't a mistake.
Çok büyük bir hata yapıyorsun.
You're making a big mistake.
Altından kalkamayacağımız bir hata yaptı.
She made a mistake we can't afford.
Çünkü çok garip bir hata yaptım.
Because I made a really weird, bad mistake.
Sizi buraya çağırttım çünkü görünen o ki Lagertha'yla birlikte hüküm süreceğimizi ilan ettiğimde bir hata yapmışım.
I have summoned you here because it seems that I have made a mistake, when I announced that Lagertha and I would rule together.
- Bu bir hata.
- It's a mistake.
Büyük bir hata yapıyorsunuz dedektif.
Well, you're making a big mistake, Detective.
Paçayı sıyırmalarına göz yummak bir hata ayrıca beni de tehlikeye atıyorsun çünkü olanları bana anlattın.
Letting them walk is a mistake, and I am compromised because you told me about it.
Büyük bir hata.
- Big mistake.
Bir hata falan mı yaptın?
did you screw something up?
Uşağınız bir hata etmiş, bir nalbant çağırmalıydınız.
Your footman made a mistake. It would be a farrier you sent him for.
Bak söylüyorum, bu bir hata.
I'm telling you, this is a mistake.
Beni, sidik yarıştırma uğruna büyük bir hata yapmaktan kurtardın demin.
You just saved me from making a huge mistake for dick-measuring purposes.
Ruhuma kulak verdim ve ben bir hata yaptım.
I have examined my soul. I have examined my soul. I have made a mistake.
Bir hata yaptık.
We made a mistake.
Korkunç bir hata yaptım.
I made an awful mistake.
Bir hata yaptı ve bunun farkında.
She made a mistake and she knows it.
Evet tek bir hata yaptım.
Yes, I made one mistake.
Galiba bir hata yaptım.
I think I made a mistake.
- Cidden bir hata yaptım.
- I really made a big mistake.
Bağışlanabilir bir hata bu.
It was an honest mistake.
Bir hata olmalı.
Oh, must be a mistake.
Manikürcü etlerini çekerken, nasıl bir hata yaptığını anlayacaktı Ramona.
Ramona can think about what she did wrong while the manicurist pushes back her cuticles.
Fiziksel bir çekim olur da büyük bir hata yaparım diye çok korkuyorum.
I'm afraid it might be physical attraction and a really big mistake.
Bunun bir hata olduğu belli.
I can see how that was a mistake.
Kocaman bir hata yaptım.
Well, I made a huge mistake.
Sadece tek bir hata yaptım.
I made one goddamn mistake.
Ama Grace İtalya'da olduğu için bir hata olmalı.
But of course, Grace is in Italy, so... it must be a glitch.
Hata yapmış bir kahramanın.
A hero who made a mistake.
Neticede masum bir kız, her şeyi yeni öğreniyor... hata yapmaya hakkı var.
She is an innocent and she's learning, and she has the right to make mistakes.
bak şu maymuna ustası ne derse yapmak zorunda hata yaptığında onu cezalandırma bekliyor bir sent, bir takla on sente secde ediyor
Look at this monkey He has to do whatever is told by his master Punishment awaits him whenever he makes mistakes one somersault it'll kowtow to you
O zaman hepiniz hesabınızda hata ettiniz, hem de fena bir şekilde.
Well, you all miscalculated... badly.
Teşekkürler ama ikinci bir şans gerektirecek ne hata yaptım ki?
I appreciate that, but what did I do wrong to have to need a second chance?
Büyük, korkunç, bir çok hata yaptım.
A series of awful, terrible mistakes.
Ayrıca hata yaptıklarında, sorunları böyle kabullenmek zorunda kalmamak için özel bir yaklaşım sergileme davranışı da olabilir.
And it's also possible that behavior takes a proprietary approach to problems like this to avoid having to admit when they fuck up.
Çünkü okulumuzun hata yapabildiğimiz, kendimiz olabileceğimiz ne kadar çok çalıştığınla yargılanmadığın bir yer olmasını istiyorum. Okul kermesine ne getirdiğinle değil!
Because I want our school to be a place where you can make mistakes, where you can be yourself, where you're being judged on how hard you work and not on what you bring to the fucking bake sale.
bir hata oldu 23
bir hata yaptım 105
bir hata yaptın 21
bir hata yaptı 16
bir hata olmalı 96
bir hataydı 48
bir hata yapıyorsunuz 18
hata 58
hata yok 46
hata bende 21
bir hata yaptım 105
bir hata yaptın 21
bir hata yaptı 16
bir hata olmalı 96
bir hataydı 48
bir hata yapıyorsunuz 18
hata 58
hata yok 46
hata bende 21
hata yapma 25
hata ettim 32
hata ediyorsun 17
hata yaptım 57
hatalısın 27
hata yaptın 26
hata mı 40
hatalıydım 64
hata yapıyorsun 53
hata yapıyorsunuz 42
hata ettim 32
hata ediyorsun 17
hata yaptım 57
hatalısın 27
hata yaptın 26
hata mı 40
hatalıydım 64
hata yapıyorsun 53
hata yapıyorsunuz 42
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hafta 109
bir hediye 84
bir hayalet 36
bir hafta oldu 20
bir hafta mı 41
bir hayvan 28
bir hafta içinde 26
bir hiç 29
bir hafta önce 34
bir hafta 109
bir hediye 84
bir hayalet 36
bir hafta oldu 20
bir hafta mı 41
bir hayvan 28
bir hafta içinde 26
bir hiç 29