Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Bir şeyim yok

Bir şeyim yok перевод на английский

4,347 параллельный перевод
- Bir şeyim yok.
I'm fine.
Başka bir şeyim YOK -
It's all I have.
Bir şeyim yok açıkçası.
I'm fine, actually.
Ama bir şeyim yok.
But I'm fine.
Çalınacak bir şeyim yok.
I have nothing to steal.
Bir şeyim yok.
I'll be okay.
Bir şeyim yok!
I'm okay!
Gerçekten söyleyecek hiç bir şeyim yok...
I really don't have any words...
İyiyim evlat, bir şeyim yok.
I'm all right. It's just an occupational hazard
Sensiz de uğruna yaşayacak bir şeyim yok.
I've nothing to live for except for you.
Bir şeyim yok.
I'm fine.
- Merak etme, bir şeyim yok.
- Don't worry, I'm fine.
- Neyin var senin? Bir şeyim yok.
- What is wrong with you?
Bir şeyim yok.
I don't need no tap.
Söyleyecek bir şeyim yok.
I don't have anything to say.
Zamandan bol bir şeyim yok.
I got nothing but time.
Bir şeyim yok.
Of course, I am.
Bir şeyim yok.
I'm okay.
Bu gayet güzel bir fikir, bir şeyim yok.
It's a fine idea, I'm good.
Ekleyecek bir şeyim yok.
No, I have nothing to add.
Sadece sana sunacak bir şeyim yok.
It's just that... I have nothing to offer.
- Evet, bir şeyim yok.
Yeah, I'm fine.
Benim olan her şey tamamıyla senindir bana verdiklerin tek sözünle yine senindir bundan başka da bir şeyim yok zaten.
All I posses is freely yours, all that you have given me is your command to have again ; beyond that, I have nothing.
Sana söyleyecek bir şeyim yok.
I've got nothing to say to you.
- Size verecek başka bir şeyim yok.
I don't have anything else to give to you.
Bir set fil dişinden yapılma saç fırçalarım ve romantik şiir kitaplığım dışında pek bir şeyim yok lakin zamanı geldiğinde bunlar senin olacak. Fahişelere ve viskiye harcadıklarımızdan kalanların yanında tabii.
There's not much in the kitty except a set of ivory-backed hairbrushes and my library of romantic poetry, but when the time comes, these will be yours, along with whatever we haven't already spent on whores and whiskey.
- Bir şeyim yok.
- It's fine.
Diyecek bir şeyim yok.
I got nothin'.
- Evet, bir şeyim yok.
Yeah yeah no I'm fine
Söylediklerimden başka söyleyecek bir şeyim yok.
I can't tell you nothing more than I already told you.
Babamla birlikte yapacak bir şeyim yok.
I've got nothing to do with my father.
Ona karşı bir şeyim yok ama sanırım ne demek istediğimi anlamışsındır.
I mean, it's nothing against her, I guess I just assumed you'd understand.
İyiyim, iyiyim bir şeyim yok.
Yes, yes, I'm fine.
Kaybedecek bir şeyim yok.
I've got nothing to lose.
- Bir şeyim yok, dostum.
Nothing, man.
Ne demek bir şeyim yok?
What do you mean, nothing?
- Bir şeyim yok dedim.
I said, nothing, man.
- Hayır, bir şeyim yok. Öyle mi?
No I'm alright.
Söyleyecek fazla bir şeyim yok ama ayık olmaktan ve geri dönmekten gerçekten memnunum.
Uh, I don't have much to say but um... I really thankful for my sobriety and... Keep coming back.
- Hayır, giyecek bir şeyim yok.
- No, I don't have anything to wear.
Merak etme, bir şeyim yok.
Don't worry. I'm sure it's nothing.
Kaybedecek bir şeyim yok.
I got nothing to lose.
- Dediğim gibi kaybedecek bir şeyim yok.
I told you, I've nothing to lose. Dickwad!
- Söylecek bir şeyim yok.
- I've got nothing to say.
Bir şeyim yok.
Oh, good.
- Bir şeyim yok.
- I'm fine.
Yok bir şeyim, anne.
- It was nothing, mom.
- Evet, bir şeyim yok.
Yeah, I'm alright.
Yok bir şeyim, izliyorum işte.
Don't worry about me, I'll just watch.
Yok bir şeyim, orospunun birinin lafları bana koymaz.
I'm fine, I don't care what some hooker says.
Ben iyiyim, yok bir şeyim.
I'm fine. It's nothing.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]