Bir parti перевод на английский
8,336 параллельный перевод
Hey, bir parti
Hey, a party.
Ve anladıgımız kadarıyla onların serefine bir parti duzenleyeceksiniz.
And we understand that you're holding a soiree in their honor.
Ufak bir parti veriyorum...
I'm having a little party...
Ufak bir parti veriyorum ve...
I'm having a little party and...
Çok eğlenceli bir parti olacak!
What fun at a party!
Bir parti düzenlememi ister misin Of?
Want me to host party, Oh?
- Kendimize küçük bir parti vermiştik.
We were having ourselves a little party.
- Hayır, bok gibi bir parti.
No, it's a shit party!
Bir gün, bir parti vardı.
There was a party.
Hepinize iyi bir parti diliyoruz.
- We only wish here all of you a really good party.
Harika bir parti de.
It's awesome.
Walker'lar bir parti veriyormuş gibi görünüyor.
It looks like Walker's having a party.
Müthiş bir parti!
Amazing party!
Çok güzel bir parti.
This is just a wonderful night.
Ve böylece güzel bir parti daha güme gitti.
And just like that, another good party dies a death.
Tam bir parti kadınıydı.
She was a total party animal.
Diyorum ki bir gece daha kalıp büyük bir parti yapsak, seni dans ederken izlesek.
I was thinking we could... we could stay one more night and have like a... a big party and watch you dance.
Hadi millet, bu bir parti, değil mi?
So come on, it's a party, right?
Bu gece özel bir parti düzenliyoruz, değil mi?
We're gonna throw a private party tonight, right?
Özel bir parti mi? Evet.
A private party?
Bir parti düzenlediğim için teşekkür almıştım, ama aslında sadece bir konuktum.
I got thanked for organising a party, but I was just a guest.
Prens bunu kutlamak istiyor. Yarın öğleden sonra bir parti veriyor.
The prince wants to celebrate it and host a party tomorrow afternoon.
Ama bu sıradan bir parti değil.
Yeah, well, this isn't just any college party.
Onlar için bir parti yapıyoruz.
We're having a party for them.
Ashley'nin albümü için çok sıkı çalıştığının farkındayız... ve sana küçük, sürpriz bir parti yapmanın... eğlenceli olabileceğini düşündük.
We know how hard you've been working on Ashley's album... so we thought it would be fun to surprise you with a little party.
Tamam, orta büyüklükte bir parti için toplanıyor olabiliriz.
Okay, fine, so it might be a medium-sized get-together.
Umarım bu akşam benimle kalırsınız, bir parti veriyorum.
I hope you'll stay with me tonight. I'm throwing a party.
Eğer neden ihtiyaç neyi ı anlamıyorum vardır. - Bir parti yatmak için.
What I don't understand is, why you need a party to get laid.
Eğer bir parti ve ı yakalayacağım sizi yaşıyorsanız,
If you are having a party and I catch you,
I Bir parti veriyoruz öğrenmek.
I find out you're having a party...
Chuck olduğunu dedi. Bir parti attı eğer o bize ateş olur.
Chuck said that he would fire us if we threw a party.
Bir parti var mı?
We got a party?
Tahribatın sağ bir parti değil mi?
It's a party, right?
Onlar Cumartesi günü bir parti veriyoruz.
They're having a party on Saturday.
It olacak bu büyük, büyük bir parti ve olmayacak.
It's gonna be this big, huge party and
Bir parti?
A party?
Bir parti ne tür?
What kind of a party?
Bir parti yarın ilgili bu ı duymak ne?
What's this I hear about a party tomorrow?
Oh harika öldürür bir parti var.
Oh, there's a party at Great Kills.
Ve bir parti olduğunu.
And a party it is.
Ona bir parti düzenliyorum.
I'm throwing her a party.
Bu isyanımız başarılı olduğunda başlatacağım parti için mükemmel bir eğitim oluyor.
This is excellent training for the party we will throw when our rebellion succeeds.
Bir gece çok sarhoştum. Parti vardı ve karanlık bir odaya gittim. Ve bir yabancı beni o odaya koydu.
One night a drunk date party and went into a dark room, and I let a stranger me cogiera until disappeared.
Bu bir savaş, parti değil.
It's a war, not a party.
Çölde parti yapan bir DJ'lik kariyeri istiyorsan tamam ama bir gün vergi formlarına müzik yapımcısı yazmak istiyorsan orijinal bir sesin olmalı.
So that's fine if you want a career deejaying raves out in the desert. But if you want to write "music producer" on your tax forms someday, then you've gotta have an original voice. Do you understand?
Parti gibi bir şey.
It's like a party.
- Partiyle ilgili bir şey mi? - Bu parti mi?
- Something about a party?
Bu yıl bir de parti verelim diyorum, ne dersiniz?
So, yes, but I thought this year we should do a party, too, right?
Biz zaman bir personel parti için kullanılır.
we used to always have a staff party.
O benziyor. - Bir numaralı parti dostum.
That looks like a number-one party dude.
Şimdi, çocuklarım her parti için başka bir gömlek satın alıyor.
Now, I mean, also my children, they used to buy, every party, they buy a T-shirt.