Yok et перевод на английский
2,349 параллельный перевод
Hemen şunu yok et!
Stop what you're doing.
Tesisi yok et.
Purge facility.
Yok et. Ne yapmaya çalışıyorsunuz, efendim?
- What is it you're trying to achieve, sir?
- Yok et gitsin.
- Burn it.
Üzerindeki "yeni araba" kokusunu yok et de kızlar kaçmasın.
When scares you away pussy.
Elindekileri hemen yok et ve kaç!
Throw away everything you have and run!
Bu, namlusu kesilmiş bir pompalı Islat ve Yok Et su tüfeği.
This is a sawed-off, pump action, Soak and Destroy water gun.
Onu yok et, çabuk.
Destroy it, quickly.
Alamadıklarını yok et
Destroy anything you can't
Kaderini kabul et ya da bir daha asla geri gelmeyecek geçmişin vesveseleri seni yok etsin.
Accept your fate... Or be destroyed by specters of a past never to return. Spartacus, you are summoned.
Onu yok et.
Wipe it away.
Git onları yok et!
Go destroy them!
Bu adamı ona neyin vurduğunu bile bilmeden yok et!
You destroy this guy before he even knows what hit him!
Yok et!
Shut it down!
Hades'i yok et.
You... defeat Hades.
O zaman yok et onları!
So destroy them! Exterminate them!
Yok et o gemiyi!
Destroy this ship!
Dalekleri yok et ya da Dünya'yı kurtar.
Destroy the Daleks or save the Earth.
Botu yok et. Motorsikleti sat.
Get rid of the boat, get rid of the motorcycle.
Sin Paradox Dragon, Neos Knight'ı yok et!
destroy Neos Knight!
Beni unut ve Stardust Dragon'u yok et.
Forget about me and destroy Stardust Dragon.
- Oku ve yok et.
Read it, shred it.
Yok et!
Get it!
Oku ve yok et.
Read it, shred it.
- Yok et!
-'Exterminate!
Yok et!
'Exterminate!
Yok et!
'Exterminate! '
Anlamak için deha olmaya gerek yok.
Det kræver ikke et geni at forstå, hvad der skete.
Yok et şu pembeyi, oğlum.
Lose the pink, man.
Başka seçeneğim yok, devam et.
- I don't have a choice.
Bu sırada da, seni yok edene kadar programı savunmaya devam et, Tom.
Meanwhile, you'll defend the program Right up until the minute it destroys you, tom.
Sorun yok, devam et.
It's okay.
Devam et, hiçbir şey yok.Haydi!
Go on, it's nothing. Go!
Hayır, et ya da hayvansal gıda yok.
No. No dairy or meat.
Yok ben iyiyim dostum, devam et sen.
No, I'm good, man. You go ahead.
Zamanımız yok. Yardım et de çıkaralım!
No time for that, Help me get him out,
Siktir et adamım, ota ihtiyacımız yok.
- Fuck that, man. I don't do weed.
Yani hâlâ sorun yok. Sadece acele et ve öldür şu adamı, tamam mı?
Will you hurry up and kill the son of a bitch?
Ve acele et. Dalga geçecek vaktim yok.
And hurry up,'cause I don't got time to fuck around today.
Charles'ı terk et, artık ona ihtiyacın yok.
- Leave Charles, you don't need him any more.
Siktir et lan. Bir şey olduğu yok.
Fuck that - -- nothing happened.
- Yok sen et.. çıkma teklif ediyordun
- No no no, you go. - You were about to ask me out again.
Tamam, tahmin etmek yok. Devam et.
okay, no more guesses.Continue.
Hayır aslında istemiyorum ama anlatacak başka bir şeyim yok, o yüzden devam et.
No, but I don't have another lecture ready, so you're on.
Yok, buyur devam et.
No, you go ahead.
Başka beyaz et yok.
No on the other white meat.
Acele et, daha fazla beklemeye sabrım yok.
You fucking hurry, I ain't waiting for you any longer.
- Kabul et ve herhangi bir geri ödemeye gerek yok.
- Take it, and there'll be no charges pending.
Takip et diyen sensin benim alakam yok.
You're the one who told me to follow him. I have nothing to do with it.
yok... et!
on... this... planet!
Yok et! Yok et!
Destroy.
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etrafta kimse yok 27
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etrafta kimse yok 27