Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Birşeyi yok

Birşeyi yok перевод на английский

166 параллельный перевод
Onun şimdiden sonra seninle yapacak hiç birşeyi yok!
Things from now on have nothing to do with you!
Henüz birşeyi yok, bence birşeyi de olmaz.
He ain't broke yet, and 1 don't think he's gonna be.
Birşeyi yok.
He's all right.
Bekar insanların söyleyecek birşeyi yok!
Single people have no say!
Bilimin en büyük sırrı olabilecek birşeyi yok edemezsin.
You're robbing science of the greatest secret that's ever come to it.
Şimdilik birşeyi yok, ama şoku atlatana kadar bekleyelim.
Nothing to do now but wait until the shock wears off.
Onunda arz edeceği hiç birşeyi yok.
He had nothing to offer either.
- Birşeyi yok.
- He's all right.
Ciddi birşeyi yok.
He ain't bad hurt.
Onun bu konuda söyleyecek birşeyi yok muydu?
Didn't he have anything to say about this?
Onun birşeyi yok, Sylvie.
He's all right, Sylvie.
Oh, henüz birşeyi yok.
Oh, nothing yet, nothing yet.
Ciddi birşeyi yok.
Nothing serious.
- Hiç birşeyi yok efendim.
- Nothing, sir.
Birşeyi yok.
Nothing.
Gerçekten, onların birşeyi yok.
Really, there is nothing wrong with them.
Onun da birşeyi yok mu?
He has nothing? No!
Birşeyi yok!
He's all right.
- Evet hiç birşeyi yok. Ben biliyorum hepsi sigaradan.
Yeah, he's got nothing!
Birşeyi yok.
He is all right.
Ne yazık ki, Yien'nin böyle birşeyi yok
Unfortunately Yien lacks such prowess
- Birşeyi yok.
- He's all right! - Great!
- Bakın, birşeyi yok. Bakın!
- Look, he's all right.
Nasıl olurda evrenin en öldürücü gücü birşeyi yok edemez?
How can one not be overwhelmed by the deadliest force in the universe?
Anlaşılan o ki onun Takeda klanı için yapacak birşeyi yok.
When you think about it, why should he care one whit about the Takeda clan?
Hayır, birşeyi yok.
No, there's nothing wrong with the set.
Söyleyecek birşeyi yok.
She has nothing to say.
Birşeyi yok.
Nothing?
Değeri kalıcı olan birşeyi yok edemezsin.
You must not destroy what is inherently valuable.
Kendine ait hiç birşeyi yok, sadece verir ve alır.
She has nothing ofher own, only what's given or what she takes.
İkimizinde kaybedecek birşeyi yok.
Neither of us have much to lose.
Birşeyi yok.
It's okay.
Bodrumun birşeyi yok.
the basement's fine.
Sadece bilmenizi istedim ki Josh iyi, birşeyi yok yani.
I just wanted you to know that, uh... Josh is all right. I mean, he's OK and everything.
Çünkü söyleyecek birşeyi yok.
'Cause he ain't got much to say, Charley.
Birşeyi yok.
She's okay.
Birşeyi yok.
She's fine.
Yüzüne giren şişe kırıkları ve eziklerden başka birşeyi yok.
It's mostly bottles in the face and bruised balls.
Hiç birşeyi yok. Doktorla konuştum.
There's nothing wrong with him.
Kızın birşeyi yok.
She's okay.
- Susan, birşeyi yok.
- Susan, she's fine.
Birşeyi yok.
She's gonna be OK. She's OK.
İyi bir adama göre birşeyi yok.
She has nothing for a proper man.
Pekala, Senor Gomez'e eğer bir takas yapacaksa görmesi gereken adamın ben olduğunu söyle çünkü Simon'ın takas edecek birşeyi yok.
I'm the man to see, because Simon ain't got nothin'to trade.
Fazla eşyası yok ama onun hoşunuza giden birşeyi varsa, memnun oluruz ve eminim o da isterdi.
She didn't have much, but we'd be pleased, and I'm sure she'd want you to have anything of hers that you liked,
Hiç birşeyi unuttuğum yok.
I ain't forgetting nothing.
Böyle birşeyi neden Kaplan Kalesinde yapıyorlar? Hiç bir anlamı yok.
Why would he consort with the folks... at the Tiger Mansion?
Birşeyi yok.
There's nothing wrong with him. He has fainted.
Polly'nin önemli birşeyi unutacağından endişe etmene gerek yok.
You don't have to worry about Polly forgetting anything important.
Alamayacaksın, çünkü yapmadığım birşeyi söylemeye niyetim yok.
You won't get it, because I won't say something that I didn't do.
Eva Braun'un, Hitler'in sevgilisi olmasından başka birşeyi hakkında bilgimiz yok.
We know nothing about Eva Braun, only that she was Hitler's girlfriend.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]