Bir şeyin yok перевод на английский
2,629 параллельный перевод
Kaybedeceğin başka bir şeyin yok. "
You have nothing else to lose. "
Hayır, bir şeyin yok.
No, it looks fine.
Söyleyecek bir şeyin yok mu?
You've got nothing to say?
Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, bir şeyin yok, iyisin.
No, no, no, no, no, no, you're okay, okay.
İçecek bir şeyin yok mu?
Have you got nothing to drink?
Tamam, bir şeyin yok.
All right, you're good.
Hayatım! Çok şükür bir şeyin yok!
Dearest, thank goodness you're all right.
Endişelenecek bir şeyin yok.
You have nothing to worry about.
- Söyleyecek bir şeyin yok mu?
- Have nothing to say?
Okay, bir şeyin yok...
Okay, you're alright...
Bir şeyin yok.
You're alright.
Bu bar pisliklerinden başka arkada yiyecek bir şeyin yok mu?
You got anything to eat back there besides the bar food bullshit?
- Burada hiç bir şeyin yok mu?
You have nothing here?
Önce, rap yapacak bir şeyin yok diyordun.
Before, it was, "you don't have nothin'to rap about."
Halen söyleyecek bir şeyin yok mu?
Still got nothing to say?
- Bir şeyin yok!
You're fine!
Kalk! Bir şeyin yok. Gidiyorsun.
Get up, you're fine.
Stevie, senin bir şeyin yok, çocuk sahibi olmak için bir ömür vaktin var.
- With you will be fine. You have plenty of time.
Bir şeyin yok, iyileşeceksin.
It'll be all right. It's not bad.
Kaybedecek bir şeyin yok.
You have nothing to lose.
Korkacak bir şeyin yoksa kanıtlayacak bir şeyin de yok.
You have nothing to fear, you got nothing to prove.
Söyleyecek bir şeyin yok mu?
Don't you have anything to say?
- Bir şeyin yok ya?
- Are you hurt?
Söyleyecek bir şeyin yok mu buna?
You have no say in this?
Bak, endişelenecek bir şeyin yok Dan.
Listen, you have nothing to worry about, Dan.
- Söyleyecek bir şeyin yok yani?
- Really? You've got nothing?
Bir şeyin yok.
Are you okay?
Söyleyecek bir şeyin yok ama hâlâ hayatımı sen yönetiyorsun.
You have nothing to say but still you rule my life.
Bir şeyin yok.
It's okay.
Bir şeyin yok ya?
You all right?
En iyi arkadaşın hapiste ve kendi başına yapacak daha iyi bir şeyin yok.
Your best friend's in jail, and you don't have anything better - to do with yourself.
* Doktora götürdüm sevgilimi, ateşi vardı ama doktor bir şeyin yok dedi *
- ♪ Yeah, yeah ♪ - ♪ I took my baby to the doctor ♪ ♪ With a fever, but nothin'he found ♪
Bir şeyin yok.
You're all right.
Bir şeyin yok!
You're all right!
Bana kanıtlayacak bir şeyin yok.
Not yet. You got nothing to prove to me.
Bir şeyin yok.
You're fine.
O zaman endişelenecek bir şeyin yok ve bana nasıl kalabileceğimi söylemelisin.
Then you've got nothing to worry about and should tell me what to do so I can stay.
Ve senin bu konuda söyleyecek bir şeyin yok yani?
And you've got nothing to say about that?
- Bir şeyin yok.
- Little dizzy. You're fine.
Senin bir şeyin yok.
There's nothing wrong with you.
O anlaşma masada değil artık. Çünkü takas edecek bir şeyin yok.
Well, that deal is off the table'cause you got nothing to offer in trade.
Eğer daha sonradan bir şey öğrenirsek bulduklarımızı değiştirmek zorunda kalacaklar. Ben, bundan sonra olan hiçbir şeyin önemi yok.
If we find out something afterwards, they'll have to change the findings.
Bir şeyin olduğu yok.
I have no troubles.
O halde hiçbir şeyin bir akıbeti yok.
Then there are no consequences to anything.
Ama böyle bir şeyin benim için mahzuru yok.
But I don't mind such a thing
Bir sebep yok... Bu kadar çabaladığım bir şeyin bitmesi için.
There's no reason what I worked so hard for shouldn't last.
Daha bir şeyin olduğu yok.
Nothing's happening yet.
Bir çok şeyin ilgisi yok Bay McDeere.
A lot of things have no relevance, Mr. McDeere.
Kimse konuşmuyor ve bu leş yuvasında bir şeyin yenilendiği falan yok.
Nobody's talking and nothing's renovated in this piss hole.
Olmazsa da olmaz, hayatta hiç bir şeyin garantisi yok, değil mi?
If it doesn't, well, no guarantees in life, right?
Eğer hepimiz desteklemezsek, bir şeyin değişeceği yok.
Nothing's gonna change unless we all support it.
bir şeyin yok ya 29
bir şeyin var mı 19
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
bir şeyin var mı 19
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16